2.BÖLÜM: "Emanet Paket"

13K 1K 669
                                    

3.GÖZ

Ece, karşısındaki genci izlerken, elini çenesinin altına koydu ve güneş girmesini engellemek için çim yeşili gözlerini biraz daha kıstı.

-Heyy...Kime diyorum? Ece, Ece? Allah, gitti yine...AHHH!" Arkadaşının aniden bağırışıyla yerinde sıçradı genç kız. Baş parmağıyla damağını ittirip, dik dik Aden'e baktı.

-Efendim Aden? Bi şaaptırmıyorsun ki insanı sen de..." Arkadaşı kaşlarını kaldırıp, muzip bir şekilde gülümseyince panikledi. "Yanlış anlama, kafa dinletmiyorsun demek istemiştim. Ee sen ne anlatıyordun?" Neyse ki konuyu başarılı bir şekilde değiştirebilmiş, Aden'in ilgisini farklı bir yere çekebilmişti.

-Hıh, Ediz diyordum! Ay Ece, görmen lazım. Resmen al, kahve tepsisine lokum diye löp koy. Bir bakıyor, böyle görsen yer titriyor yer!" Ece, istemeden ağzından bir kıkırtı kaçırdı. Arkadaşı da gökyüzüne diktiği gözlerini, kıza çevirdi, kenetleyip, böğrüne yasladığı ellerle.

-Ne gülüyon ya? Şurada içimizi döküyoruz... Bak içim dedim, çünkü o bana ait. Na şuraya yazıyorum..." Parmağını oturdukları banka sürmüştü ki, yapışkan hisle yüzünü buruşturup, geri çekti. "Ay reçine mi bu ayol? Neyse, bak kalıcı yazdım. Biz birbirimize aitiz, birbirimizin doğrusuyuz, hissediyorum, o kadaaar..." lafını bitirince yapışkan bulaşan parmaklarını, taytına sürdü.

-Ne diyeyim? Tanımıyorum daha. Ama ilk defa seni böyle görüyorum. Demek ki öyle saçma sapan birisi değil. Hayırlısı olsun inşallah." Aden, içinden iki üç ayet okuyup etrafına üfledi.

-Amin, amin. Seninki de olsa mı artık acaba? Hayırlı yani..." Ece, bu sefer basketbol oynarken, Rüzgar'dan top çalarak sırıtan Tuna'ya kaçamak bir bakış attı. Elleriyle oynarken, sorudan kaçmak için uğraştı yine.

-Nereden geldi konu bana ya?" Aden, çiftleşen sinek gördüğü ilk andaki gibi, Tuna'ya benzeyen gözlerini kocaman açarak döndü arkadaşına.

-Nereden mi geldi? Sahiden mi? Ece! Yapma. Ben senin en yakın arkadaşınım. Seninle bir poponun iki parçası gibiyiz, etle tırnak, ikizler, serçe parmakla yüzük parmak..." Ece yüzünü ekşitirken, aldırmadan devam etti, daha dramatik olması için elini de kızın eline koyarak. "Hayır, başka birine de şans vermiyorsun ki hiç. Nereden baksan 3 küsür yıl oldu bu konu ya. Ne zaman açılacaksın?"

-Gelecek bir zaman. Ama şuan değil." Dedi kararlı bir ses tonuyla. Diğer eliyle, Aden'in kendi eli üzerine koyduğu elini kavradı. "Şimdi değil."

-Sen bilirsin. Ben sadece..." derin bir iç çekerken, konuşulanlardan habersiz kardeşine baktı genç kız. "Senin üzülmeni istemiyorum. O da üçüzüm ve çok garip geliyor. Allah'ım! Rüzgar'dan hoşlansan daha kolay olurdu." İkili beraber kıkırdadıklarında, ara verip dinlenen ikiliye baktı kız.

-İnsan, kime aşık olacağını seçemiyor ki." Onlara doğru yürüyen iki genç adamla kendini toparladı. Üzerindeki duygusallığı atmaya çalışırken, Aden de farkındaydı bunun.

Yıllardır Ece'nin yaptığı hep buydu çünkü.

-Muş gibi yapmak.

Umursamıyormuş gibi.

Sevmiyormuş gibi.

Ölmüyormuş gibi.

-Rüzgar'ım ağlıyordu. Duydunuz değil mi?" Dedi Tuna keyifle sırıtırken. Rüzgar, ona cevap vermek yerine Aden'in elindeki su şişesini alıp kafasına dikti. "Üzülme üçüzüm. Benden iyisi NBA." İri bedenini banktan arta kalan küçücük yere sığdırmaya çalışırken, kalçasıyla Ece'ye vurdu birazcık. "Kay kız, cadı."

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin