Başlangıçta hiçbirşey yoktu.
Tanrı, Havva ve Ademi cenetten kovmadan önce kurmuştu bu gezegeni.
İnsanoğlu dünyaya yerleşmeden önce vardı onlar.
Periler, kurtlar, vampirler, cüceler, orklar, hobbitler, elfler, entler, büyücüler, sentorlar, yarı insanlar ve Element kullanıcıları...
Birçok canlı, birçok varlık sahiplik yapmış bu gezegene.
Onlar vardı. Her zaman olmuştu.
İnsanoğlu yaşadığı her saniye vardı onlar.
Ölüm ve yaşam arasındaki o ince bir sınırdı, bu iki gezegenin arasındaki sınır.
***
"Başlarda sadece birçok krallık ve kabile vardı. Her türden varlık bir araya toplanarak kabile oluşturup bu yabancı oldukları dünyaya hükmetme rekabetine giriyorlardı. Vampirler, kurtlar, elfler, entler, sentorlar, cüceler... Atalarımız geleceği oluşturabilmek adına sadece savaşmışdır. Savaşmışlardır, savaşmalarına ama bilmedikleri birşey vardı onların türleri bu kadarla sınırlı değildi.
Tanrı bu gezegene sadece kendilerini yollamamıştı.
Element kullanıcıları.
Ateş, Su, Toprak, Hava...
Onlar güçlülerdi. Kendileri de biliyordu. Bu gezegendeki en güçlü varlıklardı.
İlk Ateş Kraliyeti kralı Birinci Chanh. İlk Su Kraliyeti Kralı Birinci Minjeamin.
İlk hava kraliyeti kralı Birinci Songha, İlk Toprak Kraliyeti kralı Kyung bir anlaşma ile bu savaşı bitirmek için güçlerini birleştirdi.Evrendeki bütün türlerin yarısından fazlası yok edildi, bazı türler nesli devam etmemek üzere tamamen yok edildi.
Bu aralarında geçen 300 yüzyıllık anlaşma - kardeşlik, istek uyandıran günaha düşmüş iki genç tarafından bozuldu.
Herşey değişmişti.
Atalarının soyundan gelen ve soyunun devamını getiren su kabesinin Kraliçesi Eun, Ateş kabilesinin Kralı Jihon, aralarında geçen yoğun duygular ve ihanet edilen anlaşma...
Günaha düşülmüş duygular.
Ve Yasak İki bebek...
Doğan ikiz bebekler.
Bir kız, bir erkek.
Ortaya çıkan ihanet ile Toprak Ve Hava Kabilesinin kralları tarafından anlaşma ve kardeşlik fes edilmiştir.
Bunların hiçbirini umursamayan Ateş Ve su kabilesi kral ve kraliçesi dillere destan yapılan bir düğün ile evlenmiş ve diğer kabileler ile tekrar anlaşma yapılmasını istenmiştir.
Fakat bir bedel.
Yaptıkları ihanet sonucu, tekrar anlaşma ve kardeşliğin sürdürülmesi için bir bedel ödenmesi gerekiyordu.
Anlaşma ve yasaya göre ödecenek bedel, ikiz bebeklerden birinin öldürülmesiydi.
Kral ve kraliçe bu durumdan ne kadar rahatsız olsada, daha yeni birbirlerine kavuşmuşken, tekrar mutsuz olmak istemez ve aradaki kardeşliği sürdürmek istedikleri için bir çocuklarını feda etmeyi kabul etmişlerdir.
Ferman olarak, kız bebeğin öldürülmesi için emir verilirken, erkek bebeğin soylarını devam ettirebilmek yaşamasına karar kılınılmıştır.
Ama bilmedikleri birşey vardı.
Bir bebek. Bütün herşeyi alt üst edecek güçte, ölmesi gerekirken gizlice insanoğullarının dünyasına gönderilmiş bir bebek..."
"Sen bu kainatın kayıp tanrıçasısın lavinia, kabileler arasında savaşı bitirecek olanda sensin, aradaki dengeyi kuracak, kötülüğü yok edecek ve huzuru getirecek olanda sensin. Ruhun, evren ile o kadar uyumlu ki sen burda olduğun sürece bozulan denge yeniden kurulacak.
Doğa yeniden gün yüzüne çıkacak.
Atalarının mirası yeniden canlanacak.
Sen burda olduğun sürece ARORA tekrardan hayat bulacak"
💫💫
Yeni ve farklı bir kurgu ile tekrardan Merhaba!
Değişik ve farklı bir kurgu olmasını istedim ve oldu jdhd
Bölümü yazarken az biraz beynim yanmış olsa da, hatta baya baya kafa yormuş olsamda iyi oldu bence ya.
Peki kitap kurgu güzel mi?
En azından kitabının konusunu anlatabildiğim kadarıyla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍ
Fanfikce"Sen ölüm kadar karanlık, hayat kadar aydınlıksın. İki dünya arasındaki iki sınırın ta kendisisin. Yaşama hayat verende sen... ölüyü diriltecek olanda sensin, lavina" ©️20180421