/4/

14.2K 514 68
                                    


Dün Alper'le ayrıldıktan sonra akşamı Masal'la miskinlik yaparak geçirmiştik. Bugünse iş vardı. Ama her zamankinden farklı olarak bugün özel bir konuğum olacaktı. Alper, dün arkadaşlarıyla beraber kulübe gitmişti. Tüm akşam mesajlarıyla beni hem güldürmüş hem de sinirlendirmişti. Her mesajın sonuna bir insan büyük harflerle neden sevgilim yazardı ki!

"Burası sensiz hiç çekilmiyor SEVGİLİM."

"Birazdan patronunla konuşmaya gidiyorum. Sana zam yapması lazım. Burayı ayakta tutan sensin SEVGİLİM."

"Bir ses kaydı at da gecem şenlensin bari SEVGİLİM."

Bu ve bunun gibi daha birçok mesaj... Bazılarına cevap vermiş, bazılarını görmezden gelmiş, en sonunda ise mesaj atmayı bırakmazsa onu engelleyeceğimi söylemiştim ve nihayet susmuştu. Bir şartla... Bu akşam birlikte yemek yiyecektik ve oradan kulübe geçecektik.

Uykum sabote edilmediği için güzel bir uyku çekmiştim. Masal'la baş başa bol neşeli geçen kahvaltımızı yapmıştık. Biraz çamaşır, bulaşık işleriyle uğraştıktan sonra duşumu almıştım ve hazırlanmak için odama geçmiştim.

Bugün her zamankinden biraz daha fazla durmuştum aynanın karşısında. Bordo, üzerinde gül desenleri olan boyundan bağlamalı mini elbisem boyumu olduğundan daha uzun göstermişti. Belinde bulunan kemer detayı ise elbisenin üzerime tam oturmasını sağlamıştı. Saçlarımı hafif dalgalandırıp sağ omzumda topladığımda kendimi beğeniyle süzdüm. Güzel görünüyordum. Saçımın sol tarafında hemen kulağımın üzerindeki pembe saç tutamını örmüştüm ve saçlarıma hoş bir hava katmıştı.

Masal'ın odaya dalmasıyla ıslık çalması bir oldu.

"Fazla güzel olmuşsun." dediğinde dudaklarım memnuniyetle kıvrıldı.

"Teşekkür ederim. Abartı olmamış değil mi?" diye sorduğumda gözlerini kısıp beni göz hapsine aldı.

"Hayır, abartı olmamışsın. Aksine doğal bir güzelliğim var, diye bas bas bağırıyorsun." dediğinde etrafımda dönüp ellerimi çırptım.

"Şimdi o topuklularla düşeceksin yalnız!" demesi ve ayağımın halıya takılmasıyla düşmem aynı saniyelerde gerçekleşmişti.

Halıya oturup kalırken ateş saçan gözlerimi Masal'a çevirdim. "Kenafir gözlü! İnsan bir maşallah der!" dediğimde kahkahalarla gülüyordu. Elini kalkmam için bana uzattığında elinden destek alıp ayağa kalktım.

"O topuklularla spastik hareketler yapan sen ama kenafir gözlü olan ben!" diyerek dalga geçtiğinde topuklularıma baktım. Evet, normalde bu kadar uzun topuklu giymezdim ama ne yapsaydım?

"Kızım görmedin mi? Allah bir boy vermiş deveye, gerisini koyvermiş! Yanında çok kısa durmamam lazım."

Gözlerini uzaklara dikip "Hakkını yeme şimdi; boy vermiş, yakışıklılık vermiş, kas vermiş, göz vermiş..." diyerek saydığında omzuna vurdum.

"Yavşamasan diyorum." diyerek onunla dalga geçtiğimde gülüp ağzına fermuar çekti.

Telefonumun zil sesinin çalmasıyla çantamı elime alırken Masal'ın yanağından kocaman öptüm. "Gelmek istemediğine emin misin?" diye sorduğumda yanağına bulaşan ruj izini silmeye çalışıyordu.

"Ay eminim. Uzun bir süre gelmeyi düşünmüyorum geçen günden sonra. Can'la karşılaşmaya henüz hazır değilim." dediğinde güldüm. "Sen bilirsin, kaçtım ben o zaman." diyerek odadan çıkıp kapıya yöneldiğimde arkamdan geliyordu.

"Dikkat et kendine. İyi eğlenceler."

Kapıyı açıp kapı pervazına yaslanmış Alper'i gördüğümde gözlerim kamaşmadı desem yalan olurdu. Koyu renk kot pantolonu uzun ve kaslı bacaklarını sarmış, beyaz gömleğini dışarıda bırakmış, lacivert, kolları yamalı blazer ceketiyle çok hoş görünüyordu.

AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin