⚠️M⚠️
Smut uyarısı, eğer okumak istemiyorsanız bu bölümü atlayın.ஜ•ஜ
Sessizlik. Tek istediğim biraz sessizlik ve uykuydu. Ne geceleri ne sabahları doğru düzgün uyuyamıyor, bir de üzerine günlük ev işi yaparak daha çok yoruluyordum.
Geceleri ağlama seslerine kalkmaktan bıkmıştım. Gittikçe daha da katlanılamayacak hâle geliyordu bu durum. Her ne kadar sabahları Taehyung yanıma gelip bana destek olsa da seslere karşı beynim o kadar hassaslaşmıştı ki en ufak bir televizyon ya da konuşma sesi yüzünden çığlık atabilirdim. Sürekli çatacak yer arıyordum ve son birkaç günde fazlasıyla hırçınlaşmıştım.
Kısaca kafayı yeme yolunda emin adımlarla ilerliyordum...
"Ben çıkıyorum." Haftanın ilk günü, işe gitmek için hazırlanan Jimin ayakkabılarını giyerken kollarımı göğsümde bağlayarak karşısına geçtim ve "Bu halde nereye gittiğini sanıyorsun?" dedim ciddi ve sert bir ifadeyle.
Kendisini şaşkın bakışlarla inceleyerek bana döndü ve "Ne varmış halimde?" diye sordu. O kadar yakışıklı görünüyordu ki sinirlerim bozulmuştu. O gün geçtikçe güzelleşirken ben burada şişmiş gözlerimle ve dağılmış saçlarımla çocuk bakıyordum.
"İşe giderken çirkin olacaksın demedim mi ben sana? Özeniyorsun, güzel giyiniyorsun ve sonra herkesin bakışları senin üzerinde oluyor." Sözlerime yarım ağız güldükten sonra elini havaya kaldırarak parmağındaki yüzüğü gösterdi ve "Ama o herkes benim sahipli olduğumu da biliyor." dedi.
Kısa bir göz devirmeden sonra tekrar gözlerinin içine baktım. "Bu şekilde bir yere gitmene izin vermiyorum."
"Jungkook, her zamanki halim. Ne yapabilirim?" Ultra dar ve üzerine tamamen yapışmış olan pantolona bakarak "Her zamanki halin mi?" diye sordum. "Her zamanki halin falan değil. Git daha az dikkat çeken bir şeyler giy ve saçlarını da dağıt." Kolundaki saate kısa bir bakış attıktan sonra "Zamanım yok, geç kalıyorum. Hadi akşam görüşürüz." dedi ve yanağıma sert bir öpücük kondurup gitmeye yeltendi fakat ben bu şekilde hiçbir yere gitmesine izin vermemekte kararlıydım.
"Park Jimin, derhal buraya gel!" Beni dinlemeden asansöre binen Jimin'e yetişmek için hızla ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve "Taehyung ben birkaç dakikalığına çıkıyorum, Luna'ya dikkat et!" diye bağırarak merdivenlere yöneldim.
Koşarak merdivenlerden inip zemin kata ulaştığımda Jimin apartmandan çıkmıştı. Bir de beni görmezden mi geliyordu?
Peşinden ben de çıkarak tam arabaya binmeye hazırlanan Jimin'in yanına yetiştim ve ön koltuğun kapısını açıp kendimi arabanın içine attım. Üzerime bir ceket bile almamıştım ve birkaç saniye donmam için yeterli olmuştu.
"Jungkook ne yaptığını sanıyorsun tanrı aşkına? Hemen eve git, işe yetişmem gerek." Şoför koltuğuna oturup bana hayret dolu bakışlar atan Jimin'e karşı çıkarak "Hayır!" diye bağırdım. "Bu kılıkla işe gitmene izin vermem dedim sana."
"Bu şekilde nasıl dışarı çıkarsın? Hasta olacaksın. Ayrıca Luna evde." İnatla omuz silktim. "Luna'ya Taehyung bakıyor ve beni bu şekilde çıkmaya sen mecbur bıraktın."
Ani bir hareketle yerimden doğrulup bacaklarım iki yanında kalacak şekilde Jimin'in kucağına oturdum ve "Hadi şimdi gidebiliyorsan git işine." diye meydan okudum, tam gözlerinin içine bakarken.
"Bebeğim gerçekten kalıp seninle ilgilenmek ve stresini almak isterdim fakat işe yetişmem gerek..." Burun buruna gelene kadar yüzümü ona yaklaştırdım ve yaramaz bir ifadeyle "Ya benim canım hemen şimdi yaramazlık yapmak isterse?" dedim fısıldayarak. "Bebeğine vakit ayıramayacak mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highly Regret≒JiKook [Completed]
FanfictionHer şey, hayatımı altüst eden o tek gecelik yabancıya aşık olmamla başlamıştı... °mpreg, Boy×Boy °JiKook (Bottom Jungkook) °To_@firstaroha °Publication date_04.03.18 - 25.07.19✔