3.GÖZ
-Acar Bey, ben gerçekten özür dilerim. Geziyi uzattık bulmak için ama yoktu. Çok üzgünüm, biz nasıl kaçırıldığını bilmiyoruz. Polise..." Acar, Tutku'nun ve Berke'nin öğretmenini daha fazla dinleyemedi.
-TAMAM YETER ARTIK! SUSUN!!" Elvin, sinirlerine hakim olması için adamın elini tutarken, kadına döndü.
-Siz kusura bakmayın Şermin Hanım, teşekkür ederiz ilginiz için. Hallederiz biz." Kadının gözleri ağlamaktan kıpkırmızı kesilmişken kafasını onaylarcasına salladı.
-Peki Elvin Hanım. Rica ederim beni de bilgilendirin... İyi günler." Tutku'nun aptal diye nitelendirdiği sınıfta sevdiği tek öğretmen rehberlik öğretmeni Şermin Hanımdı. Ve düşmanları düşünülürse, kaçırılması da kadının hatası değildi.
-Acar sakinleş." Dedi dış kapının sesi geldiğinde kadının çıkmış olduğunu anlayarak.
-Nasıl sakinleşeyim lan, nasıl?!" Masanın üzerindeki aksesuarı duvara atarak parçaladı ve bağırdı adam. Kendini koltuğa oturtarak zaptetmeye çalışırken, masanın üzerine oturan karısı da önüne geçmiş ellerini tutmuştu. "Elvin'im..." dedi kızaran elalarını ortaya serip geriye yaslanarak. "İçim sıkışıyor." Ece'nin onun bu lafıyla gözleri dolarken, Asu kızın bu halini fark edip yanına gitti ve kolunu sıkıca sardı.
-Tamam! Tamam, sakin olun. Tutku'dan bahsediyoruz. Ayrıca hiç kimsenin ona bir şey yapmaya götü yemez. Alaz buradayken. Hadi! Kendinize gelin. Ece, Aden, Tuna duş alın gelin, ben de alayım. Hadi! Sonrasında düşüneceğiz her şeyi! Şşşt! Kendinize gelin be! Delirtmeyin beni." Tuna, öylece donakalmışken sırtına dokundu kadın. "Hadi benim sarışınım, hadi."
Hep birlikte salondan çıktıklarında, Acar aniden ayağa kalktı. Elvin, kendine zarar verebilir düşüncesiyle peşinden koşarken, aşağı inen merdivenlere gittiğini fark etti.
Kapıyı aniden açıp, duvara çarpmasına sebep olan adama döndü Alaz. Karşısında Rüzgar oturuyordu sadece.
Daha demin konuştukları konudan bahsetmemesini anlatan bir bakış attı Rüzgar. Maviler ona güvence verirken, Acar öfkeyle yakasını tuttu gencin.
-ADAMIN TUTKU'YU KAÇIRMIŞ! NEREDELER SÖYLE?!!!" Rüzgar yeni öğrendiği bu bilgiyle, kalakalırken annesine baktı. Elvin kafasını aşağı yukarı sallayınca öylece durmuştu gerçek beynine balyoz gibi inerken.
-Sana bunu söylersem gözünde değerim kalmaz." Adamın yüzüne bir yumruk geçirdiğinde, öfkeyle kalkıp inen göğsünden öfkesi belliydi.
Kalbi sıkışıyordu. Tutkusu zalimlikte üst seviye adamların elindeydi şimdi...
-SÖYLE!!!" Cevabı dahi beklemeden beş altı sefer yumruklarını art arda indirirken belinden onu çekmeye çalışan Rüzgar'a engel olmak istedi ama geri çekilmek sorunda kalmıştı oğlu araya girince.
-Beni..." dedi Alaz ağzındaki kanı tükürmeden hemen önce. "Beni bırakacaksın. Ben buradan çıkacağım ve sonra seninle Tutkuyla Ece arasında takas yapacağız." Çok komikmiş gibi gülmeye başladı Acar, elalarında deli ışıklar yanıp sönerken ciddiyetini zor geri kazanmıştı.
-Neden yapacakmışım bunu?"
-Çünkü adamlarım acımasızdır. Benim burada kaldığım her saniyeyi Tutku'dan çıkarırlar. Ve eğer ben önce gitmezsem, kızını asla göremezsin. Leşini atarlar ancak. Onlar benim param olmadan, saldırgan bir köpekten farksız." Bunu o kadar açık ve yalansız söylemişti ki içi sızladı Acar'ın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANFEZA: "Kraliçeyi Kurtarmak" (THB-2)
RomanceDeli dolu, öfkeli, ihtiraslı, kuralsız, korumacı. Tuna DEVRAN. Naif, kırılgan, sessiz, güçlü. Yıllarca taşıdığı aşkın yüküyle, yorulmuş bir kız. Ece ÇETİN. Tuna, hayatını son derece hızlı ve dolu geçiren, sevgilisiyle gününü gün eden bir genç ad...