Multimedya; Alaz Erdenay
3.GÖZ
BAR/ SAAT: 02.35
-Karımın kolunu bırak." Tıslar gibi söylediği sözcüklerden sonra mavilerle elaları delip geçti Alaz. Ece'nin kolunu tutan eli sıkılaşırken, kızın parmakları kan topladı aniden. Çok sıkıyordu genç adam, öfkesi gözünü döndürmüştü.
-Onu buraya zorla getirmiş olmalısın! Bırak, Eceyle konuşmak istiyorum." Aniden elini çekti mavi gözlü genç.. Yüzüne itici bir gülümseme koyarken derin bir nefes aldı. Tuna'yı elinde olsa tam o an gırtlaklar ve öldürürdü. Güç yönünden eşit görünüyorlardı. Ama ikisinin de deli damarı attığında neler olacağını kimse kestiremezdi.
-Pekala konuş. Ama fazla meşgul etme. Gecemiz yeni başladı." Cümlesindeki ima açıktı. Elini Ece'nin sırtına koyarken kızın kulağına eğildi. Söyleyeceği şeyi Ece hariç kimse duyamazdı çünkü müzik sesi çok yüksek olduğu için Tunayla bile bağırarak anlaşıyorlardı. "Eğer açık verirsen, onunla gitmeye kalkarsan olacakları biliyorsun." Diyerek geri çekildi ve kızın yanağına bir öpücük kondurdu. Bir adım geriye çekildiğinde, Tuna kızın kolundan elini çekmeden, Ece'yi barın üst katına çıkan merdivenlerin altına götürmüştü..
-Senin burada ne işin var? Kızım sen delirdin mi? Striptiz kulübünde olmak da nereden çıktı? Bu herifin fantezisi mi bu? Ecee..." kızın kolundaki eli sıkılaşırken, Ece'nin sessizliği daha fazla senaryo kurup delirmesine neden oluyordu. "Delirtme beni, anlat. Bak sen hastanede olmamı zerre iplemeyip, balayında o herifle keyif çattığın halde seni merak ediyorum ben!" Kendi kendine olan öfkesi, kafasını art arda duvara geçirme isteği yaratsa da, kız cevap verene kadar bir şey yapmamaya karar verdi.
-Sana ne? Ne işim varsa var." Alaz'ın tehditi aklına gelirken, bir saniye için mavi gözleri gördü yeşilleri. Kalbi korkuyla hızlanırken, Tuna'ya kaşlarını çattı yalandan. "Bırak beni..." gözleri aniden doldu, söylediğinin ihtimali bile kendisini yıkarken. Tuna'nın onu bırakması, ne acı olurdu daha hiç elinden tutmamış, onun için diretmemişken... "Git buradan. Zerre kadar umrumda olsan, yoğun bakımda olduğunda gelirdim zaten." Tuna'nın kaşları indi duyduğu cümlenin verdiği üzüntü ve kalbindeki sızıyla.
İçinden bas bas bağırdı Ece.
"N'olur inanma! Orada geçirdiğin her saat için sana dua ettim."
"Lütfen bir kelimesine bile inanma. Alaz bana dokunurken, ben sadece senin yaşama ihtimaline tutundum."
"Senin fotoğrafına bakarken, elimle sıktığım çarşaflardan değil, varlığından güç aldım."
"N'olursun inanma Tuna."
-Demek öyle..." Tuna'nın yıkıldığını oturduğu yerden bile gören Alaz keyifle sırıtıp, ıslık çaldı. Bu sırada telefonu çaldığı için aramanın en has adamı Galip'ten olduğunu görüp açtı. Yüzündeki tebessüm yerini korurken, gözleri dolan Tuna'yı görünce kahkaha atma isteğiyle başa çıktı.
-Ne var Galip?" Dedi sesinden de keyfi yansırken. Ama adamdan duyduğu cümle, viski bardağının yere düşmesine neden oldu.
-Ağabey, biri adamlarımızı bayıltıp Ceylanla Berke'yi almış. Yalının etrafındaki adamlarımız da ortada yok! Ailedeki oğlan varya, Rüzgar Devran, onu gördüm gizlediğimiz kamerada. Ama kamera kırıldığı için, adamlarımızın nereye götürüldüğünü bilmiyoruz." Bakışlarını Ece'den çekip barı yıkmamak için ekstra çaba sarfederken, gözü seğiriyordu.
-O. Şerefsizin. Fotoğrafını. Gönder! Ulan hani bir tehdit oluşturamazdı!! Ailenin üzerinde gözünüzü tutun dedim orospu çocukları!!!" Telefonda kükrerken, birkaç kişinin bakışlarına aldırmadı. Barmenin korkuyla bardağı düşürmesine bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)
Roman d'amourDeli dolu, öfkeli, ihtiraslı, kuralsız, korumacı. Tuna DEVRAN. Naif, kırılgan, sessiz, güçlü. Yıllarca taşıdığı aşkın yüküyle, yorulmuş bir kız. Ece ÇETİN. Tuna, hayatını son derece hızlı ve dolu geçiren, sevgilisiyle gününü gün eden bir genç ad...