Cemre ile konuşmak Güney'e çok iyi gelmişti. Çünkü bunca zaman Güney'in unuttuğu bir şey vardı, Cemre de sevdiği adamı kaybedip hayatına devam etmiş ve bir başkasıyla evlenmişti. Şimdi Güney de bunu yapacaktı. Kader ve Meral'in ne düşüneceğini umursamayacak, Yağmur ile evlenecekti hem de ilk fırsatta.
Güney sabah erken saatlerde yaptığı bir dizi telefon konuşması ve hazırlıktan sonra Yağmur'un evine gitti. Pencereler henüz kapalıydı, perdeler de çekiliydi. Evden önce Poyraz çıktı, Güney onunla henüz konuşmak istemediği için geri çekilip saklandı. Yarım saat kadar sonra Yağmur da hızla dışarı çıkmıştı. Bir eliyle oğlunun elini tutuyor, diğer elinde de önlüğü vardı, hastaneye gidiyordu...
Güney pat diye Yağmur'un karşısına çıkınca Yağmur korkmuştu...
Yağmur : ay Güney! Ne işin var senin burda? Korktum...
Güney : şey korkuttuğum için kusura bakma. Uzun zamandır evin önünde bekliyordum çıkmanı. Seninle konuşmam lazım, çok acil
Yağmur : konuşacak bir şey yok Güney. Hem zaten işe gitmem lazım, geç kaldım. Daha oğlumu okula bırakıcam, anlayacağın hiç vaktim yok...
Güney : gelin benimle, sizi arabayla götüreyim. Daha çabuk gidersiniz...
Yağmur : gerek yok
Güney: inat etme işte Yağmur... Kendin gitmeye kalkarsan geç kalacaksın. Seni hastaneye bıraktıktan sonra Emre'yi okula ben götürürüm. Hem yolda da konuşmuş oluruz, sen de işe geç kalmamış olursun... oğlunu emanet edecek kadar güveniyorsun dimi bana?
Yağmur kabul edip arabaya bindi... Emre arkada çantasını karıştırırken annesi ve Güney'i duymuyordu bile...
Güney : Yağmur, sana öyle davrandığım için özür dilerim
Yağmur : bana kötü davranmadın ki, özür dilenecek bir şey yapmadın yani
Güney: hayır hayır yaptım. Ben çok aptalım, hala saçma sapan şeyler düşünüyorum, deli olduğumu düşünebilirsin ama içimde bir yerlerde Songül'ün bana seninle olduğum için kızdığını falan düşündüm
Yağmur : bu çok normal, böyle düşünmen yani...
Güney; hayır değil... Songül öldü. Yanımda o değil sen varsın.. vardın en azından ama ben senin kıymetini bilemedim. Özür dilerim
Yağmur : önemli değil, gerçekten önemli değil.
Güney: önemli... ben senin yanında olmak istiyorum, seninle evlenmek istiyorum. Ne olur bu kadar çabuk kestirip atma, düşün...
Yağmur ; Güney...
Güney : her şey hazır... 1 hafta sonra, aynı gün, senin de çok beğendiğin o mekanda düğünümüzü yapıyoruz
Yağmur : düğün mü? Biz sadece nikah yapacaktık ama... öyle konuşmuştuk...
Güney : sen çok daha iyilerini hakediyorsun.. sen hayatında ilk kez evleniyorsun, her şey hayallerindeki gibi olmalı...
Yağmur : Güney ben... ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten
Güney : bir şey deme... evet de. Lütfen evet de. Sen beni terkettiğinde dünyam başıma yıkıldı. Ne olursa olsun gitmezsin sanıyordum, ama sen beni terkedince öyle kötü oldum ki. İşte o an anladım, ben sensiz yapamam. Hayat bana ikinci bir şans sunmuşken onu elimle geri itemem. Ne olur sen de bu ikinci şansı geri itme. Ve gel, evlenelim...
Yağmur : tamam...
Güney : sana söz veriyorum, bir daha onun hakkında hiç bir şey söylemicem sana. Gel, evlenelim... her şey çok güzel olacak, lütfen bana inan... benimle evlenir misin Yağmur? Haftaya bugün... yanımızda arkadaşlarımız, sevdiklerimiz ve başka kimleri istersek...
Yağmur : evet... seninle evlenirim Güney...
Güney arabayı kenara çekip yanındaki Yağmur'a sarıldı. O da Yağmur da çok mutluydu...
Yağmur : Güney... geç kalıyorum...
Güney : tamam... hemen gidiyoruz...
Güney arabayı tekrar çalıştırdıktan sonra camı ve arabanın üstündeki camı sonuna kadar açıp kornaya uzun uzun basarak bağırmaya başladı...
Güney: evleniyoruz! Duydunuz mu evleniyoruz! Haftaya evleniyoruz!