"Sizi dikkatli olmanız konusunda uyarmıştım Bay Jeon. Bu bebek tıp için büyük bir ilerleme ve başına bir şey gelmemeli. Uzun süre araştırdım ve birkaç erkeğin başına daha aynı durumun geldiğini öğrendim. Bu durumla karşı karşıya kalan ender kişilerdensiniz..." Doktorun zırvalamaları bir kulağımdan girip diğerinden çıkarken umursamazca uzanmıştım işaret ettiği yere. Bana üzülmememi, stres yapmamamı söylüyordu. Ama bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Hem de böyle bir hayatın içindeyken?
Hiçbir zaman mutlu olabilen bir insan olmamıştım. Okul hayatımda bile, özellikle de lisede, okulun ucubesi olarak görülüyordum ve sürekli ezikleniyordum. Dolabıma atılan hakaret yazılı kağıtlar, sırama karalanan imalar... Yeni yeni anlam verebiliyordum bunlara. Sürekli annemin kim olduğuyla dalga geçip dururlardı. O zamanlar bunu sadece hakaret olsun diye yazdıklarını düşünürdüm ama bazıları benim bile bilmediğim, yeni yeni öğrendiğim bilgilerden haberdardı. Nasıl olduğuna anlam veremiyordum fakat, bazı insanlar her olaydan haberdar olmayı başarabiliyordu. Ve her şeyden bi'haber tek kişi de bendim o zamanlar. Tam bir salaktım...
Doktor, sıktığı jellerden sonra ultrason görüntüsü alan cihazı karnımda gezdirmeye başlayınca bir tuhaf hissetmiştim. Bunu ilk yapışımız değildi ama doktor bu gün kalp atışlarını da dinletebileceğini söylemişti bebeğin. Önceden istemesem de, kabul etmiştim bu defa.
Bir süre bebeğin konumunu arayan doktor, sonunda bir şey bulmuş gibi gülümseyince ister istemez heyecanlanmıştım. "Hazır mısın," diye soran doktoru küçük bir baş sallamayla onayladım anında. Bakışlarım, odanın bir köşesinde bekleyen Taehyung'a dönerken doktorun bir şeyleri ayarlamasının ardından zor da olsa duyulan hızlı kalp atışları kulağımı doldurmuştu. Bu duygu ister istemez tüm bedenimi titretip ele geçirirken, sakin kalmak adına dudağımı dişlemiş ve gülümseyerek Taehyung'a bakmaya devam etmiştim. Gülümsüyordum. Uzun sürenin ardından, gerçek anlamda beni gülümsetebilen ilk kişiydi o. Şu an, kahrolduğum için değil de, yaşadığım duygu patlaması yüzünden ağlamak istiyordum. Karnımdaki minicik olan bebeğin kendi gibi minik kalp atışları sayesinde ben de yeniden doğmuştum sanki. En azından, benim sayemde hayata tutunan birilerinin olduğunu bilmek anlatılması imkansız bir histi...
Fakat bir terslik vardı. Benim bu kadar duygulanmama ve gözlerim parlayacak kadar içten gülümsemelerime rağmen, odanın köşesinde, kollarını göğsünde bağlamış, beklemeye devam eden Taehyung'un yüzünde sadece buruk bir tebessüm vardı. Bir şeylerin olduğunu anlayabiliyordum. Ya da olacağını...
Doktor, artık kalkabileceğimi ve şimdilik bebekte herhangi bir sorun olmadığını söyleyerek elime bir havlu peçete tutuştururken sorgulayan bakışlarla devam ettim gözlerine bakmaya. Ta ki, bakışlarını kaçırana kadar.
Karnımdaki jeli temizledikten sonra doktorla birlikte normal odasına geçmiştik ve yine her zamanki sözlerini tekrarlamıştı. Eğer dikkatli olmazsam, bebeğin ne kadar sağlıklı olsa da düşük ihtimali olmasından bahsetti. Sonuçta bu hamileliğin başından beri tehlikeli olduğunu söyleyip duruyordu. Onu kaybetmek ise, şu aralar istediğim son şeydi. Benim tek varlığım o ve Taehyung'tu. İkisi olmadan ne yapardım, hiçbir fikrim yoktu.
Muayeneyi tamamen bitirdiğimizde, doktorun elime verdiği küçük zarfı da alarak beni dışarıda bekleyeceğini söyleyen Taehyung'un yanına gittim hızla. Normalde, her şeye dikkat ettiğimi ve doktorun sözlerine uyup uymadığımı daha iyi teftiş etmek için daima doktorla olan konuşmalarımızda yanımda olurdu. Fakat dediğim gibi, bu gün o pastaneden karnıma giren sancılarla ayrıldığımızdan beri fazla garip davranıyordu...
ஜ•ஜ
Eve gelir gelmez yatağıma kurulmuş ve merak içinde doktorun verdiği zarfı açmıştım. Zarftan çıkan, küçük, fotoğrafa benzeyen kağıtla dudaklarım hafifçe kıvrılırken yavaşça arkasını çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highly Regret≒JiKook [Completed]
FanfictionHer şey, hayatımı altüst eden o tek gecelik yabancıya aşık olmamla başlamıştı... °mpreg, Boy×Boy °JiKook (Bottom Jungkook) °To_@firstaroha °Publication date_04.03.18 - 25.07.19✔