14.BÖLÜM-Part 1: "Her Tercih Bir Vazgeçiştir"

8.9K 892 527
                                    

•Multi; Tuna Devran

Bu bölüm,

@gulgrgl16 (Tuna sesiyle; cadııııı!)

@Duyguykn3

@vanilyakrema

@arzu60600

@kaleinaa

@bilgnnn

Adlı okurlarıma ithaf edilmiştir. Yorumlarınızla hikayeyi olduğundan daha keyifli bir hale getiriyorsunuz. Okudukça ve isteğinizi gördükçe yazmadan edemiyorum. Üstelik içinizden kadınlar için yazdığım kitaba verilen desteği de göz ardı edemem.

Okuyan,zaman ayıran herkese kocccaman sevgiler. Öpüyorum sizi. Keyifli okumalar! 😘

3.GÖZ (3 Ay Sonra/ üniversitede ilk dönem)

-Ah hayır! O sayılmaz bana ne!" Alaz'ın omuz silkmesiyle ayağını yere vurdu Ece. NYC'de,East River State Park'ın çok da uzaklarında olmayan, Blue Bottle adında bir kafede oturuyorlardı. Fazlasıyla sevmişti burayı genç kız. Geldiği ilk gün ağlayarak yürürken bulmuştu burayı. Sevimli, küçük bir yer olmasına rağmen kahveleri çok güzeldi.

-Neden sayılmıyormuş?" Geçen sefer yaptıkları kek yarışının kazananı kendisiydi. Oysa Alaz son saniyede ağzına zorla soktuğunu çiğnemediği halde yedi diye sayıyordu.

-Sayılmaz Alaz! Yutmamıştın!" Gözlerini devirdi genç adam.

-Kabul olması için sıçmam gerekmiyor ağzımdaydı sonuçta Ece!" Argo kullandığı için alttan tekmesini geçirip sırıtarak buzlu kahvesinden bir yudum aldı genç kız.

Buraya geleli 2 ay olmuştu. Bu sürede Aden 10, Rüzgar da 8 kere yanına gelmişti. Evet, genç adam hala Eva'yı affetmemişti ve Ece'nin yanında olmak için sürekli arıyordu gelmediği zamanlarda da. Onların varlığı Ece için gerçekten en kıymetliydi.

Onlara sahip olduğu için çok şanslıydı. Hem yakında Elvinle Bade evin erkeklerine baş kaldırı için New York'a gelecekti Ece'nin evine ve Dünya Hatun Partisi yapacaklardı. Evet, adı tam da oydu!

Huzurla yudumladığı kahvesinden bakışları etrafta gezinirken, ayaklandı Alaz.

-Lavaboya gideceğim, kaybolma bir yere." Geldiğinin ikinci günü kaybolmasına gönderme yaptığı için onun taklidini yaptı Ece. Genç adam lavaboya gittiğinde de yeşilleri kafeyi detaylı bir şekilde inceledi.

Gözleri bir yere takılırken, gözlerini birkaç kez kapatıp açtı.

Yanlış görmüş olmalıydı.

Elindeki kahve bardağını sıkı sıkı tutarken, dayanamayıp tekrar baktı o yöne.

Yanılıyor muydu yoksa Tuna mıydı?

Kalp atışları hızlanırken çantasını ve kahvesini almadan masadan kalkıp baktığı yöne yürüdü. Önüne gelen birkaç insanı ittirdi ve arkasından yaklaştığı gencin omzuna dokundu.

-Tuna..." dokunduğu adam ona dönünce Tuna olmadığını fark etti. Saçlarını ve omuz genişliğini benzetmiş olmalıydı. Oysa kokusu bile farklıydı bu adamın. Özlemdendi sanıyordu.

-Hello?" (Merhaba?) Masadaki iki kişinin bakışları ona dönerken eliyle alnını ovaladı.

-I'm sorry." (Üzgünüm.) Derin bir nefes vererek tekrar masasına döndü. Avucuna çenesini yaslarken, dirseğini masaya koymuştu. Yeşilleri hüzne boğulurken, bakışları masalardaki mutlu insanlara değdi. Öpüşen çifte, kızlarıyla oturan anne babaya...

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin