Tepemdeki güneşin bunaltıcı etkisinden ve yorgunluktan bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim. Bu geldiğimiz üçüncü mekândı. Arkamda benim bıkkınlığımı aratmayacak bıkkınlıkta üç kişi daha vardı. İlk gittiğimiz mekân bu yazın gününe inat her tarafı kapalı bir düğün salonuydu. Çok şık olmasına karşın fazla kasvetliydi. Sevmemiştim.
İkinci gittiğimiz yer ise biraz daha saray yavrusu diyebileceğim bir yerdi. Tavanından şamdanlar sarkan, her tarafta altın renginin hâkim olduğu yine fazla gösterişli bir yerdi. Bu kadar abartının ve gösterişin gereksiz olduğunu düşünüyordum. Oradan da çıktıktan sonra Alperlerin dün gezdikleri ve beğendikleri son yere gelmiştik.
Burası da diğerleri gibi biraz gösterişliydi ama diğerlerine göre de en iyisi burasıydı. En azından üzeri açıktı ve yerler çimlerle kaplıydı. İki tarafı ortada birleştiren taşlı yol girişten başlayıp etrafı çiçeklerle kaplanmış nikâh masasına kadar uzanıyordu. Yuvarlak, krem rengi, altışar kişilik masalar etrafa düzenli bir şekilde serpiştirilmişti. Aslında genel olarak güzeldi. Hep hayalimin de bir kır düğünü olduğunu düşünürsek...
"Esin Hanım siz mekânı onayladığınız takdirde diğer detayları beraber konuşarak halledebiliriz. Ya da işiniz yoğunsa önerileriniz üzerine ben bir şeyler ayarlayabilirim." diyen organizatör kadına baktım. Genç ve güzeldi. Sarı saçlarını ensesinin biraz üzerinde topuz yapmış beyaz gömleği ve bol ince bir kumaştan olan sarı pantolonuyla çok hoş görünüyordu.
"Beğendim, burası olsun." dediğimde Taner abiyle Alper'in birbirlerine rahatlayıcı bakışlar atması üzerine kaşlarımı çatmadan edemedim. Altı üstü iki mekân gezmişlerdi. Sanki yürüyerek gelmişlerdi! Hayır yani, hamile olan da bendim. Burada 'yoruldum' diye nazlanması gereken kişi benden başkası olamazdı ama ben bile gayet makul bir şekilde söylediklerine uymaya çalışıyordum.
"Beğenmenize çok sevindim. O zaman detayları konuşalım." dediğinde adının Seda olduğunu öğrendiğim kadına bakışlarımı çevirdim. "Seda Hanım, ben size güveniyorum ve hiçbir şeye karışmıyorum. Abartıya kaçmayacak şekilde kafanıza göre takılabilirsiniz, yeter ki beni bu işlerle uğraştırmayın." dediğimde Seda Hanım'ın yüzünde memnuniyet dolu bir gülümseme oluştu. "Siz hiç merak etmeyin." deyip dosyasını göğsüne bastırdığında onun da bu kararımdan mutlu olduğunu fark etmemek elde değildi. Sanırım o da işine fazla müdahale edilmesini sevmiyordu.
"Bence mükemmel bir karar karıcığım." diyen Alper'e Taner abi de eşlik etti. "Valla helal olsun Esin. Alper çok şanslısın koçum. Elif sandalyelere takılacak süslere kadar kendi seçmişti."
Yüzü o anları hatırlıyormuşçasına buruşurken "Ve o süslerin her birini bana göstererek benim de fikrimi almıştı." diye devam ettiğinde Seda Hanım da dâhil olmak üzere üçümüz de Taner abinin bu haline güldük. Gülmemi yarıda keserek "Aslında güzel bir işkence yöntemiymiş. Kendim dayanabileceğimi bilsem ben de Alper'e bunu uygulayabilirdim ama ben kendime güvenmiyorum." dedim.
Alper rahatlayan bir yüz ifadesiyle bana bakarken sırıttı. "Üşengeç olmana bayıldığımı söylemiş miydim?"
Ona yapmacık bir gülümseme yolladıktan sonra Taner abiyle ikisinde gözlerimi gezdirdim. "Ben üşengecim ama siz benden de üşengeçsiniz. Daha üçüncü mekânda su koyverdiniz." Alttan alta laf soktuğumu fark ettiklerinde ikisi de suç işlemiş çocuklar gibi benden gözlerini kaçırdılar.
Taner abi "Mesaj alınmıştır." diyerek göz kırptığında ben de gülümsedim. "E hadi buradaki işimiz de bittiğine göre çıkalım." diyen Alper'le çıkışa yöneldik. Vedalaştıktan sonra Taner abi Seda Hanım'ı arabasına bindirirken, biz Alper'in arabasına geçmiştik. Mekândan sonra Alper'in damatlığını almaya gidecektik. Taner abi şirkete geçeceği için farklı arabalarda gelmeye karar vermiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı)
Teen Fiction"Şimdi kim olduğumu öğreneceksin tatlım. Ama siz benim kim olduğumu öğrenmeden önce Alper'in bir bilmece çözmesi gerekiyor." Alper'in dibine iyice girdim. Herkesin duyabilmesi için yüksek sesle konuştum ki buna gerek bile yoktu. Herkes pür dikkat bi...