Elimdeki son parça olan tabağı da bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra kapağını kapattım ve çalıştırma tuşuna bastım. Taehyung içeride Luna ve Minji ile ilgilenirken ev işlerine vakit ayırmak için fırsat bulabilmiştim.
Jimin şu aralar sürekli görüştüğü bir şirketle iş hakkında konuşmaya gitmişti. Hoseok ise yine çok meşgul olduğunu, akşam mesaiye kalacağını söylemişti Taehyung'a. Bu yüzden biz de tıpkı birlikte yaşadığımız günlerde olduğu gibi vakit geçirmeye karar vermiştik fakat atladığımız bir nokta vardı:
Artık ikimizin de sorumlulukları o günlerden daha fazlaydı. Çocuk bakmak ve evi düzene sokmak gibi...
Gelen kahkaha sesleriyle salona girerken "Taehyung, Luna'yı çok güldürme." diye bir uyarıda bulundum. "Çok güldüğü zaman kusuyor."
Beni umursamadan iki aylık yeğeniyle eğlenmeye devam eden en yakın arkadaşıma göz devirdim ve Minji'nin az önce oynayıp öylece bıraktığı oyuncakları toplamaya başladım. Şimdi oturmuş, en sevdiği çizgi filmi izliyordu.
"Jimin ne zaman gelecekmiş?" Eğilip, sarı saçlı oyuncak bebeği aldıktan ve oyuncak kutusuna attıktan sonra "Birazdan gelir herhalde." diye cevapladım Taehyung'un sorusunu.
Son zamanlarda bir aile geçindireceği düşüncesi onu fazla streslendirdiği için daha iyi maaş alabileceği bir iş arayışına girmişti. Sadece ikimiz olsak kazandığı para bize yeterdi fakat Luna'nın ihtiyaçları bizimkinden daha fazlaydı, bu yüzden endişesini de anlayabiliyordum...
"Taehyung, benim için de mi bir iş baksak? Jimin tek başına çabalayınca kendimi kötü hissediyorum." Taehyung kafasını kaldırıp bana tuhaf bir bakış atarken "Sen de çalışırsan Luna'ya kim bakacak Jungkook?" dedi ciddi ses tonuyla. "Bunda kendini kötü hissetmene neden olacak bir şey yok. Jimin sizin için çalışıyor zaten. Birinin evde Luna'ya bakması gerek."
"Evde yapabileceğim bir iş bulamaz mıyım?" diye mırıldandım karşısındaki koltuğa otururken.
"Üniversiteyi tamamlamadın bile Jungkook. Jimin gibi evde çalışıp kazanabileceğin bir iş nasıl bulacaksın? Ayrıca iş mi yapacaksın, bebek mi bakacaksın, ev mi çevireceksin?"
"Luna uyurken her şeyi yapabilecek vaktim oluyor."
"Bir süre sonra zor gelmeye başlayacak ama."
Verecek bir cevabım olmadığı için oflamıştım bıkkınlıkla. "Resmen umutsuz ev kadınlarına döndüm ya..."
Beni umursamadan tekrar Luna'yla oynamaya dönen Taehyung'a yakınacağım anda kapı çalmıştı. Kimsenin, benim açmamı bekler gibi kımıldamadığını fark ettiğimde bir kez daha, ardı ardına ofladım ve sabahtan beri yeni oturabildiğim koltuktan kalkmak zorunda kaldım.
Gelenin kim olduğuna dürbünden bakıp, aşık olduğum adamı gördüğümde yüzümdeki bıkkınlık anında silinmiş, yerini ağzı kulaklarında bir ifadeye bırakmıştı. Kapıyı heyecanla açtım ve açar açmaz Jimin'in boynuna atladım. Bunu beklemediği için afallasa da zaman kaybetmeden kollarını belime sarmış, üzerine verdiğim tüm ağırlığı taşımıştı.
Bana sarılmaya devam ederken içeri girip kapıyı arkasından kapattığı esnada "Jungkook, kim gelmiş?" diye içeriden seslenen Taehyung'u işitmiştim fakat duymazdan geldim.
"Çok mu özledin beni?" Boynuna yüzümü gömerek gülümsedim ve "Çok özledim seni." diye fısıldadım kulağına yakın olmamdan ötürü.
Beklemediğim bir anda kolunu bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldığında refleks olarak daha çok sarılmıştım boynuna. "Jimin ne yapıyorsun?" diyerek inmeye çalıştım fakat buna izin vermedi ve aşağı kaymış bedenimi zıplatarak daha sıkı sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highly Regret≒JiKook [Completed]
Fiksi PenggemarHer şey, hayatımı altüst eden o tek gecelik yabancıya aşık olmamla başlamıştı... °mpreg, Boy×Boy °JiKook (Bottom Jungkook) °To_@firstaroha °Publication date_04.03.18 - 25.07.19✔