"Az daha o çikolatalardan yemeye devam edersen serotonin hormonu salgılamaya çalışırken yüz yetmiş kilo olacaksın Jungkook!" Başımda yine mızmızlanan Taehyung'u umursamamazlıktan geldim ve ağzımdakini bile bitirmeden, küçük pembe çiçekler işlenmiş metal kutudan bir çikolata daha alıp ağzıma attım.
Çikolata her ağzımda eridiğinde sanki beni bambaşka bir boyuta taşıyordu. Bu dünyadan bir kaç saniye kopmak için yüz kilo almaya dünden razıydım.
Taehyung mutfağa geliş amacı olan suyu içtikten sonra bardağı tezgaha koyup arkasındaki masada çikolataları son hız ağzına tıkmaya devam eden bana döndü. Yüzünde kızgın bir ifade vardı. Herhangi bir şey söyleyeceğini hissederek ondan önce davrandım ve araya laf soktum. "Bu çikolatalar çok güzelmiş, diğerlerinden çok farklı. Sanırım Hollanda çikolatası. Nereden aldık bunu?"
Elimdeki kutuya birkaç saniye tepkisizce baktıktan sonra bakışlarını kaçırıp istemsizce arkasındaki tezgahın kenarını sıktı. Onda bu gün bir tuhaflık vardı. Hiç olmadığı kadar tedirgindi ve kendisi gibi değildi.
"Hakiki çikolatayla yapıyormuş. Yani ev yapımı. Bu yüzden bu kadar hoşuna gitmiştir." Onaylar, ufak bir mırıltı çıkardım ve "Kim yapıyormuş peki," diye sordum öylesine.
"Jimin'in sevgilisi." Saniyesinde ağzıma tıktığım çikolata boğazımda kaldığı için ağır bir öksrük krizine girdim. Öksürüğümü tutmaya çalışırken boğazımdaki ağrı yüzünden gözlerim yaşarmıştı. Nefes alamadığımı gören Taehyung hızla önüme bir bardak su koymasaydı, büyük bir ihtimalle nalları dikmiş olurdum.
Titreyen elimle kavradığım bardaktan zorlukla birkaç yudum su içtikten sonra bardağı masaya bırakıp ciğerlerimi özledikleri oksijenlerine kavuşturdum ve az önceki kriz yüzünden kızardığına emin olduğum şaşkın gözlerimi Taehyung'a çevirdim.
"Bu çikolataları Jimin mi getirdi," diye sordum birden. Dudağını ısırarak ne kadar istemese de başını aşağı yukarı salladı. Her şekilde karşıma çıkıyordu. Hayatımın her anında...
Öğrendiğim gerçekle çikolataların şimdiden midemi yaktığını hissedebiliyordum. Fakat bunu es geçip az öncekine nazaran daha kısık bir ses tonunda asıl merak ettiğim şeye geldim.
"O-onun sevgilisi mi var?" Bu konudan kaçmak için etrafa bakındığını ve bir yol aradığını biliyordum. Jimin'e karşı hissettiğim duyguları anlayabileceği kadar yakın olmuştuk birkaç ayda. Bu yüzden, bu konu hakkında konuşmak istemiyordu.
"Taehyung, bilmek istiyorum. Lütfen," dedim. Sesim çıkarabildiğim en kararlı tonda çıkmıştı ve bu Taehyung'un anlatıp anlatmama konusunda kendi içinde yaptığı münakaşada büyük bir etken olmuştu. Pes etmişçesine, bıkkın bir nefes verdi sonunda.
"Evet, Jimin'in bir sevgilisi var. İlişkileri yeniymiş anlattığına göre. Sevgilisi küçük bir butik pastane işletiyormuş..."
"Adı neymiş, kimin nesiymiş, Jimin'le ne kadar ciddiymiş," diye atıldım istemsizce. Daha sonra yaptığım aptallığın farkına vararak dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bilmiyorum Jungkook, fazla konuşmadık zaten. Senin ev arkadaşım olmaya karar verdiğin günden beri Jimin'le eskisi kadar yakın değiliz. Yani aslında..." Bir şey söylemeye çalışıp, söyleyemeyeceğini fark ettiğinde "Neyse, boş ver," diyerek geçiştirmeye çalışmıştı konuyu. Önemli bir şey olduğunu anlasam da, başka bir noktaya takılıp "Eğer kara kedi gibi aranıza girdiysem gidebilirim," dedim.
"Saçmalama Jungkook. İyice dengesizleşen hormonların yüzünden bu sözlerini ciddiye almayacağıma dair kendime söz verdim ama bazen gerçekten tam bir aptal oluyorsun." Boğazımda oluşan yumru yüzünden zorla yutkunarak bakışlarımı kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highly Regret≒JiKook [Completed]
FanfictionHer şey, hayatımı altüst eden o tek gecelik yabancıya aşık olmamla başlamıştı... °mpreg, Boy×Boy °JiKook (Bottom Jungkook) °To_@firstaroha °Publication date_04.03.18 - 25.07.19✔