Yedinci Bölüm

8.7K 823 278
                                    

#BangtansonyeondanDimple

Multi | Park Jimin

***

Gelen prens jimin'di.

Hızlıca kendimi toparlayarak oldukça yukarı kalkmış elbisemi düzelttim.

Birkaç adım daha yaklaşarak önümde diz çöktü.

"Neden ağlıyorsun, çekirge" bu durumda bile hala çekirge demeye devam ediyordu.

Bu çok sinir bozucuydu.

Yanağımdan akan yaşları silkerek gözlerimi birkaç santim ilerimdeki yüzünde gezdirdim.

Özenle yapılmış ve gözlerinin önüne düşmüş siyah saçlarında, gri gözleri ve kalın pembe dudaklarında. Ardından ise siyah gömleği, kenarlarında altın işlemelerden yapılan siyah ceketi ve pantolonu ile oldukça ihtişamlı duruyordu. (Multide var)

"Beni süzmen bittiyse artık cevap ver." yüzündeki sert ve anlamaya çalışır ifade ile yanağımdan akan gözyaşlarına odaklanmış gibiydi.

Bu halde karşısında olmak istemiyordum.

Yerden destek alarak kalkmaya çalıştım. Bu, onun kolumdan tutup yardım etmesi ile dahada hızlanmıştı.

Ayağa kalktığımda kolumu ondan kurtararak yerdeki ayağımdan fırlamış olan rahatsız topukluları giydim.

Cidden rahatsız ediciydi. Yüzümü buruşturarak dağılmış saçlarımı düzeltip, yanağımda kurumakta olan yaşları silerek prens'e döndüm.

"Burada olmamalısınız, efendim." Tabiki de olmamalıydı. 24 saatte en çok kimi gördün deseler herhalde prens jimin derdim.

Sanki itinayla her gittiğim yerde yüz yüze geliyorduk.

Alayla güldü. "Bırakta buna ben karar vereyim, ha? Tekrar ve son kez soruyorum, neden ağlıyorsun? Biri birşey mi yaptı?" İyi de bundan ona neydi ki.

Karışması çok saçmaydı. Prens olması herşeye müdahale etme hakkı vermiyordu.

"Sadece ağlamak istedim ve ağladım. Ayrıca ikimizin de burda bulunması yalnış anlaşılmalara sebep olabilir, lütfen gidin" gerçekten böyle saçma bir klişe yaşamak istemiyordum.

Şuan mümkünse gidip sahroş olana kadar içip dağıtmak istiyordum.

Evet tek yapmak istediğim buydu.

Prens jimin, bana birkaç adım yaklaştı. Gözlerimi büyüterek hızlıca geri çekildim.

Ben geri çekildikçe bana inat daha çok geliyordu. Birkaç adım sonra bir ağaca toslamamla durmak zorunda kalmıştım. O ise bir iki santim ilerimde.

Fazla yakınımdaydı... oldukça fazla.

Yemin ederim birazdaha zorlasam ağaçla bütünleşecektim.

Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırarak dizini dizime dayadı. Ben utançtan kıpkırmızı bir hale gelirken o ise gözlerini yüzümde gezdiriyordu.

"Eminim ki şu durumda daha fena yalnış anlaşılırız, öyle değil mi?"

Cidden mi? Benimle böyle oyunlar oynamaya devam mı edecekti?

"Lütfen geri çekilin, yoksa kişisel sınırlarımı çiğnediğiniz için ben müdehale etmek zorunda kalacağım." bundan sonrası ona kalmış. Ben uyarımı yaptım.

Kimse benimle bu derece yakınlıkta olamazdı ki bu bir prens bile olsa.

Her insanın kişisel sınırları ve hakları vardır.

ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin