Yirminci Bölüm

8K 751 222
                                    

#bangtansonyeondanOutroTear

Multi Medya | Park Jimin

▪▪▪

"Lanet olsun lavinia! Beni anlamıyor musun sen?!"

Tekrar ve tekrar bıkkınlıkla nefes vererek, gözlerimi devirdim

Neden benim abi triplerine giren bir kardeşim olur ki zaten?

Yaklaşık olarak 2 saattir beni odaya kapatmış türlü türlü şekilde jiminle olan, aslında gerçekte olmayan ilişkimiz hakkında herşey diyordu.

Aslında benim adlandıramadığım şey, neden bu kadar sindireniyordu?

Sonuçta jimin onun arkadaşıydı, kankası ya da best friendi felan filan... Sonuçta tanıyor. Bence buna üzülmekten çok sevilmeliydi.

Hem zaten bu çokta uzun soluklu bir ilişki değil.

Sadece kafama estiği için o an prens jimin'in dediklerini terslemek yerine doğrulamak istemiştim.

Aslında birazda, biyolojik gereksizlerime inat da diyebilirdik...

"Hadi ama sen daha 20 yaşındasın. Reşit olalı sadece bir ay belkide daha az bir vakit gün geçti. Şimdiden kendine bir ilişki kurmak istemen çok erken." Seslice nefes vererek karşımda diz çöküp kollarını omuzlarına koydu.

"Üzülmeden korkuyorum, lavinia. Burada jimin'den bahsediyoruz... o bir kızı sevmeyi geç, doğru dürüst bir ilişkisi bile olmadı. Sadece zevkleri için kullanıp atar."

İyi de bundan bana ne?

Sonuçta şuan bende onu kullanıyordum.

Açık konuşmak gerekirse aptal değildim. Onun bana karşı herhangi bir duygusu olduğunu ya da oraya çıkıp yaptığı saçma sapan aşk itirafinı samimi bulmayı geçin ciddi bilr almıyordum.

Çünkü... hadi ama burada prens jiminden bahsediyorduk.

Fazla yürüyen ego, fazla emir verici, fazla kaşıntı ve hödük birinden bahsediyorduk burada.

Bu herifin herhangi birinden hoşlanma düşüncesi bana çok uzak geliyordu.

Zaten geldiğimden beri bana ayrı bir garezi vardı. Madem oyun istiyordu bende oynardım.

Gülümsemeye çalışarak karşımda sinirden patlama noktasına gelmiş olan yoongiydi gezdirdim gözlerimi.

"Sorun yok yoongi. Eğer beni üzerse... doğa üstü güçlerimle eziyet edebilirim" tepkime karşılık birkaç saniye gülsede yüz ifadesindeki o dehşet verici ifade hala yok olmamıştı.

"Emin ol, eğer seni üzerse sana kalmadan ben işini halledeceğim. Yine de... ne olursa olsun arkan da olduğumu bil olur mu? Sen benim kardeşimsin. Canımdan, varlığımdan bir parçasın. Kararlarını her zaman destekleyeceğim. Bu iyi de olsa kötü de olsa..."

🍒🍒🍒🍒

Kulağımdaki kulaklıkla, akademinin arka bahçesinde kayalığın üzerine uzanmış yatıyordum.

Evet şuan tam olarak böyle yapıyordum.

Ya da daha doğrusu saklanıyorum.

Herşeyden, herkesden.

Zaten herkesin bakışları üzerimde gezerken, prens jimin ile olan sahte ama onların gerçek olarak bildiği ilişki yüzünden dedikodu kol boyu olmuştu.

Yanından geçtiğim kişi itina ile sanki beni yeni tanıyıp görüyorlarmış gibi tekrar ve tekrar süzüyor, bazıları ise gelip saçma sapan tebriklerde bulunuyordu.

ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin