42.Bölüm

1.2K 71 11
                                    

Meral : ne konuşacaksın canısı? Merak ettim

Serkan : ben Cemre'ye evlenme teklif etmek istiyorum ama nasıl yapsam bilemedim. Güneyler apar topar evlenmişti zaten, Toprak hocayla Feride hanım desek onların sürprizi bozulmuştu... örnek alabileceğim biri yok.

Meral : aaa canısı Ali var. Ali'nin müthiş evlilik teklifini örnek alabilirsin..

Meral ve Eylül gülmeye başlar

Eylül: aman Meral yaa

Serkan : naaptı ki?

Eylül: sen Meral'e bakma Serkan. Cemre'nin istediği mutlu olmak, hepimiz gibi... kendi içinden nasıl geliyorsa öyle teklif et Cemre'ye...

Meral : sen de evlenince bana krep yapar mısın demezsin de evlenince de benim resimlerimi çizer misin diye sor.. bak bence mükemmel teklif, bu iyiliğimi unutma..

Meral güler...

Eylül: dalga geçmesene Meral... hem sen kendine bak, daha evlenemedin...

Meral'in gülümseyişi söner...

Meral: aman, evlenmek isteyen kim ki?

Eylül: hı hı tabii... ondan mı düşün günü ayakkabımı alıp yere sürtüp duruyordun?

Meral : ya canısı dur şimdi konumuz Cemre ve Serkan şu anda...

Eylül: iyi tamam...

Meral : canısı bence şöyle büyük bir sürpriz hazırla, şaşırt Cemre'yi... öyle şaşırsın ki havalara uçsun

Serkan : tamam ama nasıl yapıcam?

Meral : bak benim aklıma birşey geldi...

Meral planı anlatır, Eylül'ün de Serkanın da çok hoşuna gitmişti. Meral ve Eylül de hazırlıklar için Serkan'a yardım edecekti.

Eylül: ee Kader? O da yardım eder

Meral : aman Eylül sakın! O boşboğaz bilmiyor musun? Gider yetiştirir hemen Cemre'ye...

Eylül güler...

Akşam Ali, eve birkaç dosya getirmiş onlarla ilgileniyordu. Eylül ona bir kahve getirdiğinde ara verdi...

Eylül : biraz ara mı versen? Çok çalışıyorsun...

Ali : kafama takıldı naapıyım canım...

Eylül : başka bir işin olsa eve iş getirdin diye kızarım ama şimdi konu çocuklar olunca kızamıyorum da...

Ali : seni ihmal mi ettim?

Eylül: yoo... yani, belki birazcık...

Ali, Eylülü öper...

Ali : bi Aylin'i arayayım ben...

Eylül: aa tamam... sonra bana da ver, ben de konuşayım...

Ali : zaten siz benden de iyisiniz, nasıl oldu da bu kadar sevdiniz birbirinizi anlamıyorum. Sizin gelin görümce olmanız gerekmiyor muydu?

Eylül: öyleyiz zaten canım

Ali : yok, siz baya kardeş gibisiniz. Beni de çekiştiriyorsunuzdur siz şimdi...

Eylül: ıı şey...

Ali : anladım anladım... bi konuşalım bakalım.. hem ona da soralım, hala olmak için erken mi geç mi diye...

Eylül: bu konuyu kapatmamış mıydık?

Ali güler...

Ali : yoo...

Ali, Aylin'i arar ama Aylin telefonu açmamıştı...

Ali : Allah Allah, nerde bu kız? Tekrar arayayım...

Aylin yine cevap vermez...

Ali : ev arkadaşını arıyayım ben en iyisi...

Eylül: sıkma canım kızı bu kadar... sürekli arıyorsun zaten...

Ali : kardeşim sonuçta, merak ediyorum canım. Sen de sürekli kontrol ediyorsun kardeşlerini...

Eylül: ama benimkiler ufacık daha... senin kardeşin yetişkin. Kendi başının çaresine bakabilir. Birazcık rahat mı bıraksan acaba?

Ali : iyi tamam tamam... çalışırım...

Ertesi günse Serkan kızların da yardımıyla planını devreye sokar...

Cemrenin telefonuna mesaj gelir...

"Günaydın aşkım... mutfağa git, oraya senin için birşey bıraktım..."

Cemre mutfağa gider ve masanın üstünde bir fincan kahve ve Cemre'nin en sevdiği kurabiyeden vardı. Ayrıca fincanın altında bir not bulur...

"Bugün işe erkenden gitmek isteyebilirsin çünkü orda güzel bir sürpriz bekliyor... "

Cemre anlamamıştı... kızlar uyanınca onlara sorar...

Cemre : ya Kader, bunlar nerden çıktı?

Kader : bilmiyorum ki Cemre...

Cemre : Allah Allah...

Kader : kurabiyeyi yiyecek misin? Hayır yemeyeceksen ben yiyebilirim...

Cemre : bölüşelim

Cemre kurabiyeyi ikiye kırıp yarısını Kader'e verir...

Cemre, Meral'e de sorar ama o bilmiyor numarası yapar...

Hep beraber yurda gittiklerinde Cemre  masasında koskocaman bir gül buketi bulur...

"Senden güzel olmasalar da..."

Cemre dayanamaz ve Serkanı arar...

Cemre : aşkım bunlar çok güzel... teşekkür ederim...

Serkan: çekmecene bak aşkım

Cemre : çekmece mi?

Serkan : evet, hadi bak

Cemre çekmeceyi açar, içinden bir not daha çıkar... ve bir anahtar vardı

"Yurttaki ortak dolaplardan birinde, senin için birşey var... dolaplardan hangisi dersen, bizim için bir anlam ifade edecek bir sayı seçtiğimden emin olabilirsin..."

Cemre hemen dolapların önüne gider... onca dolap vardı, bu anahtar hangisini açıyordu?

Eylül ise Rüstemden bir telefon alır... onla görüşmek isteyen bir adam vardı. Çocuklardan birinin babası ya da abisidir ye düşünerek içeri aldırdı. Bir süre konuştular adam çıktığında Eylül ağlıyordu...

ozlemzgi ❤️

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin