4.BÖLÜM: "Birini Öldürmek..."

12.4K 952 612
                                    

3.GÖZ

Elindeki bahçe makasıyla, bahçedeki yabani otların hepsini temizleyen Elvin, kendisine ve ona limonata getiren kocasına, aşkla baktı.

-Gel, mola ver hatun." Makası çuvala doldurduğu ot artıklarının üzerine fırlatırken ellerindeki eldivenleri çıkarıp aynı yere attı rastgele.

-Teşekkür ederim..." omzuna sarılan kolla, kafasını Acar'ın göğsüne yaslarken limonatasından koca bir yudum aldı. "Bak kalanları da ben temizledim. Güzel oldu sanki? Değil mi?" Saçlarını karıştıran elle keyifle gülümsedi ve sıcak havada buz gibi olan limonatasını içmeye devam etti.

-Senin elinin değip de güzel olmayan..." Tuna, bahçenin demir kapısını çarpınca; kadının yüzüne gelen saçı okşayarak kulak arkasına sıkıştıran adam da, Elvin de döndü öfkeyle onlara doğru gelen genç adama. "N'oluyor lan peze..."

Tuna, otların üzerindeki bahçe makasını çitlerin üzerine fırlatırken çıkan gürültülü sesle öfkesini attı ve bağırdı.

-Arrrggghhhh!!! NASIL YAPTI LAN BUNU?!?" Annesinin yeni biçtiği otlara kıyamayıp çitlerin yanına gitti ve art arda tekmelerini geçirdi. "Onu..." Tekme. "Rol için..." Tekme. "Bile olsa..." Tekme. "Nasıl ÖPTÜ LAN?!?BANA SORMADAN ANNE!!!" Elvin'e dönmüştü bunu söylerken. "BANA SÖYLEMEDEN!! NE HAKLA AMINA KOYAYIM, NE HAKLA?!!" Kadın, kaşlarını kaldırınca derin derin nefeslendi. "Özür dilerim, küfür sana değil ama...SİKTİR İÇİM KAVRULUYOR!!!" Arkasını döndü ve bu sefer çitleri kıracak sağlam bir tekme savurdu. Kopan iki parça tahta etrafa saçılırken, üzerindeki Yonca'nın hediye ettiği tişörtü çıkardı ve yaka kısmına dişlerini geçirerek bir kurt gibi yırttı.

Kırdığı çitlerin üzerine doğru fırlattı kumaş parçalarını.

-Tuna..." boğazını temizledi Acar, karşısındaki boğanın oğluyla alakasını düşünürken. "Sakinleşsen mi..." İşaret parmağı ve orta parmağını birleştirerek kaşının üzerini ovaladı. "Acaba?"

-SAKİNLEŞİCEM BABA BEN SAKİNLEŞİCEM! O İTİN BOYNUNU ELLERİMLE BİR KIRAYIM, YONCA'YI İÇİMDEN BİR SÖKÜP ATAYIM SAKİNLEŞİCEM..." Elvin, üzüntüyle kıvrılan kaşlarıyla birkaç adım attı oğluna. Elindeki limonatayı uzatırken, göğsü körük gibi inip kalkan Tuna'ya baktı.

-Al, iç bunu...Hadi." Tuna, annesini kırmazdı. Onu kıran herkesi kırmaktan da tek bir an çekinmezdi. Bardağı aldı ve birkaç yudumda tüm limonatayı midesine gönderdi.

Elvinle kısa bir an bakıştılar. Elalarına bulutlar çökerken, yüzü her zamanki neşeli halinden çok uzaktı.

Kendini çok aptal hissediyordu. Hayatında ilk defa, ailesi dışında bir kıza böyle açmıştı kendini. Onu duvarlarından içeri almış, hayatının dışında kalan kimseye göstermediklerini, ona göstermekten gocunmamıştı.

Aşkı koşulsuzdu. Sevgisi sınırsız...

Sadakati de. Güveni de.

Neyi eksik yaptığını düşündü. Yoktu.

Sorun Ece'yi koruması mıydı? Öyleyse bile, böyle bir durumda onun istediğini yapmanın kendi karakterinin dışına çıkmak olduğunun bilincindeydi. Yine olsa, yine o taksiye Yonca'yı bindirirdi.

Belki sorun çok sevmesiydi. Fazla değer vermesi...

Gerçekten o dizideki öpüşme sahnesini Tuna'nın izlemeyeceğini mi düşünmüştü? Gün geçtikçe fark edilen değişiminin, genç adamın daha ne kadar uzun süre görmezden gelmesini umuyordu ki?

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin