ALAZ ERDENAY'IN MEKTUBU: "Ece'ye..."

8K 868 223
                                    

Multimedya; 💕

3.GÖZ

Genç kız, kapıyı çalan adamın yüzüne baktı. Şapkası ve kıyafetlerine bakılırsa, kargo görevlisiydi.

-Ece Çetin Erdenay, burada mı efendim?" Kafasını aşağı yukarı sallarken, kısa bir an, önceden Alaz'dan gelmiş, içinde iç çamaşırı ve kelepçe olan siyah kutuyu hatırlayınca zihninden defetti.

-Evet, benim." Adam, elindeki paketi uzattı Ece'nin uzun parmaklarına.

-Size teslim etmem istenilen bir paket. İmzanızı rica edeyim." Uzatılan kağıttaki birsürü isim ve imzaların arasından kendine ait olan kutucuğa imza attı. "İyi günler efendim."

-Size de." Kapıyı kapattığında elinde paketle öylece kalakalmıştı. Evde, Naciye Hanım haricinde kimse yoktu. Annesi Berkeyle beraber eve yiyecek bir şeyler için alışverişe çıkmış, evet ilk defa Naciye Hanım'a alışveriş yaptırmamıştı, Aden de birazdan yanına geleceğini söylemişti.

-Kim gelmiş Ece'm?" Elinde el havlusuyla gelen kadına paketi gösterdi gülümseyerek.

-Kargo Naciye teyze, bir şey değil. Odamdayım ben, Aden gelirse." Kadın kafasını salladığında merdivenleri çıkmaya başladı. Odasına gittiğinde içinde gittikçe büyüyen merakı dindirmek için, çalışma masasındaki kalemlikten bir makası aldı ve paketin başını kesti.

Sonunda zarf aralandığında tepetaklak masaya boşalttı içindekileri ve ilk gözüne çarpan, simsiyah bir zarf oldu. Üzerinde altın renginde işlenen ismine baktı.

"Ece'ye..."

Parmakları yavaşça zarfı yapışkan kısmından kolayca açarken, içinde zımbalanmış kağıtlardan oluşan bir mektup vardı. Her kim yazmışsa, içinden dökülenler birden fazla sayfa sürmüştü. İki kere katlanan yaprakları açtı ve masasının önündeki dönen koltuğuna oturarak, okumaya başladı.

"Merhaba, Ece."

Tüyleri diken diken olurken, midesinde bir bulantı baş gösterdi.

"Bir mektuba nasıl başlanır bilmiyorum, çünkü daha önce mektup yazmadım. Yazımdan, beni tanıdığını ve korktuğunu biliyorum. Korkunun kokusunu çok iyi tanırım.

Korkma, demem fayda sağlamayacak. Ama artık korkma, Ece. Ben, Alaz.

Erdenay. Çakıl. Hangisini kullanırsan.

Sana bunu neden yazdığımı, her şeyden önce sana bunları neden yaptığımı bilmiyorsun. Ama sana önce, şuan yaptıklarımdan bahsedeceğim."

Tabii ki onu yazısından tanımıştı. İtalik ve kusursuz yazısı, son derece özenli duruyordu. Ayrıca birden fazla sayfa sürmesinin nedenini anlamıştı.

Alaz, a4 kağıdının başından, sonundan, sağ ve solundan üç-dört parmak kadar boşluklar bırakarak, düzgün aralıklarla yazmıştı mektubunu.

Elleri titriyordu. Gözlerini kapatıp, derin bir nefes aldı Ece. Korkmamalıydı, sadece basit bir kağıt ve kelimelerdi hepsi bu.

İçinde yazanların ihtimalinden korkuyordu kız. Ya tekrar peşine düşmeye karar vermişse? Tutku, artık kesin bir şekilde bıraktığını söylese de ya vazgeçseydi?

O yüzden okumalı, başına ne geleceğini bilmeliydi. Devam etti satırlarına.

"Tedavi görüyorum. Şu bir haftada kaç psikiyatristler ve psikologlarla görüştüğümü bilemezsin. Evet, sana onları hiç sevmediğimi daha önce çok söyledim. Ama şu an onlara ihtiyaç duyduğumun farkındayım.

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin