27/FİNAL: "İki Delinin Serüveni"

14K 920 545
                                    


BAŞLADIĞINIZ TARİHİ/SAATİ/RUH HALİNİZİ BU PARAGRAFA YAZIN. YORUMLARIN DA ÇOĞUNU CEVAPLAYACAĞIM. ❤️

3.GÖZ

Kafasını camdan çıkaran Ece, bahçedeki Tunayla kalbinin dört nala koştuğunu hissetti. Yüzündeki kocaman sırıtmayla kısa bir an arkasını kolaçan ederek, genç adama döndü, pencereden iyice sarkıp, kendini duymasını sağlamıştı.

-Tuna, bekle çantamı alıp iniyorum." Kısık sesle bağırdığı Tuna kollarını açarak pencere kenarına yaklaştı.

-Atla bebeğim." Kollarını açan gence tip tip bakıp gözlerini devirdi Ece. Acaba uzay ötesi seksi(!) üçüzü, Aden'in çılgın pembe dizilerine çok mu maruz kalmıştı?

-Saçmalama, film mi çeviriyoruz? Annemler uyuyor zaten haberleri var, kafa dinleyeceğim dedim. Çıkacağım kapıdan." Pencereyi örtüp çantasını almak için gittiğinde, Tuna kollarını iki yana indirip ofladı.

-Yeni nesil çok sıkıcı anasını satiyiim yaa...Ben bohçasıyla kaçıramicak mıyım şu hatunu...." ellerini kot pantolonunun ceplerine sokarak ayağına gelen süs taşları iteklediğinde, Ece de çantasını alıp Berkeyle annesini uyandırmamak için parmak ucunda merdivenleri indi. Kapıda sandaletlerini ayağına geçirerek, dış kapıyı açtığında kendisini bekleyen Tunayla birkaç saniye kalakaldı.

Vay be... Bazı şeyler, bazı sahneler ve anılar, tekerrür edince fark ediyordu da insan... Yıllar da geçse, aynı kalan şeyler vardı.

-Kızım hadisene, yolla çantayı!" Ellerini şaklatan genç adam yüzünden anın romantizminden çıktı ve sırt çantasını fırlatır gibi gencin yüzüne attı Ece. Kapıyı kapatıp önden önden giderken, Tuna yüzüne gelen çantayı son anda tutmuştu. "Kötü bişi mi dedik?!"

Allah'ın manyağı, kızı iki dakika kendine aşık bile ettirmiyordu. İnsan o atmosfere kapılıp, Ece'nin yüzüne gelen saçı ittirerek az Titanic havası estirirdi ama neredeydi bu matador herifte o akıl?!

Evin kapısının hemen önünde park edilen spor arabaya bindiklerinde motoru çalıştırarak alt dudağını ısırdı Tuna, babasının en sevdiği arabasını (ödün)çalmıştı. Çok da güzel asfalt inletiyordu!

-Hazır mısın?" Tek kaşını kaldırarak muzip bir bakışı Ece'ye atarken, arka koltuğa çantasını koyup önüne dönen kız kemerini bağladığı esnada kafasını heyecanla deli gibi salladı.

-Uçur bizi Captain!" Araba sokağı inletirken, sonunu hiç bilmedikleri bir maceraya doğru yelken açtılar.

Gerçi macera da bu değil miydi zaten? Sonu bilinmeyenlere açılan yelken, ucu görünmeyen tünelde salaklar gibi sırıtarak yürümek...

"Nereye gidiyoruz?" Diye sormamak ama "Sen geliyor musun?" Diye mutlaka sormak.

Aşk, maceranın kardeşiydi. Aşıksanız, maceraperest olmamanız imkansızdı. Hele Tuna'ya aşıksanız...

-TUNAA YAVAŞLOOAAAA!!!" camları rüzgarı hissetmeleri için ardına kadar açan Tuna, sesi kaybolan kıza aldırmadan, müziği son sese getirip çılgınlar gibi hız yaparak araba kullanmaya devam etti. Bütün site uyanabilirdi!

Bugün istediği kadar delirebilirdi.

Bugün Ece ve o, kaybettikleri bir pusulayı sallayıp durarak yön bulmaya çalışan, ama batan gemiyi zerre iplemeyen iki deliydi.

•••

-Tuna..." gözlerini yavaşça aralayan kız, yattığı koltuğu dikleştirip gözlerini ovaladı. Genç adam, sesini kıstığı müziğe mırıltıyla eşlik ediyor, kızarık gözlerini yoldan ayırmıyordu. "Neredeyiz biz?" Sahil yolundan gittikleri esnada ağaç şekillerine ve gördüğü birkaç kafe ismine baktı. "Tuna oha! İzmir'e mi getirdin bizi?!" Cırlayan kızla yalandan yüzünü buruşturan genç, müziğin sesini açınca Ece kemerini çözüp çocuğun kolunu tokatladı.

CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin