9.BÖLÜM: "Kurtarıcı"

11.2K 871 525
                                    

•Multimedya: Alaz Erdenay•

3.GÖZ

Ece, odasını tıklatan kişiye hitaben,

-Giiir!" Diye bağırdı okuduğu kitaba ara vererek. Romandaki kıza sinir olmuştu! Orada onu seven bir adam varken, onun yüzüne bile bakmayan birine kör kütük aşıktı!

Kendisi gibi! Kendisine de sinirlenmişti dolayısıyla.

-Abla..." Berke'nin yüzünü görünce kocaman gülümsedi. En son bir saat önce annesiyle tartışmıştı. Kadın kesinlikle çocuklarının Tuna'yı görmesini istemiyordu. Hele en son Berke'yi kaçırdığı(?) için Rüzgar'a da fazlasıyla gıcık olmuştu.

-Gel yakışıklım..." yatağına oturan çocuğun saçlarını karıştırıp, yanağını öptü.

-Ben teşekkür edecektim. Doğum günüm için...Çok güzeldi. Hem Ecrinle de çıkıyoruz galiba biliyor musun?" Berke pek konuşkan birisi değildi ama yakışıklı olduğu ve okul takımındaki konumu düşünülürse kızların ilgisini çok çeken bir çocuktu.

-Öyle mi? Çok sevindim senin adına. Ecrin çok iyi bir kız. Hem çoğu şeyi Tuna ağabeyin hazırladı. Ona da teşekkür et." Ecrin'i severdi. Tatlı bir kızdı. Yine de iç sesi kollarını göğsünde kavuşturup ofladı.

"Bak Berke dönem başında sevdi, dönem sonunda çıkıyor. Sen yıllardır yerinde say, aptal!"

Başını sağa sola salladı ve küçük kardeşiyle kendini kıyasladığı için kendine kızdı.

-Biliyorum, onu arayıp teşekkür ettim zaten. Ama annem telefonumu alınca iyi geceler dileyemedim." Ece, kaşlarını çatarak sırtını yatak başlığından ayırdı. Üzerindeki pikeyi bir kenara atarken, Berke de bunu ağzından kaçırdığı için kendine kızmakla meşguldü. "Abla lütfen daha fazla tartışmayın. Annemi biliyorsun, lütfen..." elini tutan kardeşiyle sakinleşti Ece. Annesinin yanına gitmekten vazgeçti.

Zaten Tuna'nın hasta olup olmadığını düşünmekten deliriyordu. Bir de annesi üzerine geldikçe iyice zıvanadan çıkıyordu genç kız.

-Hediyeni sevdin mi?" Dedi bu yüzden konuyu başka yere çekerek. Kafasını aşağı yukarı salladı Berke, aldığı hediye aklına gelince yüzünde güller açmıştı.

-Sevmez miyim delirdim!Odama kurmuşlar bile Tuna ağabeyin aldığı sistemi! Hele Rüzgar ağabey n'apmış biliyor musun? Şu Amerika'da yeni çıkan oyunu, benim için daha farklı yapmış. Görevler eklemiş, acayip iyi! Nasıl yapıyor onları? Kesinlikle bir deha!" Çocuğun hayranlıkla kurduğu cümlelere içten bir şekilde güldü Ece. Gözleri kısılmış, çenesinin hemen kenarlarındaki küçük gamzeler varlığını belli etmişti.

-Öyle.. Tam bir deha o." dedi Berke'nin gülümseyen yüzüne bakarken. Aden, Rüzgar'ın günlerdir bir programa kafayı taktığını söylemişti. Şimdi anlaşılıyordu işte.

-Biliyor musun abla? Rüzgar ağabeyi de çok seviyorum ama o çok olgun..." Buna sağlam bir kahkaha patlattı Ece. Çünkü çocuk sanki bu özellik kötüymüş gibi söylemişti.

-Bu kötü mü?" Dedi aklından geçeni diline dökerken. Kaşlarını kaldırıp indiren Berke sırıttı.

-Hayır. Ama çok derin. Ben daha çocuğum! Çok derin konuşuyor, anlamıyorum ki!" Hak verdi ona Ece. Rüzgar'ı anlamak için hayatında mutlaka ayağına batan taşlar olması gerekirdi. Berke daha ergenliğin başındaydı. Nereden bilecekti Rüzgar'ın zihnindeki okyanusu? "Ama Tuna ağabeyim öyle mi?" Diye lafının devamını getirdi çocuk. İç çekmişti cümlesinin sonunda. "Bizim kızların da dibi düşüyor ona...Çok yakışıklı, çok iyi kalpli, harbi ağabey benim için..Bak bu harbi lafını bile o taktı ağzıma!" Çocuğun gözlerinden akan sevgisiyle, yeşillerini oynadığı ellerine çevirdi Ece.

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin