Ondokuzuncu Bölüm

7.9K 767 186
                                    

#bangtansonyeondanBestOfMe

Multi Medya | Park Jimin

▪▪▪

Beynimin algı duvarlarına çarparak, paramparça etmeye çalışan çığlık, isyan ve haykırış sesleri dudaklarımı ısırdım.

"Lavinia kendine gelmelisin..."

Uzun süredir beni ziyaret etmeyen kafamın içindeki ses, beynimin algı duvarlarına bir ses daha olarak eklenmişti. Sanırım şuan ki çığlıkların ve isyanların arasında duymak istediğim son şeydi.

"Planlandığı ve düşünüldüğü gibi... git ve halkını kurtar"

Bunu, bunu başarabileceğimi sanmıyordum.

Ben daha sadece yirmi yaşında bir kızdım. Buradaki miliyonlarca kişi kurtaramazdım. Bunu yapamazdım.

"Koruyucu halka lavinia...düşün ve hisset. Kalbinden, zihninden ve ruhundan bir parçaymış gibi hisset ve bize sun"

Koruyucu halka...

Büyükbabamla yapmayı binlerce kez denediğimiz ve binlerce kez de hüsrana uğradığımız bir yöntemdi.

Bu çok zordu. Bir kurtarıcıya bağışlanan en güzel yeteneklerden biriydi ama zordu. En azından daha yeni yeni öğrenen ben için.

"Lavinia kendine gel! Burdan acilen kaçmamız gerkiyor. Lanet olsun hadi!" Jimin'in kollarımdan tutup beni sarsması ile gözlerimi açarak kendime geldim.

Kralların, kraliçe ve prenslerin etrafını saran yüzlerce muhafız ile sarayın içine doğru ilerliyorlardı.

Gözlerimi onlardan alarak jimine çevirdim. "Git. Benim burada olmam gerek, orada değil" delirmişcesine gözlerini açarak beni de kendisiyle sürüklemeye başladı.

"Seni asla ama asla burada bırakma-" tuttuğu kolumu sertçe geri çekerek, bakışlarımı hala kapının önünde bizim için olan muhafızlara çevirdim.

"Onu götürün. Bu bir emirdir" başta tereddüt etselerde jimin'e doğru yaklaşıp sıkıca kavrayarak içeri doğru sürüklediler.

"Sikeyim bırakın be- lavinia!"

Onun bağırışı ve kafasıyla arka tarafımı göstermesiyle, kaşlarımı kaldırarak arkama döndüm.

Ve dönmem bana doğru koşan son hız vampiri görmem bir olmuştu.

Gözlerimi büyüterek hızlıca elimi havaya kaldırarak, hava elementimi kullanıp onu geldiği yöne geri uçurdum.

Onu uçurmamla başka bir tanesi daha bana doğru koşmaya başlamıştı. Sonra başka biri daha ve bir tanesi daha...

Onlar son hızla bana doğru gelirken ellerimi iki yana saçarak hava elementini kullanarak etrafımda döndüm. Az önceki vampir gibi onlarda geri doğru uçmuştu.

Çaresizce gözlerimi karşımdaki halka çevirdim. Bazıları kaçıyor, diğerleri savaşıyordu.

Bazıları ise kurban olarak, ısırılıyor ve öldürülüyorlardı.

Bu, bu iğrençti. Karşımda bir vahşet yaşanıyordu ve ben hiçbir yapamıyordum.

"Kaçın, canını seven kaçsı-" içlerinden bir tane adam bağırıyor diğer yandan ise kaçmaya çalışıyordu.

Sikeyim!

"Kaçmayın! Sakın kaçmayın ve iç içe olun. Sırt sırta verin ve ve bu lanet olası şeyleri alandan uzaklaştırın!"

ᴀʟᴛıɴ ᴏʀᴅᴜ ᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪsɪ || ᴘᴊᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin