ஜBölüm 18ஜ

6.5K 670 240
                                    

Vücudumu tamamıyla sarıp sarmalayan sudan avuçlarıma doldurarak suratıma çarptım ve parmaklarımla ıslak saçlarımı geriye doğru tarayıp, başımı tekrar küvet taşına yasladım. Ardından derin bir nefes alarak göğsümdeki daralmadan kurtulmaya çalıştım.

Parmaklarım istemsiz olarak dudaklarıma gidiyordu sürekli. Ama kendime verdiğim sözü hatırlayarak ağlamamaya çalışıyordum. Sırf bu yüzden suya girmeye karar vermiştim. Belki su engel olurdu akmak için savaş veren göz yaşlarıma...

Parçalamak ister gibi tırnaklarımı dudağıma geçirdiğimde gözlerim acı içinde kapanmış, boğazımdan istemsiz bir hıçkırık kaçmıştı. Bir hıçkırık daha, bir hıçkırık daha ve bir hıçkırık daha...

Hıçkırık seslerim boş ve sessiz banyoda yankı yaparken küvetin içinde doğruldum ve yanımdaki sabunu sert bir şekilde kavrayıp karşı duvara fırlattım.

"KAHRETSİN!" Kuru hıçkırıklarım devam ederken aynı şekilde şampuan şişesini de fırlatmıştım.

Duvara çarpıp kapağı açılan ve küvetin içine düşen şampuanı umursamadan bir kez daha bağırdım. "KAHROLASI ADAM!"

Sürekli saçlarımı çekiştirerek suyun içinde kıvrandığım için suların bir kısmı sıçrayıp dışarı dökülüyordu. Aynı zamanda kendi kendime acıyla kıvranırken birisiyle boğuşuyormuşum gibi nidalar koparıyordum. Aslında boğuşuyordum. Kendi benliğimle...

"Jungkook! Orada neler oluyor?" Telaşla kapıyı çalmaya başlayan Jimin'e bile cevap veremeden yorgunlukla durmuş, biraz nefeslendikten sonra yavaş yavaş suyun içine doğru kaymaya başlamıştım. Su, önce dudaklarıma kadar içine çekmişti beni. Daha sonra burnuma ve gözlerime. Tamamen suyun içine girdiğimde ise yüzeye çıkıp dalgalanan saçlarımı umursamadan kendime gelmeye çalıştım. Su beni sakinleştiriyordu. Su beni ruhen temizliyordu. Aynı zamanda suyun içinde düşünebildiğim tek şey, vücudumu saran sıcak oluyordu. Adeta anne karnındaki bir bebeğe dönüşüyordum.

Tıpkı karnımdaki gibi bir bebeğe dönüşüyordum...

Ben iyi olmaya, hayatı yaşamaya ve mücadele etmeye çalıştıkça her şey daha çok sarpa sarıyordu. Kötü ediyorlardı beni. Yaşamama izin vermiyorlardı. Mücadelelerde hep kaybediyordum. Bu gün de bir kez daha kaybetmiştim. Ufacık bir öpücüğün bile onun aklına getirdiği ilk kişi Yoongi oluyordu. Kesin o gece benimle sevişirken de aklına Yoongi'yi getirmişti. Çünkü o Yoongi'yi seviyordu. Ama aynı zamanda sevdiği adamı bile aldatıyordu. Pisliğin tekiydi. Bu kadar geç farkettiğime ve kendimi kandırdığıma inanamıyordum.

Birden omuzlarımdan tutularak yukarı çekildiğimde ve su yüzüne çıkarıldığımda soluksuz kaldığımı yeni hissederek derin bir nefes aldım ve ciğerlerime kaçan su yüzünden öksürmeye başladım. Deli gibi öksürürken beni çeken kişiye bakmaya fırsatım olmamıştı. Biraz daha sakinleştiğimi hissedince ise ilk iş ona dönmüştüm.

Jimin telaşla beni su yüzünde tutmaya çalışırken omzularımdaki ellerini itip onu kendimden uzaklaştırdım. Ardından öfkeli gözlerimi, gözlerine diktim.

"Derdin ne senin?! Neden banyoda olduğumu bildiğin halde içeriye giriyorsun?!" Ona çıkışmama şaşırmış olsa gerek bir süre boş boş yüzüme baktıktan sonra kaşlarını çatmış, benim gibi sesini yükselterek cevap vermişti.

"Bağırışların yüzünden endişelendim ve kapıyı çaldığımda cevap vermedin! Uzun süre ses gelmeyince de bayılmış olabileceğini falan düşündüm! Ama bu kadar düşünceli olduğum için üzgünüm, özür dilerim!"

"Neden benim için endişeleniyorsun," diye sordum sinirle bakmaya devam ederken. "Neden her defasında bana bir şey olabilme ihtimalinden telaşlanıyorsun?!"

Highly Regret≒JiKook [Completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin