◽
Akşam yemeğinden sonra bugün Melek anne ve Vesile ablanın yaptığı baklavaları dondurmalarla birlikte götürürken cidden mest olmuştum. "Ellerinize sağlık, gerçekten çok güzel olmuş." dediğimde Melek anne göz kırparak "Afiyet olsun güzel kızım." dedi.
Benimle birlikte Elif veya Serpil abla da 'eline sağlık' dedi mi diye bakınırken Melek annenin direkt yüzüme bakmasıyla gülümsedim. Hiç alışamayacaktım sanırım bana böyle davranmasına.
Elif yan taraftan "Esin, isim düşünmeye başladınız mı?" diye sorunca gözlerim direkt Alper'i buldu. Alper'in de aynı bakışlarla bana baktığını görünce "Daha çok erken değil mi ya? Dün öğrendik kız olacağını zaten." dedim.
Elif "Aaa öyle deme." dedi. "Ben daha cinsiyeti belli olmadan hem kız hem erkek ismi listelemeye başlamıştım."
Elif'in söylediğine gülerken Melek annenin sesi duyuldu. "Çok düşünmenize gerek yok aslında kızım. İlk kız torun olduğu için benim ismimi vermeniz münasip olur."
Melek annenin sözleriyle beraber gözlerim şaşkınlıkla açılırken Melek anneye inanamazcasına baktım. Büyük bir aydınlanma yaşıyordum şu an. Tüm o iyi niyet göstergeleri, ağlamalar, uzaktan uzaktan bakışmalar kızıma kendi isminin verileceğini düşünmesinden dolayıydı! Ya da zorla da olsa verdireceğinden! Ben de bu kadına ne oldu da böyle bir anda değişti diyordum.
Melek anneden gözlerimi çekip Alper'e kaşlarımı çatarak baktığımda Alper benden gözlerini kaçırarak suyunu alıp yudumlamaya başladı. Cengiz baba lafa girip "Çocuklar vermek isterlerse verirler hatun, baskı yapma." dediğinde Melek anne gözlerini kısarak Cengiz babaya baktı.
"Senin ismin Cengiz Efe'de yaşayacak tabii. Tuzun kuru."
O sırada gülmeye çalışarak "İlahi Melek anneciğim." dedim. "Dert ettiğiniz şeye bakın. Gören de isminizin soyu tükeniyor sanacak. Dışarıya çıkın yüz binlerce Melek var. Sizin isminiz ölümsüz bir isim." dediğimde Serpil abla elini ağzına kapatmış gülüyordu. Diğerlerinde gözlerimi gezdirdiğimde onların da gülmelerini gizlemeye çalıştıklarını gördüm.
Melek anne Cengiz babadaki tavrının tam aksi bir şekilde yine bana gülümsedi. "Esinciğim öyle deme ama. Bir kendi torununda yaşaması var bir de başkasında. Düşünsene evin içinde bana benzeyen şöyle bıcır bıcır bir kız."
Elimi çaktırmadan kulağıma götürüp kulağımı çektim ve masaya birkaç defa vurdum. Melek anne ve bıcır bıcır kelimelerini yan yana düşünemiyordum bile! Daha sonra ne yaptığımı fark edip kendime kızdım. Kadın beni nasıl bir dehşete soktuysa artık en inanmadığım batıl inançları yapar olmuştum!
Tam olarak kalbini de kırmak istemediğim için, hele de bana böyle iyi davranmaya başlamışken alttan almaya çalıştım. "Daha kızımızın gelmesine çok var Melek anne. Bu da demek oluyor ki düşünecek çok zamanımız var. O yüzden şimdiden düşünmeye başlayarak kafamızı yormayalım. Değil mi kocacığım? Sen de bir şeyler söylesene."
Alper'in sus pus oturup hiçbir tepkide bulunmaması sinirlerimi bozarken topu ona attım. Bakışlarım sıkıyorsa aksini iddia et, der gibiydi. Alper zeki bir adamdı. Alttaki imayı anlayabilirdi. Anladı da.
"Bence de daha çok erken. Önümüzde Allah izin verirse uzun bir süreç var. Ortak bir paydada buluşabileceğimize inanıyorum."
Cengiz baba Alper'in bu sıkışmış haline bıyık altından gülüyordu. Abileri de öyle. Cengiz babanın Alper'e yaklaştığını görünce dikkat kesildim.
"Karınla ananın arasında kalmak nasılmış sıpa? Abilerine zamanında az gülmedin. Bak, şimdi onlar da gülerek seni izliyorlar. Ama sen daha dur... Ne hallere düşeceksin. Bunlar daha iyi günlerin." Ağzına baklavasını atmadan önce memnuniyetle "Yediğin hurmalar gün gelir tırmalar koçum!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı)
Roman pour Adolescents"Şimdi kim olduğumu öğreneceksin tatlım. Ama siz benim kim olduğumu öğrenmeden önce Alper'in bir bilmece çözmesi gerekiyor." Alper'in dibine iyice girdim. Herkesin duyabilmesi için yüksek sesle konuştum ki buna gerek bile yoktu. Herkes pür dikkat bi...