#bangtansonyeondanFakeLove
Multi Medya | Park Jimin
▪▪▪
"Bir, iki üç.... Bir, iki, üç" kılıcı havada çevirerek reflekslerimi geliştirip diğer yandan ise büyükbabamın bana öğrettiği savaş tekniklerini deniyordum.
Her zaman daha ileriye, daha üstlere çıkıp daha iyi olmalıydım. Buna zorunluydum.
Elimdeki kılıcı karşımdaki eğitim tahtalarına geçirerek yorgunlukla kendimi yere attım.
Aradan bir hafta geçmişti ve şuan sapasağlamdım. Ayağımdaki ve göğsümdeki sargılar çıkmıştı ve oldukça enerjiktim. Ama ne yazık ki bende bir varlık olduğum için bir süreden sonra pilim bitiyordu.
"Kendini bu kadar zorlamamalısın prenses" yan tarafımdan gelen ses irkilerek bakışlarımı o tarafa çevirdim.
Prens jimin.
Önüne düşmüş siyah saçları ve kısık gözleri ile yanında oturmuş beni süzüyordu.
Tanrım!
Ne ara geldin abi sen daha yere yatalı saniyeler geçmedi.
Gözlerimi devirerek, bakışlarımı ondan çekip gökyüzünde gezdirdim. Son bir haftadır, yoongi yüzünden sürekli onların yanındaydım ki sanırım bir haftadır ilk defa konuştuğumuz andı.
Ortam olduğunda konuşuyordu ama benimle değil genelde diğerleriyle konuşuyordu ama konuşmamasına rağmen buraya adım attığım günden beri istikrarlı bir şekilde hala bakışlarını üzerimde gezdiriyordu.
Benimle derdi neydi ki?
Bakışlarımı gökyüzünden çekerek, hala beni süzen gözlerine çevirdim.
"Sana bir zararım mı dokundu?" Bugün bu konuyu çözmek istiyordum artık.
Çünkü kafamı karıştırıyordu. Başlar mütiş bi şekilde egolu ve sinir sıçan adam şimdi sakindi. Ama sakın olmasına ramen lazer fışkıran gözleri sürekli üzerimdeydi.
Hayır adama yalnışlıkla küfür ettim desem, yok. Ne bilim zararım dokunacak herhangi birsey yaptım mı diye düşünüyorum... O zaten imkansız. Zaten toplasan birkaç cümle anca konuşmuştuk geldiğim günden beri.
"Ne?" Kaşlarımı kaldırmış bana bakarken, gözlerimi devirerek oturduğum yerde dikleşip önüme gelen saçlarımı geri ittim.
"Yani demek istediğim benden nefret mi ediyorsun? Hayır geldiğim günden günden beri sürekli bakışlarını üzerimde gezdiriyorsun. Zorlasan lazer felan çıkacak herhalde. Eğer bilmeden bir yaln-"
"Lavinia saçmalama. Senden nefret etmiyorum. Aksine senden..." kaşlarımı kaldırmış cevabını bekliyordum.
"Evet benden..." cidden çok merak etmiştim. Adam geldiğimden günden gündem beri bana diş biliyordu şimdi de sebebini öğrenecektim, kim merak etmezdi ki.
Duraklayıp, dişleri ile dudağını ısırarak sırıttı. "Cevabı merak mı ediyorsun?"
Ne merakı canım, alt tarafı çatlayacağım felan filan.
"O zaman benimle dans et"
"Ne..." benim ani tepkime güldü.
Şaşkınca kalsam da bakışlarım kırışan yanağinda beliren gamzesine kaymadan etmemişti.
Ah, cidden!
Cidden gülüşü, bir kadını terletecek ve kalbini hızlandıracak derecedeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍ
Fanfiction"Sen ölüm kadar karanlık, hayat kadar aydınlıksın. İki dünya arasındaki iki sınırın ta kendisisin. Yaşama hayat verende sen... ölüyü diriltecek olanda sensin, lavina" ©️20180421