◾
Ertesi gün dersim biraz erken olduğu için erken kalkmak zorunda kalmıştım. Alper fazlasıyla yorgundu. Yemekten sonra direkt yatmasından belliydi. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. O yüzden onu uyandırmamaya gayret ederek hazırlanmaya çalıştım. Kıyafetlerimin hepsi valizin içinde buruş buruş olmuştu. Buruşmayan kotların varlığına şükrederek koyu renk kotlarımdan birini altıma geçirdim. Tişörtlerimde böyle bir şans yakalayamamıştım maalesef. Bunda kıyafetleri valize düzenli bir şekilde koymamamın etkisi de olabilirdi. Ütülemeye vakit bulamadığımdan, aslında zor gelmişti, Masal'ın odasına sessizce girip dolabının kapağını araladım. Masal bol giyinmeyi sevmezdi o yüzden dolabında bol bir şeyler bulmak zordu. O yüzden gözüme en rahat görünen düz, kahverengi tişörtünü kestirdim ve ödünç aldım. Üzerime tam oturmuştu hatta göbek kısmı biraz zorlamıştı. Kızım varlığını belli ediyordu. Sabahları artık biraz serin olduğu için üzerime kot ceketimi de giydikten sonra çantamı da alıp evden çıktım.
Evin yakınlarındaki duraktan otobüse binip okula giderken sanki eski günlere geri dönmüştüm. Okuldaki öğrenci kalabalığıyla bu kalabalığı özlemediğimi fark ederken fakültenin kantinine ilerledim. Dersin başlamasına on beş dakika vardı. Sınıfa girmeden bir şeyler atıştırabilirdim.
Patatesli poğaçayı ve çayı tepsiye koyup parasını ödedikten sonra boş bir masaya geçip oturdum. Çayımın şekerini karıştırırken aklıma Vesile ablanın kahvaltıları geldi. Hayaller hayatlar karşılaştırmasını yaptıktan sonra "Sen şu an basit bir öğrencisin Esin. Kendine gel. Öğrenci gibi düşün öğrenci gibi davran." diye kendime ayar çektim ve kahvaltımı hızlı bir şekilde yaptım.
Dersin olacağı dersliğe girdiğimde tanıdık yüzlere gülümseyerek arka sıralardaki boş bir sıraya geçtim. Sınıfta çok fazla samimi olduğum bir arkadaşım yoktu. Genel olarak herkesle merhaba merhabalık bir muhabbetim vardı. En uzun sohbetlerimiz vize ve final haftalarında gerçekleşiyordu.
Sınıf sıcak olduğu için ceketimi çıkartıp yanımdaki boş sandalyeye, çantamın yanına bıraktım. Ceketimi çıkarmamla yan sırada oturan kızların bakışları karnıma inerken şaşkınlıkla gözlerini açtılar. Doğru ya! Sınıfta evlendiğimi bilen kimse yoktu. Dolayısıyla hamile olduğumu da! Birbirlerine göz işaretleri yapmalar, birbirlerini dürtmeler ve benim görmediğimi düşündükleri nice şaşkınlık belirtileriyle sınıfta hızlı bir haberleşme ağı gerçekleşirken kendimi gülmemek için zor tuttum. Meraklı halleri çok komikti!
Özellikle de kimseyle öyle çok bir samimiyetim olmadığı için gelip soramıyorlardı da. Meraklarından çatlamazlarsa iyiydi. Hocanın girmesiyle dikkatleri biraz olsun dağılıp yerlerine geçmişlerdi ama akıllarının hâlâ bende olduğuna adımın Esin olduğu kadar emindim.
Dersi dinlemeye çalışmış notlar almıştım. Doğru düzgün en son kalem tutuşum son final sınavım olduğu için yazarken biraz zorlanmıştım itiraf ediyorum.
Hoca on dakikalık bir ara verdiğinde yerimde boynumu esnettim. Yanımdaki boşluğa oturan adının Nermin olduğunu bildiğim ama fazla bir muhabbetim olmayan kızla hafifçe gülümsedim. Demek buraya kadar dayanabilmişlerdi ve içlerinden bir gönüllü seçip olayları öğrenmeye yollamışlardı.
"Merhaba Esin, nasılsın?" diye gülümseyerek sorduğunda ben de gülümsedim.
"İyiyim Nermin seni sormalı?"
"Ben de iyiyim. İlk hafta yoktun ben de lazım olabileceğini düşündüğüm için geçen haftanın notlarını getirdim." deyip elindeki defterin sayfalarını karıştırırken gözlerim resmen parladı. Şaşırdığım noktalardan biri kesinlikle Nermin'in sınıftaki en güzel not tutanlardan biri olmasının yanı sıra notları konusunda pek paylaşımcı biri olmadığıydı. Daha önce kaç kişiyi geri çevirdiğini gözlerimle görmüştüm. Şimdi ise kendi elleriyle bana sunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı)
Teen Fiction"Şimdi kim olduğumu öğreneceksin tatlım. Ama siz benim kim olduğumu öğrenmeden önce Alper'in bir bilmece çözmesi gerekiyor." Alper'in dibine iyice girdim. Herkesin duyabilmesi için yüksek sesle konuştum ki buna gerek bile yoktu. Herkes pür dikkat bi...