11.Bölüm:Ben Senin İçin Ağlarım

2.6K 167 17
                                    

11.Bölüm:Ben senin için ağlarım

-Nefes-

"Burada öleceğim. Burada öleceğim. Kesinlikle burada öleceğim. Her şey bitti. Ölüyorum. Ben ölüyorum. Kafamı bir yerlere çarpacağım ve öleceğim. Beni kurtaramayacaklar. Elektriği kestiler. Asansörün ipini kesecekler. Aman Allah'ım. Asansör boşluğuna düşeceğim. Sıkışıp kalacağım. Öleceğim. Kafam oraya buraya çarpacak ve ben beyin kanaması geçirip öleceğim. Ölemem. Belki sadece ben öleceğim. Yani sonuçta Tahir beni sevmiyor bile. Arkamdan yas filan da tutmayacak. Kafam acıyor. Bir yere mi çarptım? Ahh... Kesin bir yere çarptım. Çarpsam hissetmez miydim? Allah kahretsin beyin kanaması mı ge..."

"Öncelikle bir saniye susar mısın? Bir de iyelik ekini ben değil de, biz yapar mısın? 10 dakika oldu. Hala beni fark etmedin. Bir de kendi sesinle kendini telaşlandırdığını unutma!"

Bu kim be? Ne işi var yanımda? Ve 10 dakika olduğunu söylüyor öyle mi? Saçmalıyordu! Allah'ım al canımı. Evet, evet al canımı. Yahu ben daha yanımdaki kişiyi 10 dakika sonra fark ediyorum, ben nasıl yaşayacağım? Bu salaklıkla nasıl yaşayacağım?

"Sen az önce 10 dakika mı dedin?"

"Aynen 10 dakika." Saatine baktı ve cümlesine devam etti. "Hatta 11. dakikaya girmiş bulunmaktayız! Bu arada ben Evren."

Evren mi? Evren gibi özgür ve sonsuz bir şeyin, birkaç metrekarelik bir yerde kapalı kalması saçmaydı. Ben ne diyorum ya? Herkes ismini yaşasaydı benim de şuan ölüm terleri dökmem değil nefes almam gerekirdi.

"Öyle değil mi Evren?"

"Ne öyle değil mi?"

"Benim de şuan ölüm terleri dökmem değil nefes almam gerekiyordu değil mi?"

"Muhtemelen adın Nefes. Ve benim adımın Evren olduğunu öğrendiğinde benim kapalı alandan kalamayacak kadar sonsuz olduğumu düşündün. Hatta bu düşüncelerinin son cümlelerini dışından düşündün. Ve az insanda gördüğüm şeyi yaptın. Karşındakine senin içinden düşündüğün sandığın şeyler hakkında soru sordun!"

Vay anasını be! Neymiş bu çocuk? Kelimesi kelimesine haklı olmasına şaşırayım yoksa az sonra öleceğimiz halde tanımadığım birine şaşırdığıma mı şaşırayım...

"Beynim yandı! Nesin sen? İnsan sarrafı falan mı?" Bulunduğumuz yeri, bulunduğumuz zamanı ve bulunduğumuz durumu düşünmeden bana gamzesi ile birlikte gülümsedi.

"Sadece sıradan bir psikolog." Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu. Psikolog ve bu kadar iyi tahminler...

Sadece bunu psikologların bu kadar iyi yaptığını düşünürsek...

Of ne diyorum ben? Şuan bunu düşünemem. Şuan buradan nasıl çıkacağımı düşünmem gerekiyor. Nasıl bir şeyleri yoluna koyacağımı.

"Sayın psikolog Evren kardeşim. İyisin hoşsun da biz buradan nasıl çıkacağız? Bak benim kapalı alan korkum var. Sakin olmaya çalışıyorum. Düşünmemeye çalışıyorum ama olmuyor." Gülüyor Allah'ım Ya rabbim gülüyor.

"Sakin ol Nefes. Emin ol çıkacağız buradan." Çıkacağız de mi? Çıkmalıyız. Çıkmaktan başka çaremiz yok! Ya çıkamazsak. Ya burada böyle kalırsak. Burada böyle ölürsek. Sonra bizim cesetlerimizi bulurlarsa. Belki de yıllar sonra iskeletlerimizi. Sonra Tahir birini bulur. Mutlu mesut yaşar. Çocukları olur. Belki birinin adını Nefes koyar. Hatta ben öldüğüm için mutlu bile olur. Olur, mu ya? Cidden o kadar mı? Olmasın ama! Olmaması için bir neden var mı?

Tahir beni seviyor mu?

Hayır!

Tahir bana değer veriyor mu?

Deli Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin