Medyaya bir adet temsili Tuna Devran bırakıyorum. 💕
3.GÖZ
Derin bir nefesi, kocaman ciğerlerine çekti ve kendini cesaretlendirerek, kapının ziline bastı. Ece,Berke ve Naciye teyze yalıdaki kahvaltıdaydı. Kendisi de pastaneye diyerek çıkmış, adımları onu başından beri yapmak istediği şeye sürüklemişti.
-Tuna?" Kapıyı açan Ceylan Hanım, telefonunu kapatarak elini içeri uzattı kocaman gülümsemesiyle.
Ece'nin gülümsemesini annesinden aldığını fark etti Tuna. Tek fark genç kız, kadının aksine yeşillerine uzanacak kadar içten gülüyordu.
-Merhaba Ceylan teyze." İçeri girdiğinde kadın kapıyı kapattı ve sabırsızlıkla Tuna'nın söyleyeceği şeyi beklemeye başladı. "İşiniz mi vardı?" Dedi genç adam imalı bir tonda, kadın onu bir şeyler ikram etmeye uğraşmaz, oturmaya davet etmezken.
-Her zamanki işler Tunacığım...Sen Ece için geldiysen onlar çıkmışlardı..." Ceylan'ın söylediği cümleyle ellerini ceplerine sokup, bakışlarını evde gezdirirken alayla güldü.
-Biliyorum. Çünkü bize geldiler." Kadının hareketlenen tek kaşına bakılırsa,bundan haberi yoktu. Ama yine de yüzündeki gülümsemeyi bozmadı. "İçeri geçelim mi? Konuşmak istediğim şey önemli." Ceylan çalan telefonunu mecburen sessize alıp, eliyle salonu gösterdi.
-Geç içeri tatlım. Bir şeyler içmek ister misin? Soğuk/Sıcak?" Kafasını sağa sola salladı genç adam. İkisi de salona girdiklerinde, buraya geldiği zamanlar oyun oynarken oturduğu tekli berjere geçti.
Burası, Ece'nin de en sevdiği köşeydi. Bilmiyordu.
-Hayır, teşekkür ederim. Oturun lütfen." Nezaketle gülümsediğinde, kadın eteğini düzelterek karşısına geçti. Konuya nereden gireceğini düşünürken, düşünmenin zaman kaybı olduğuna kanaat getirdi. "Ben sizinle Ece ve Berke hakkında konuşmak istiyordum." Avuçlarını birbirine sürterken, bakışları ciddileşti. "Bakın siz, Cahit amcayla işlere o kadar kapıldınız ki..."
-Ceylan Hanım, kanepeler hazır. Tadına bakar mısınız?" Kadın, Tuna'ya döndüğünde genç adam ayaklandı.
-Buyrun beraber geçelim." Ceylan önünde yürürken, sakinleşmeye çalıştı Tuna. Kadın, sanki ne anlatırsa anlatsın onu dinlemeyecek gibi bir hava taşıyordu. Yine de borçluydu bunu Ece'ye.
Daha birkaç gün önce gözyaşlarını silip, şimdi hiçbir şey yapmadan oturacak değildi!
-Ne diyordun?" Dedi kadın önündeki kanepelerden birini ağzına atıp, tabağı Tuna'ya da uzatmadan hemen önce.
-Diyordum ki çocuklarınızı ihmal ediyorsunuz Ceylan teyze. Size saygı duyuyorum, Cahit amcanın işlerine de, ama saçma sapan dernek yemekleri, bakım günleri ve daha nice abuk sabuk etkinlikleriniz çocuklarınızla geçireceğiniz zamandan daha kıymetli değil. Bunu ne zamana kadar görmezden gelecek, Ece'nin mutsuzluğuna, Berke'nin sevgisiz kalmasına kulaklarınızı tıkayacaksınız? Ne zamana kadar bu üç maymun?!?" Kadın, art arda duyduğu kin dolu cümlelerle gözlerini kocaman açtı. Yardımcısına el hareketiyle çıkmasını söylerken, öfkeyle birbirine bastırdığı dudaklarını araladı.
-Ne..Na..Nasıl benimle böyle konuşabilirsin?!" Kekelemesi öfkesindendi. Parmağını havaya kaldırarak karşısında ondan daha sinirli duran Tuna'ya cevap verdi. "Çocuklarımla ilişkim yalnızca beni ilgilendirir!" Buna içten bir kahkaha attı genç adam.
-Ortada bir ilişkiniz olsa belki!" Sonra duygudan yoksun elalarını kadına dikerek, birkaç adımda dibine geldi. "Ece'ye el kaldırmanızın hesabı kesilmeyecek mi sandınız Ceylan teyzecim?!" Kadının kaşları üzüntüyle kıvrılırken, kaldırdığı parmağını indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)
RomantizmDeli dolu, öfkeli, ihtiraslı, kuralsız, korumacı. Tuna DEVRAN. Naif, kırılgan, sessiz, güçlü. Yıllarca taşıdığı aşkın yüküyle, yorulmuş bir kız. Ece ÇETİN. Tuna, hayatını son derece hızlı ve dolu geçiren, sevgilisiyle gününü gün eden bir genç ad...