18.Bölüm: Beklemek

1.9K 126 15
                                    

18.Bölüm: Beklemek

-Nefes-

Beklemek; şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız...

Ne beklediğimi bilmeden haftalardır bekliyordum. Bir şeylerin beni mutlu etmesini bekliyordum. Birilerini görmeyi bekliyordum. Birilerinin beni görmek istemesini bekliyordum. Kafam allak bullak ama itiraf etmeliyim ki ben Tahir 'i bekliyordum. Gelmeyeceğini bile bile bekliyordum. Bu çok, çok kötü bir şey. İmkânsız bir şeyin olmasını beklemek. Olması için %1 bile ihtimal yokken olacağını beklemek. İşte bu çok kötü. Boşanalı yaklaşık 3 ay olmuştu. Son 3 ayda 18 kilo vermiştim. Saçlarım kırılmıştı. Kafamı her yastığa koyduğum da gözlerimden istemsizce yaşlar akmaya başladı. Hani derler ya bir şeyi kaybettiğinde değerini anlarsın diye. Lanet olsun ki doğru. Ben bir şeyi kaybettim ve değerini anlıyorum. Lanet olsun ki ben Tahir'i çok sevdim ve değerini kaybedince anladım. Ne yaşadık diye sorguluyor beynim. Ne yaşadınız diyor. Sadece ona aşık olman gerekiyordu ve sen de öyle yaptın. Şimdi ise ayrıldınız. Bitti. Ne aşık olmak gibi zorunluluğun ne de onun yüzünü görmek gibi. Ama bazen beynim susuyor. Ya da kalbim beynimi susturuyor. Kalbim bir düşün diyor. Tahir ile neler yaşadınız? Onu özlüyorsun diyor. Onu arıyorsun diyor. Sonra en ruhuma bir soru soruyorum. Acaba Tahir? Acaba o nasıl? Sakallarını kesiyor mu? Saçlarını kesiyor mu? Yani benim gibi mi? O imzayı atarken aklımdan o kadar çok şey geçiyordu ki atmamak ise en baştaydı. Oysa Tahir istemişti benden.

"Başhekim sizi bekliyor Nefes Hanım." Asistanın seslenmesi üzerine harekete geçtim. Tek kalmak bana iyi gelmiyordu. Düşünceler beynimi kemiriyordu. Ne kadar az tek kalırsam benim için o kadar iyiydi.

"Buyurun beni çağırmışsınız."

"Evet, kızım, İtalya'ya gidiyorsun. Konferans için..." İstanbul'dan İtalya'ya gitmek. Hem de benim gibi biri için. Saçmalıktan başka bir şey değildi. Tek başıma ne yapardım orada? Tamam, konferans içindi ama yine de gidemezdim.

---

"Hanım efendi lütfen telefonu kapatın." Defne'ye sonra anlatırım cinsinden bir mesaj attım ve telefonumu ilk defa uçuş moduna aldım. Zira uçuyorduk. Eğer uçak modu uçarken alınmayacaksa ne zaman alınacaktı? Cam kenarında oturmamamın verdiği şans beni gülümsetmişti. Gözlerimi kapattım ve beynime düşünceler akın etti.
Acaba beni hiç görmek istedi mi? Aklına geldim mi acaba? Aptal olma Nefes, o sevgilisinin yanına gitti. Hem de koşa koşa gitti. Bir an bile düşünmeden öylece gitti. Hem sevgilisi olmasa ne olacaktı ki eski kocanla tekrar bir ilişki mi yaşayacaktım? Dizilerde gördüğümüz şeyler olmuyordu gerçek hayatta.

Kaç saat geçti bilmiyorum indim uçaktan. İtalya burası dediler ve ben indim. Beni bir adam alacakmış. O beni tanıyormuş. Nereden tanıdığını sorguladığım da çok açıklayıcı bir cevap alamadım. Orada bir banka oturdum ve neyi beklediğimi bilmeden beklemeye başladım. Sonra bir adam geldi yanıma. Yüzüme baktı ve konuştu. "Nefes Hanım?" Ben İngilizce konuşur diye düşünüyordum. İtalya'da türkün ne işi vardı yahu! "Evet" dedim zoraki bir şekilde. Önce küçük valizimi aldı. Sonra bir arabaya bindik. Adını bilmediğim bir şehrin sokaklarından geçtik. El ele tutuşan çiftleri gördüm. Bir kenarda öpüşen. Sonra bir grup genç gördüm. Ve dahaları...

İndirdi beni arabadan. Bir otele girdik. Kocaman bir otele. Resepsiyon ile İtalyanca bir şeyler konuştu sonra da bana bir kart verildi. Asansör ile 22.kata çıkarıldım. Bir oda verildi ve bir elimde çanta diğer elimde kart kapının önünde bekliyorum. Girdim içeri ve bir ses duydum. Sonra onu gördüm. Aylarca görmek istediğim kişiyi.

"Tahir?"

Bölüm bittiğinde neler hissettiğinizi tam buraya yazar mısınız? Lütfen bu hikaye mutlu bitsin. Lütfen bu hikayeyi mutlu bitir diye yorumlar aldım. Ama emin olun NefTah aşkı daha çok şey atlatacak. Daha çok kere birbirlerinden vazgeçecekler...

Bu arada size sorularım var...

Nefes sizce nasıl bir tepki verecek?

Tahir ise neler yapacak?

Bir de ileriki bölümler de neler olmasını istersiniz?

Deli Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin