#bangtansonyeondanDope
Multi | Joonsuk (peki arkadaki kimliği belirsiz adam ne yapıyor? knshznesjksgshr)
***
Oturduğum bankta birazdaha yayılarak kafamı ellerim arasında sıkıştırıp, bankta geriye doğru yatırdım.
Tanrım... Başım ortadan ikiye ayrılacaktı!
Yüzümü buruşturdum. "Lanet olsun senin gibi baş ağrısına! Bok vardı da ağrıyorsun zaten."
Çevremdeki birkaç kişi bana garip bakışlar atarken dudaklarımı büzdüm.
Sanki hayatları boyunca hiç kendi kendilerine konuşmadılar. İllaki konuşmuşlardır. Bu bütün varlıkların genetiğinde vardır.
"İnanamayacaksın ama şuan bütün akademide konuşuluyorsun! Ah, prens ilk önce elini tuttu ardından ise kucağına alarak seni revire götürdü. Tanrım... bence bu manşet sonsuza kadar konuşulabil-"
Elimi havaya kaldırarak son gaz heycan ve sevinçle konuşan eunji'yi durdurdum.
"İlk olarak buna inanırım. Çünkü bu tür klişeler genelde dünyada da olur. Okulun popüler çocuğu ile iki dakika takılmaya çalışırsın ve bütün okul seni konuşur felan filan. Ama dünya da olduğu gibi sonu sevgililik türü saçma sapan şeylerle bitmez. Çünkü burası dünya değil..." o anlamamış gibi bana bakarken gözlerimi devirdim.
"Salla gitsin. Çokta kafa yorulacak bir konu değil"
Ama haklı olduğum konu şuydu ki gerçekten burası dünya değildi. Farklı gezegendi ve şartların farklı olması gerekiyordu.
Hadi ama ben iki hoş hareketle esas oğlana aşık olacak kız değildim ki buradaki esas oğlan bir prens'di. Hoş aşık olmak isteyen kim yani, öyle değil mi canım?
Hem aşk ne ya, öyle saçma sapan şeyler.
Omuzlarımı silkerek gözlerimi tekrardan eunji'ye çevirdim.
"Siz burda baş ağrısını geçirmek için iğne dışında ne yaparsınız. Bir doz hap felan?"
Hayır yoksa bu gidişle artık ağrıya dayanamayıp kafamı banka geçirerek beynimi patlatacaktım.
"Aslında bunu büyü ile gerçekleştirbilir-" eunji'nin sözünü bölen şey kaşlarını çatarak bize dogru yaklaşan bir çocuktu.
"Hey hey hey... sen plastik felan mısın ya ne bilim bir çeşit robot?" Oturduğum yerde dikleştim.
"Pardon?"
Kaşlarını çatmış beni inceliyordu.
"Prenslerden sonra akademinin en güçlü büyücülerindenim ve az önce sana büyü yaptım ama işlemedi. Ah, sen kesinlikle robot felansın. Kalk müdürün yanına gidiyoruz..." eliyle hızlıca kolumdan tutup ayağa kaldırıp sürüklemeye başladı.
Ne oluyor abi burda? Hangi deliler hastanesine düştümde haberim yok.
Her önüne gelen birbirini itip kakıyor muydu?
Onun tuttuğu kolumu sertçe geri çekerek ondan kurtardım.
"İlk olarak o elini çekecekin. Ikincisi ise... demek ki en iyi büyücü değilmişsin ve bu da benim robot olduğumu felan göstermez"
Tabiki etkilemezdi çünkü güçlüydüm. Yani tam olarak bilmesemde büyük ihtimal kurtarıcı olmamdan ya da bütün elementlere hükmemsen kaynaklanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍ
Fanfiction"Sen ölüm kadar karanlık, hayat kadar aydınlıksın. İki dünya arasındaki iki sınırın ta kendisisin. Yaşama hayat verende sen... ölüyü diriltecek olanda sensin, lavina" ©️20180421