(Şarkıyı belirttiğim yerde açarsanız daha çok hissederek okursunuz.💓)
"İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa,sevgisi o denli derindir,o denli doyumsuz.Ve acısı da o denli büyük.."
İki hafta,üç gün,on iki saat..Zamanın geçmediği bir gün daha..Ömer'i görmediğim her gün her saat her saniye ölüm gibi geliyordu artık bana.Gittiğinden beri sadece telefonla konuşmuş,görüntülü aramalarına cevap vermemiştim.
İstemiyordum çünkü..O'nu öyle soğuk ekranda görmek istemiyordum.İçim kaldırmıyordu bu uzaklığı..Sanki Ömer'i yeni yeni tanıyordum ve tam ona her şeyiyle alışmışken bir anda gitmesi..Yutkunamıyordum yaşadıklarımızı düşünürken.İki gündür bu evde,her tahtasında her odasında izi vardı..Keşke biraz daha zaman geçirseydim diye dert yandı bir yanım..Keşke başkası yüzünden saatlerce yanından,dizinin dibinden ayrılmasaydım diye de tuz bastı diğer yanım..
Bedenimden bir ürperti geçtiğinde gözlerimi kapadım ve sedirin üzerinde iyice doğruldum.Güneş yeni doğuyordu.Sabah soğuğu es geçmemişti yine beni..
"Adını gerçekten değiştirmeli;Pencere kuşu diye."
Tahta merdivenlerden inen Rabia gözlerini ovuşturuyordu.Yanıma kadar geldi ve ayakta dikildi.
"Güzel isimmiş doğrusu.Ama bana yakışmadı."diye döndüm tekrar pencereye bakarak.
"Nedenmiş o?"
Derin bir nefes aldım."Kuş gibi özgür değilim ben."
"Ben seni ilk tanıdığımda bu kadar umutsuz değildin Deniz-"
"Sen beni tanıdığında yanımda Ömer vardı çünkü."
"Ne fark eder?Ömer'e göre kuramazsın ki bu hayatı.O olduğunda gülecek,o gittiğinde surat mı asacaksın?"
Rabia'nın günlerdir kilit vurduğu sözleri gün yüzüne çıkmışyı.İki haftadır hiç bir şey söylemiyor,kendi rızamla ona açılmamı bekliyordu.Ama şimdi sabrı kalmamış gibiydi.Karşıma oturdu ve gözlerimin içine bakarak konuştu.
"Unutmamalısın ki biz..biz asker eşleriyiz.Ölüme kafa tutan adamların eşleriyiz.Bu sürekli olacak,hep bırakacaklar bizi.Kendini buna alıştırmalısın.."
Gerçekler gözyaşı olmuş yanaklarımdan çeneme doğru yol almışlardı.Ben bunları bastırmıştım hep içimde..Şimdi karşıma geçip herşeyi açıklığıyla duymak..
"Ömer için yaşamıyorsun sen bu hayatı..Bu hayat senin.Tabi ki Ömer'de var hayatında ama herşeyini onunla sınırlayamazsın.Sen O'nun için üzüldüğünde çevrende ki herkeste senin için üzülüyor farkında mısın?"
"Ben..ben onunla daha yeni.."
"Anlıyorum.Birbirinizi aramakla geçirmişsiniz bunca yılınızı..Nasıl bir acı olduğunu anlayamam ama..Sevdanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim."
"O..o sadece benim sevdiğim değil Rabia.."Alt dudağımı ısırıp içimden gelen şiddetli ağlamaya engel olmaya çalıştım.Olamadım..
"O benim ağabeyim..O benim ölen ağabeyim.Benim yarınım,yarımım..Ağabeyimin sustuğu yerden güldü o Rabia..Ağabeyimin ağladığı yerden sildi gözyaşlarını..Ağabeyimin düştüğü yerden kalktı o.."
Rabia'da benim gibi tutamamıştı gözyaşlarını.O sesli bir şekilde ağlarken konuşmaya zorluyordum kendimi..
"Ağabeyimin bıraktığı yerden sarıldı o bana Rabia..Ben ne yaptımsa unutamadım Ömer'i.O
.o içimde çok farklı bir yerde.Sadece sevda diye adlandıramıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Spiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...