Yeni kapak fotoğrafı nasıl sizce??? Lütfen yorumlarınızı yazın buraya...
25.Bölüm: Küvezde Ki Katil- Part1
“Ben annemin prenses kızı değilim her şeyden önce ya da babamın bi tanecik kızı. Asla da olmadım. Asla da olamayacağım. Yalnızım. Hep yalnızdım. Hep tek başımaydım. Hep de tek başıma kalktım ayağa. Kimseden yardım istemedim. Beklemedim. Bekleyemedim. Hiçbir zaman sırtımı birilerine dayamadım. Dayayamadım. 5 yaşındaydım babamdan tokat yediğimde. 5 yaşındaydım annem saçlarımı zorla keserken. İlkti ama son olmadı. Bir daha da kimseye güvenemedim. 6 yaşında ilkokula başladım. Defterime yazdım. Ali top at. Ayşe ip atla. Baba bağırdı. Anne ağladı. Anne çok ağladı. Baba seni sevmedi. Baba bağırdı. Anne sana katilsin dedi. Anne seni sevmedi. Anne seni hiç sevmedi. Sadece yazma öğrenmedim o yaşlarda. Herkesin baba, anne olamayacağını da öğrendim. Aynı çatı altında yaşayan herkese aile denmeyeceğini de öğrendim. 10 yaşındaydım. Bir adamın, bir kadının hayattaki en büyük sorumluluğunun ailesi olduğunu öğrendim. Ve ailem kendim oldum. Tek kişilik bir aile oldum. 15 yaşındaydım. Kimse tarafından sevilmeyeceğimi öğrendim. 17 yaşındaydım. Gülemeyeceğimi öğrendim. 18 yaşındaydım asla özgür olamayacağımı öğrendim.”
Üniversite de bir hocamız kim değilsiniz diye sormuştu? Sunum ödevi gibi bir şeydi. Hiç düşünmeden yazmıştım o satırları. Hala hepsi burada. Kafamda. Eğer elime verilirse o kâğıt altına şöyle devam ederim.
“24 yaşındayım. Evlendim. Sevmeden evlendim. Sevmek zorunda kaldığımı düşünüp sevdim. Sonra bırakılıp gittim. O buldu beni. Ömür boyu seveceğim ada. Bana senin sevdiğin ve seni seven adamın aynı kişi olduğunu söyledi. İşte ö günden sadece bi insana güveniyorum. Ona!”
“Evet Barış!”
“…”
“Birkaç gün gelmeyeceğim.”
“…”
“Neden mi? Sana ne abi?”
“…”
“Ne zamandan beri işime burnunu bu denli sokar oldun?”
“…”
“Hayır, sinirli falan değilim.”
“…”
“Eminim.”
“…”
“Başka bir şey.”
“…”
“Olmasın zaten.”
“…”
“Dediğim gibi birkaç gün idare et.”
“…”
Ve telefonu kapattı. Biraz sinirli gibiydi. Üç gün geçmişti. Üç günümüz çok güzel geçmişti ta ki bana şunları söyleyene kadar. “Nefes ’im… Ömrüm… Babamı gördün. Ölüyorum dedi. Hiçbir şeyin onu yıkamayacağını düşündüğüm babam bana hastane yatağında oğlum ben ölüyorum dedi. Biliyor musun? İlk defa… İlk defa bana bu kadar içten oğlum dedi. İçim titredi. O kadına, Saniye Hanım’a rağmen içim titredi. Onun yaptığı ihanete rağmen ve benim susuşuma rağmen. Ama babam ölüyor Nefes. Çünkü ölüm bu kişi, yer, zaman umursamıyor. Ya bir gün senin ailen de ölürse, sen konuşamadan, onlar konuşamadan, sana neden katil dediklerini öğrenemeden…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Nefes'im
Fanfiction"Ve siyahtan daha karanlık renkle tanıştım o an. Yenilmişlik rengi." Bir bebek doğar, ağlar. Karnı acıkır, ağlar. Altına yapar, ağlar. Annesini özler, babasını özler ağlar. Korkar, canı yanar, ağlar. Ben de çok ağladım. Bu gece ben de çok ağladım...