ஜBölüm 33ஜ

6.9K 666 472
                                    

Aklım sürekli gece olanlara giderken, bir şifreyi çözmek ister gibi Jimin'in söylediklerini çözmeye çalışıyordum. Her şey bitecek demişti. Aynı zamanda her şey başlayacak. Ne demek oluyordu bu? Daha bilmediğim ne vardı?

"Yine çok dalgın gördüm seni." Taehyung'un bana seslendiğini işittiğimde bakışlarım ona dönmüştü. Kıyafetlerini katlamakla meşguldü o esnada. Ben ise boş boş tavanı izliyordum. Bir şeyler düşündüğüm bariz belliydi...

"Sadece, düşünüyorum işte. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yoruldum artık." Onaylar mırıltılar çıkararak bana hak verdiğinde derin bir nefes alıp bırakmıştım bıkkınlıkla.

"Biraz çıkıp kafa dağıtmaya ihtiyacım var," dedim ve uzandığım yataktan doğruldum. Ardından merakla bana bakan Taehyung'a döndüm.

"Bu caddenin üzerinde bir market varmış. Oraya kadar gidip geleceğim, beni merak etme."

"Ben de az sonra çıkacağım zaten. İstersen benimle gel, evimize yeni mobilyalar bakmamız gerek." Başımı olumsuz anlamda sallayarak reddettim teklifini. "Şu an mobilya bakabilecek havamda değilim. Yalnız kalmam gerek. Bu konuda da senin zevkine güveniyorum."

"Sen bilirsin. Dikkat et kendine o zaman. Döndüğünde ben evde olmayabilirim." Taehyung'dan da onay aldığımda hızlıca cüzdanımı ve telefonumu cebime atmış, odadan çıkmıştım. Ne komik, yirmi yaşına gelmiştim fakat hâlâ anne babasından izin alan çocuklar gibi birilerinden izin alıyordum...

Yine dalgın dalgın çıkışa doğru giderken Jimin'in odasının önünde olduğumu fark edince durakladım ve yutkunarak ıslatmaya çalıştım kuruyan boğazımı. Aralıktı. O içerideyken kapısını aralık bırakmazdı. Ondan sonra biri mi girmişti?

Sessizce yaklaştım ve aradaki boşluktan içeriyi görmeye çalıştım.

Tabi ya, tahmin etmeliydim. Yoongi...

Ne zaman geldiğini bilmiyordum fakat yatakta Jimin'in yanındaki boşluğa uzanmış, öylece uyuyan yüzünü izliyordu. Bu manzara bir kıskançlık duygusunun beni ele geçirmesine neden oldu. Yine hakkım olmadığını bile bile kıskanmıştım işte.

Yoongi birden Jimin'e doğru yaklaşınca ve dudaklarını onun dudaklarına değdirince kalbimin durduğunu hissettim. Neden kendime işkence etmek ister gibi durmuş, orada Jimin'i öpmesini izliyordum bilmiyordum ama sanki izlemekten başka çarem yoktu.

Bir süre sonra geri çekildi ve yüzündeki gülümseme eşliğinde bu defa yavaş yavaş, uyanan bedenin saçlarıyla oynamaya başladı. O anda Jimin "Yoongi," diye mırıldandı daha gözleri kapalıyken. Ve bu beni istemsiz olarak, aynı böyle uyurken onu öptüğüm güne götürdü.

Dolan gözlerim ve bulanıklaşan görüş açımla geri geri kaçmaya çalıştım. Fakat bu arkamdaki sehpaya çarpıp, üzerindekileri yıkmama neden olmuştu.

Büyük bir gürültü kordidorda yankılanırken, beni görmemiş olmalarını dileyerek hızla uzaklaştım oradan. Ve beklemeden kendimi evden dışarı attım.

Koşarak indiğim apartman merdivenlerinin ardından binadan çıktığımda, eş zamanlı olarak akmaya başlayan göz yaşlarım ve koşarken yorulduğum için daralan nefesim yüzünden öksürmeye başlamıştım. Ama inatla, adımlarımı durdurmadan koşmaya devam ettim. Göz yaşlarım önümü görmemi engelliyordu. Ben ise pes etmeden, elimin tersiyle silerek kurtulmaya çalışıyordum onlardan.

Ne vardı da izlemiştim sanki o anda onları? Başıma ne geliyorsa merakımdan geliyordu. Fakat onun adını seslenişi... Tıpkı benim öptüğümde seslendiği gibi çıkmıştı dudaklarından Yoongi kelimesi.

Highly Regret≒JiKook [Completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin