26.BÖLÜM: "Tut Elimi..."

12.5K 955 503
                                    


Hikayelerimdeki her şakayı, ciddiye alacak kadar takıntılı olmayın rica ederim. Karakterlerimin hepsini, kusursuz gösteriyormuşum gibi bana açıklarını da söyleyip söyleyip durmayın. Gülün eğlenin, takılmayın. Keyifli okumalar! ❤️

3.GÖZ
Adam gözü yaşlı kadına bakarken, öfkeyle soludu. Eliyle sakallarını sıvazlarken, ağlamaktan helak olan kadının, kolunu sıvazlayan kızlara kaydı gözleri.

-O kızı evde istemiyorum Nesrin abla! Anlaşıldı mı?" Kafasını aşağı yukarı hızlı hızlı salladı kadın. Çatlak ellerinin üstüyle gözyaşlarını sildi.

-Anlaşıldı Acar Bey... Lütfen Elvin Hanım'a anlatmayın, çok mahçup olurum." Ellerini önünde birleştiren Nesrinle bu şekilde konuşmayı o da istemezdi, hatta oldukça utanıyordu. Gözü mutfağın köşesinde konuşmayı kendinden bahsedilmiyormuş gibi, normal bir şekilde dinleyen kıza kayınca tekrar öfkesi dirildi.

-Tamam. Ama sen, defolup gidiyorsun. ANLADIN MI?!?" Kükremesiyle kız hariç herkes yerinde zıplarken, mutfağa önce Elvin, arkasından Bade ve Aden girdi.

-N'oluyor sana?" Dedi kaşlarını çatan kadın kocasına dik dik bakarak. Aden'in düğününe 4 gün kalmıştı ve Acar iki gündür herkesi azarlıyordu. Bu yüzden sabrının tükendiğini hissetti Elvin, çünkü en son tasarımcıya verdiği elbise bile değiştirilmişti.

Acaba kim tarafından? Tahmin etmek zor değildi!

-Yok bir şey." Diye döndü adam, öfkesinden öyle derin nefesler alıyordu ki, tişörtünün içindeki isim kolyesi bile kalkıp inen göğsüyle belirgin bir hal alıyordu. "Seren'i evden gönderiyorum." Kahverengi gözleri, mutfağın ucunda kafasını eğen kıza ve sonrasında Nesrin Hanım'a kaydı Elvin'in.

-Sebep?" Aden de istemsizce huzursuz olmuştu çünkü normalde annesi sakin olurdu ama bu sefer o da öfkeli görünüyordu. Demek ki babası birazdan, bardağı taşıran son damlayı atacaktı.

-Çünkü Gece bizde kalıyor. Düğünümüz var." Elvin, alayla nefesini verip ellerini beline koydu. Kocasına bir adım atarken, tek kaşını kaldırmıştı.

-Eeee? Yani? Acar! Farkındaysan yalı ve villa var. Allah aşkına, bir kızı mı alamayacağız eve?!" Adam, elalarını sıkıntıyla gezdirirken çaktırmadan gülen kızla sinirleri iyice gerildi.

-Burası otel değil Elvin! Öyle elini kolunu sallayan girip çıkamaz. Misafirimiz varken, kızımın düğünü varken ayak altında lüzumsuz insanlar istemiyorum. Selen..." kıza döndü. "Defolup gidiyorsun. Nesrin, siz de izinlisiniz."

-Selen değil Seren! Hiçbir yere gitmiyorlar ayrıca. Saçmalama! İki gündür burnumuzdan getirdin ya! Ediz'e çattın, Tuna'ya çattın, her şeyi geçtim şimdi çalışanımızın akrabasını evden kovup aşağılıyorsun. Bu evin tek sahibi sen değilsin Acar!! Bunu iki kere düşün." Aden, yükselen seslerle iyice gerilirken, Tuna da girdi aniden mutfağa.

-N'oluyo ya sesiniz salona kadar geliyor." Ona aldırmadan karısının dibine girip, kolunu tuttu Acar.

-ELVİN! Aldığım kararlara ne zaman koşulsuz şartsız güvenip bana bırakacaksın bir şeyleri? Kızı kalabalık evde istemiyorum, evden gidiyor, bitti. Anladın mı?" Elvin'in gözbebekleri titrerken Seren'e döndü. "Eşyalarını al ve evden git. Nesrin, siz de. Hadi, izinlisiniz, arayacağım sizi düğünden sonra." Elvin, topuklu ayakkabısıyla yere vurarak bağırdı.

-HİÇBİR YERE GİTMİYORLAR ACAR! İNSANLARA KENDİ KEYFİNE GÖRE POSTA KOYAMAZSIN!!!!" Boynundaki damarlar öylesine çıkmıştı ki, Bade yanına gelip koluna dokundu. "Ya ne kadar öfkeli, odun, laf anlamaz bir adamsın! Kız bir oda kaplasa ölür müyüz? Hadi onu geçtim, iki gündür neden böyle sinirlisin onu söyle? Ya Tunayla Ece'yi bile görüştürmüyorsun!" Gözlerini deviren adama karşı daha da öfkelenirken, kolunu tutan Bade'den elini sallayarak kurtuldu. "Bırak Bade! Madem beni dinlemeye tenezzül etmiy..."

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin