Aylar sonra...
ALİ
Aylin ve Cihan ile evin balkonundaydık. Evet oğlumun ismi Cihan'dı. Eylül'ün beğendiği iki isimden biriydi Cihan ve bunu koymaya karar vermiştim.Cihan küvezden çıkmış, kendini iyice toparlayınca eve gönderilmişti. Anne sütü alamadığı için hala olması gerekenden biraz daha zayıftı ama toparlayacaktı, en azından buna inanıyordum. Zaten Yağmur da öyle demişti, şimdilik hiç bir sorunu yokmuş.
Cihan, erkek olmasına rağmen annesine benziyordu sanki. Gözleri de ona benzemişti zaten, bana benzeyen tek yanı saçlarıydı sanırım. Beklediğimin aksine çıkan saçları sapsarıydı...
Aylin : abi... mezarlığa gidecek misiniz yarın?
İçim sıkıntıyla dolmuştu... mezarlık...
Ali : evet.. tabii ki, tabii ki gidicez. Neden gitmeyeceğimi düşündün?
Aylin : bilmiyorum... zor olur diye...
Ali : hem de çok zor, düşüncesi bile... ama sevdiğim herkes yanımda, kocaman bir ailem oldu.
Aylin : zamanı mı bilmiyorum ama sana bir şey söylemem lazım... ben biriyle görüşüyorum
Ali : ne zamandır? Benim neden haberim yok?
Aylin : yani çok olmadı aslında. Ama doğru insan olduğunu anlayana kadar biraz zaman geçsin istedim. Bir de zaten yeni yeni toparlandın.
Ali : gelsin tanışalım. Yemeğe gelsin hatta. Kimmiş, neymiş öğrenelim...
Aylin : sen ve yemek? İşe ara vereli kendini yemeğe verdin anlıyorum ama umarım sevgilimi zehirlemek derdinde değilsindir...
Ali : hayır... sadece konuşucaz. Ama bir yamuğunu görürsem...
Aylin : abi...
Ali : ne? Kardeşimi düşünüyorum...
Aylin : biliyorum... iyi ki varsın abi...
Ali : sen de iyi ki varsın. Sen yanımda olmasaydın o günler nasıl geçerdi düşünmek bile istemiyorum...
Aylin : düşünmemeye çalış... aylar oldu.
Ali : gel de bana sor. Öyle pişmanım ki, keşke o arabayı durdurup öyle Eylül'le konuşsaydım... zamanı geri alabilseydim...
Kelimeler boğazımda düğümlendi, daha fazla konuşamadım. Aylin de o halimi görünce bana sarıldı... yine de şuan yanımdakinin o değil de Eylül olmasını isterdim... öyle özledim ki...
GÜNEY
Evliliğim, annem tarafından da şiddetle onaylandığından, çok rahat bir şekilde geçiyordu. Artık, Kader'le nerdeyse akraba olma yolundaydık, Poyraz çok hızlı davranmış, berbat hastane günlerimizin ardından Kader'e evlenme teklif etmişti ve Kader de kabul etmişti...şimdi bu nişanlı çiftle birlikte kahvaltı ediyorduk ama suratlarımız asıktı yine de pek belli etmemeye çalışıyorduk. Özellikle ben ve Kader için zordu bu durum...Kader : yarın...
Güney : biliyorum Kader...
Kader : bizimkiler de gelir... hep beraber orda oluruz bu sefer... mezarlığa ayrı ayrı gittiğimizde olmuyor, insan kendini çok yalnız hissediyor...