/45/

8.8K 397 38
                                    

Gözlerimi sonuna kadar açıp "Kız mı?" diye heyecanla sorduğumda doktor kafasını olumlu anlamda salladı.

"Ben kız babası oluyorum." Alper'in sesi sanki kendisiyle konuşuyormuş gibi sessiz çıkmıştı. Daha sonra "Kızım oluyor be!" diye bağırıp bana sarıldı. "Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim..." Alper sayısız kez teşekkür ederken kollarımı sıkıca ona sarıp göz yaşlarımı omzuna akıttım.

İkimizin de sakinleşmesini doktor sabırla ve anlayışla bekledi. Daha sonra karnımı silmem için peçete uzatıp toparlanmam için bana biraz zaman verdi. Alper de toparlanmama yardım ederken ikimizin de yüzünde geniş bir gülümseme vardı ama konuşmuyorduk. Kendi içimizde bu haberi sindirmeye çalışıyorduk.

Toparlandıktan sonra tekrar doktorun masasının önündeki karşılıklı, tekli koltuklara oturduk. Doktor kullanmam gereken birkaç vitamin yazdıktan sonra her ay kontrole gelmemi, kontrolleri aksatmamamı söyledi. En son ultrason fotoğrafını ve reçeteyi uzatıp iyi günler diledikten sonra odasından ayrıldık.

Doktorun kapısını kapatıp birbirimize döndüğümüz anda Alper beni kucağına alıp etrafında döndürmeye başladı. Sevinçten çığlıklarım ve kahkahalarım birbirine karışırken Alper en sonunda durdurup hâlâ kucağındayken dudaklarıma kapandı. Ellerimle omuzlarından destek alırken öpüşüne karşılık verdim. Kısa ama etkili öpüşmemiz bittiğinde Alper alnını alnıma yasladı.

"Bir kızımız olacak!"

"Biliyorum!"

"Seni seviyorum."

"Biliyorum."

Alper cevabımla kahkaha atarken "Burada senin de beni sevdiğini söylemen gerekiyordu." diye sitem etti.

"Biliyorum." deyip kahkaha atarken beni yere indirdi. Etrafımızdaki insanları yeni fark ederken hepsi yüzlerindeki tebessümle bizi izliyorlardı. Bu insanların önünde daha fazla rezil olmamak için Alper'i elinden tutup peşimden sürükledim.

Alper kolunu omzuma atıp beni yavaşlatırken "Çok sinir bozucusun!" diye söylendi.

Onu sinir etmek için tekrar "Biliyorum," diye cevap verdim.

Bu sefer kulağıma yaklaşıp "Peki, utanınca çok seksi olduğunu da biliyor musun?" diye fısıldadı.

Bu sefer "Bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu." deyip göz kırptım.

Evdekilere söylemek için akşam yemeğini beklemiştik. Herkes sofraya toplanınca, ki bu herkese Caner ve Melih de dahildi, yemek servisi yapılmaya başlanmadan Alper'le birbirimize bakıp ayağa kalktık. Alper boğazını temizleyip herkesin dikkatinin bizde toplanmasını sağlayınca söze başladı. "Yemeğe başlamadan önce sizinle bir şey paylaşmak istiyoruz."

"Allah Allah ne paylaşacaksınız bakalım. Ulusa seslenir gibi ayağa da kalktınız."

Alper, Cengiz babaya yandan bir bakış atıp "Meraklı çocuklar gibi kesmeyip bitirmemi beklersen öğreneceksin baba." dedi. Cengiz baba çatalıyla Alper'in eline vurmaya çalıştı ama Alper daha hızlı davranıp Cengiz babanın bu atağını başarısız sonuçlandırdı.

Melek anne "Cengiz, rahat bırak da çocuğu ne söylemek istiyorsa söylesin." diye uyaran bir sesle konuştu.

Alper ikisine de kısa bir bakış attıktan sonra bana döndü. "Sen söyle." deyip yüzüne geniş bir gülümseme yerleştirdiğinde dudağımı dişleyip herkese teker teker baktım.

"Pembeleri hazırlamaya başlayabilirsiniz." dediğimde anlamazcasına yüzüme baksalar da devam ettim. "Özellikle Melek anneciğim sizin elinizden el emeği göz nuru pembe bir yelek istiyoruz."

AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin