Güney, okuldaki toplantıdan sonra bu konuyu kızıyla konuşmaya karar verir. Ne de olsa bu konuşmayı yapacak olan oydu ve eğer Songül istemeyecek olursa onu zorlamayacaktı...
Güney : babacım, benim seninle birşey konuşmam gerekiyor
Songül : babiş, sen neden okula geldin ki?
Güney : çünkü öğretmenin beni okula çağırdı, benimle konuşması gereken birkaç şey vardı
Songül : neden ki? Ben yaramazlık yapmadım, gerçekten yapmadım. Beni şikayet mi ettiler?
Güney: hayır hayır, sen uslu bir çocuksun, biliyorum babacım, zaten onun için çağırmadılar. Sınıf arkadaşlarınla bir gösteriniz olacakmış.
Songül : aa! Ne gösterisi?
Güney: şey... annelerle alakalı
Songül : ama benim annem yok ki, o öldü
Güney: evet, biliyorum bitanem ama tüm arkadaşların orda olacak, herkes annesini tanıtacak, sen de orda olmak istersin diye düşündüm
Songül : ama nasıl olucak? Benim annem yok, ben de katılmak zorunda mıyım?
Güney: istemezsen katılmak zorunda değilsin... ama annen yerine mesela beni anlatabilirsin istersen...
Songül güldü...
Songül: ama sen benim annem değilsin ki, çok komik olur bu
Güney: evet ama ona en yakın kişiyim
Songül : baba...
Güney: efendim kızım
Songül : ben orda Yağmur ablayı anlatsam, Yağmur abla üzülür mü? Bana kızar mı Yağmur abla?
Güney: neden kızsın ki?
Songül : o benim annem değil ama onun gibi birşey olucak ya, belki istemiyordur
Güney: hayır tabii ki, hatta çok sevinir biliyor musun?
Songül : gerçekten mi?
Güney : evet...
Songül : gelir mi peki beni izlemeye?
Güney: gelir tabii ki, hatta gel bunu kendisine sorarız...
Songül : babiş...
Güney: efendim prenses
Songül : peki Yağmur ablayı anlatırsam annem üzülür mü? Hani sen hep diyorsun ya, ağlama ağlarsan annen görür üzülür diye... annem eğer orda Yağmur ablayı anlattığımı görürse, bana kızıp üzülür mü?
Güney'in buna verecek cevabı yoktu... Songül onun evleneceğini görüyorsa üzülüyor mudur sorusuyla aynı şeydi bu sorduğu...
Güney : annen senin mutlu olduğunu görünce mutlu oluyordur prensesim...
Songül ve Güney el ele okul kapısında bekler, Yağmur da Emre'yi almak için gelmişti. Yanlarına giderler...
Güney: selam canım...
Yağmur: selam... nasılsın Songül?
Songül : iyiyim Yağmur abla
Güney : bizim sana söyleyecek birşeyimiz var, daha doğrusu Songül'ün... bir öğle yemeği yiyelim mi beraber?
Güney, Songül'e göz kırpınca Songül de gülüp göz kırpmaya çalışır...
Yağmur : merak ettim.. e gidelim hadi o zaman..
Yemekleri geldiklerinde Güney, mutlu bir şekilde konuyu açar...
Güney : Yağmur, Songüllerin sınıfında anne konulu bir etkinlik olacakmış...
Yağmur : yaa...
Güney: herkes annesini anlatacakmış, beni de okula çağırıp durumu anlattılar.
Yağmur : anladım... sen de katılacak mısın Songül?
Songül : evet... ben orda seni anlatmak istiyorum
Yağmur : ne beni mi?
Songül : evet... kızdın mı?
Yağmur : canım benim, ben sana niye kızıyım ki? Çok şaşırdım, çok mutlu oldum
Songül : gerçekten mi?
Yağmur: tabii ki
Songül : beni dinlemeye gelir misin peki?
Yağmur : tabii ki gelicem...
Songül kalkıp Yağmur'a sarılır ve yanaklarından öper....
Songül : teşekkür ederim... seni çok seviyorum Yağmur abla...
Yağmur : ben de seni güzelim...
Yağmur'un yüzü gülmüştü bu haber sonrasında. Songülle bu kadar yakın olmak, üstelik Emre'nin de Güney'le böyle yakın olması ve birbirlerini sevmesi onu mutlu ediyordu. Böylelikle kendilerini dört kişilik güzel bir aile olarak görebiliyordu...
Güney, kızının Yağmur ile bu denli yakın olmasını çok sevmişti. Hem Yağmur ona çok iyi bir anne olacakı, aynı Songül'ün vasiyeti niteliğindeki o videosunda da istediği gibi, biricik kızları, minik Songül annesiz kalmayacaktı, o annesizliği tatmayacaktı....