Merhaba^^ Herkese keyifli okumalar*-*
____"Hey Choon Hee! Beni beklesene!" Gözlerimi devirdim ve Yung Hwa'nın yanıma gelmesini bekledim. Nefes nefese yanıma geldiğinde tek kaşımı kaldırdım. Eğilmiş nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
"İnsan beni bi bekler." Dedi zar zor. Ayağa kalkıp elindeki çilekli sütü gösterdi. Tek kaşımı indirdim. Çilekli süte kim hayır derdi ki? Elindeki sütü hızlı bir şekilde kaptım."Efendim Yung Hwa?" Dedim pipeti batırırken.
"Beraber gidelim diyecektim. Sizin oralarda uğramam gereken bir yer var." Başımla onayladım. Beraber yolda giderken düşünmeye başladım. Yung Hwa okuldaki güvenebileceğim bir insandı. Pek fazla arkadaş ilişkilerine önem veren biri değildim. Tek başıma mutluydum.
"Ee, böyle konuşmadan mı yürüyeceğiz?""Konuşacak konu bulursan, neden olmasın?" Dedim omzumu silkerek. Diyorum işte. Umursamaz bir insandım. Daha doğrusu, öyle olmaya özen gösteriyorum.
"Bir düşünecek olursak..." Elini çenesine götürüp kaşımaya başladı. Bende o sırada çilekli sütümün keyfini sürüyordum. Zevkten gözlerimi kapatmıştım. Bayılıyordum çilekli süte. Tabi gözlerimi kapattığım için bana çarpan birini farketmem de zaman almıştı. Son anda Yung Hwa'nın beni tutmasıyla yere düşmekten kurtulmuş oldum. Kendime geldiğimde bana çarpan adama baktım.
"Hey! Dikkat et!" Adam arkasına dönüp şaşkın gözlerle bana baktı.
"Asıl sen dikkat et," elimdeki sütü gösterdi. Aman
Tanrım, sesi mükemmeldi.
"Onun yüzünden az kalsın yere yapışacaktın." Gözlerimi pörtlettim."Arkadaşına teşekkür etmen gerek." Yung Hwa'yı gözleriyle taradıktan sonra arkasını dönüp gitti. Resmen gitmişti. Tuhaf bir ifadeyle Yung Hwa'ya baktım. Bana endişeli gözlerle bakıyordu.
"İyi misin?" Dedi ve etrafımı kolaçan etti. Başımı salladım.
"İyiyim ben.""O adamda kimdi öyle?" Dedi ve adamın ilerlediği yola baktı.
"Bir bilsem." Tamam haklı olabilirdi ama...aması yoktu işte. Gözlerimi devirdim.Eve vardığımda kendimi ilk olarak odama attım. Üstümü değiştirirken aklıma o adam geldi. Taş çatlasa 20 yaşındaydı. Belki daha da büyük olabilirdi. Ama o mükemmel sesi aklımdan gitmek bilmiyordu. O kadar sakin bir sesi vardı ki... Başımı iki yana salladım. Odamdan çıktığımda annem yorgunluktan morarmış gözleriyle bana bakıyordu. Ona sarıldığımda oda bana sarılmıştı. Tek başına bütün yükü üstleniyordu.
"Git dinlen sen anne, ben sana güzel bir şeyler hazırlayayım." Annem başını zar zor salladı. Mutfağa geçip ona çorba hazırladım. Annemin önüne çorbasını koydum. Bana minnetle gülümsedi.
"Teşekkür ederim Choon Hee." Kolunu sıvazladım.
"Sorun değil anne." Annem çorbasını içtikten sonra koltuğa uzandı. Bende o sırada etrafı toparladım.Mutfakta işim bittiğinde anneme bakmaya gittim. Çoktan koltukta uyuya kalmıştı. Üstüne bir battaniye örttüm. Yanağına bir öpücük kondurdum. Ardından odama çekildim. Yatağa uzandığımda hâlâ aklımda onun sesi vardı.
***
"Choon Hee, sana bir şeyler almamı ister misin?" Dedi adam, küçük kıza bakarak. Küçük kız neşeyle yerinde zıpladı. Vitrindeki kocaman ayıyı gösterdi.
"Bu ayıyı istiyorum!" dedi sevinçle. Adam kocaman ayıya baktı. Ardından sıcacık gülümsemesi ile küçük kıza döndü.
"Şu küçük ayıya ne dersin? Tıpkı sana benziyor." Küçük kız o kocaman ayının yanında pek farkedilmeyen küçük ayıya baktı. Bembeyazdı.
"Olmaz, ben o büyük ayıyı istiyorum." Adam küçük kızın kafasını okşadı.
"Tatlım, o çok büyük. Hem bak, tıpkı senin gibi şirin." Küçük kızın burnunu sıktı. Küçük kız zorda olsa ikna oldu. Dükkana girdiklerinde küçük kız elindeki ayıya baktı. Gerçekten de çok sevimliydi.
Bir anda insanların çığlık çığlığa kaçmasıyla küçük kız etrafına bakındı. Herkes panik içinde koşuşturuyordu.
"Baba, neler oluyor?" Adam küçük kızın kolundan tuttu. Küçük kız ne kadar sorarsa sorsun babası bir şey söylemiyordu.
"Deprem oluyor!"
"Oğlum, neredesin?"
"Bayan lütfen sakin olun."
Sesler birbirine karışmıştı. Küçük kız alışveriş merkezinin sallandığını daha yeni farkediyordu. Tavana baktı. Tavanda asılmış süsler birer birer düşüyordu. Ardından camlar teker teker patlıyordu. Adam merdivene yöneldiğinde merdivenin çökmesiyle geri çekilmek zorunda kaldı. Endişeyle küçük kıza baktı. Zorda olsa yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
"Seni seviyorum bir tanem." Küçük kıza sıkıca sarıldı.
"Bende seni seviyorum baba."
![](https://img.wattpad.com/cover/151483949-288-k30126.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alium| Kim Seok Jin
Fanfiction"Hâlâ seni düşünebiliyor olmak... bu can sıkıcı." Şemsiyenin altına kendisi de girdiğinde başımı yukarı kaldırdım. "Hâlâ seni koruma isteğim...bu can sıkıcı." Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. "Bu can sıkıcı ama, ne olursa olsun, içinde sen varsan...