#bangtansonyeondanBT&S
Multi Medya | Park Jimin
•••
Oturduğum yerde iyicene yayılarak ayaklarımı uzattım.
Tabikide onunla çalışmayacak ya da eş olamayacaktım. Elini kıramaktan önce, kırma sebebim benim için daha önemliydi.
Aşırı derece yılışık bir tipti ve ben böyle tiplerden nefret ederdim.
Dudaklarımı büzerek gözlerimi bahçe alanında gezdirdim. Bütün herkes antreman yapıp çalışıyordu.
Havada sular, ateşler, topraklar uçuşuyordu. Hava desen bir ara yağmur felan yağacak sandım ne bilim fırtına, hortum felan ama şuan gayet iyi sorun yok.
Ayrıca herşeyden ayrı kılıç, ok eğitimi de görüyorlardı ki aslında şuanda benim kalkıp öğrenmem gerekiyordu ama bir yandan diğer elementlerin savaş taktiklerini izleyip gözlemlemeninde bana faydası vardı.
"Bak şunda anlaşalım. Kötü bir başlangıç yaptık, ama ödeştik. Ben sana yalnış yaptım sen bana yalnış yaparak elimi kırdın" yanıma doğru gelen civcive yani jaemine çevirdim gözlerimi.
Gerçekten saçları aynı civciv sarı gibiydi. Bu yüzden, itinayla civciv diye alay etmeden geçmeyecektim.
Kaşlarımı kaldırıp indirdim. "Bu yanlış değildi civciv, hakettin ve hakettiğini aldın" yüzünü buruşturarak kaşlarını kaldırdı.
"Civciv?"
Gözlerimi devirdim. Bu şimdi civcivin ne olduğunu da bilmiyordur kesin.
"Evet civciv, şu sen olan hani..." onunla eş olmaktan duyduğum rahatsızlığı itinayla her cümlemde belli ediyordum.
Gerçi belli etmeye bile gerek yok. Zaten halimizden bile bellidir.
Bütün herkes eşleri ile birlikte çalışırken, biz kenara geçmiş didişiyorduk. Neden?
Çünkü o yılışık bir civciv. Evet nedeni bu.
"Bak saçlarım ile alay edemez-" saçma sapan kız triplerine girmeden lafını bölerek yüzümü buruşturdum.
"Neden şuan benimle konuşmak yerine gidip birkaç kıza yılışıklık yapmıyorsun?" En azından ben kurtulmuş olurdum.
Gözlerini devirerek, hemen yan tarafıma oturarak benim gibi yayıldı.
"Cidden beni tanımıyorsun. Normalde öyle bir insan değilimdir. Sadece diğerler kızlar gibi olduğunu düşünmüştüm..." sonlara doğru sesindeki suçluluk duygusu artarken, gözlerimi kaçırmıştı.
Yani bunu tercüme edersek beni her önünden geçen erkeğe kuyruk sallayan, sürtüklerden sanmıştı.
Evet tam olarak böyle.
Yüzümü buruşturarak oturduğum yerde dikleştim.
"Şimdi ben uzaktan bakınca sürtüklere mi benziyorum!?" Ani cırlamamdan ötürü oturduğu yerde sıçramıştı.
Cidden sıçramıştı. Ama yine de ciddiyet ve dehşetle ona bakıyordum.
Ulan düşünsene her önüne gelen sürtüklere benzediğin için sana yürüdüğünü.
Tanrım!
"Hayır, hayır! Asla. Hatta fazla saf ve masum duruyorsun... sanırım sadece fazla güzeldin ve bu da ilgilimi çekmişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍ
Fanfiction"Sen ölüm kadar karanlık, hayat kadar aydınlıksın. İki dünya arasındaki iki sınırın ta kendisisin. Yaşama hayat verende sen... ölüyü diriltecek olanda sensin, lavina" ©️20180421