20."Berceste."

786 43 9
                                    


"Bir şiir gibi narin ve sevdalıydı geçen o zaman."

Medyada ki türkü Mirza ve Rabia çifti için🌹

Güneşin kendini gösterdiği saatlerde araladım gözlerimi.Yanımda uyuyan adamın varlığıyla döndüm sağıma.Alnına düşen bir kaç tutam saça dokundum yavaşça.Neredeyse kirpiklerine değiyordu..Derin bir nefes aldım.Bir bebeği andıran uyuyuşu içimde deli gibi koşan kız çocuğunu daha da arsızlaştırmıştı.

Bir kaç saat öncesine kaydı zihnim.Sabah namazını olabildiğince hızlı kılmıştım.Ömer'in gözlerine bakmamak,yüzümü kızartan cümlelerini duymamak için yatağın içine girmiştim aceleyle.

Ömer benim aksime namazını uzunca kılmıştı.Başını her secdeye koyduğunda gururlu bir şekilde gülümsemiştim.O heybetli adam; kimseye eyvallahı olmayan,kimseye boyun eğmeyen adam Yaradan'a eğiyordu dik başını..Üzerime çektiğim pikenin arasından izlemiştim onu.Biraz utangaçlıkla,biraz da merakla.

Parmaklarımı saçlarından çekip yüzüne bıraktım.Kısa sakalları parmaklarımda tatlı bir acı bırakıyordu.Aldırış etmedim..Sanki dünyanın en güzel şarkısı arka fonda çalıyordu ve ben bu adama tekrar aşık oluyordum.Öyle bakıyordum Ömer'e.İlk kez görmüş gibi,ilk kez aşık olmuş gibi.

"Keşke benim de sana bu kadar bakmama izin versen."

Gözleri kapalı söylediği cümle 'hıhlamama' neden olmuştu.

Ömer gözlerini ellerinin ayasıyla ovarken kısa bir kahkaha attı."Korkuttum mu?"dedi kısık gözlerini gözlerime devirirken.

"Hayır korkmadım."dedim aklım hâlâ ilk söylediğindeyken.Gerçekten bana bakmasına yeterince izin vermiyor muydum?

Ömer sanki içimi okumuşçasına hiç konuşmadı ve gözlerime daldı.Kendimi görene kadar bende baktım yeşillerin harmanladığı gri gözlerine.İkimizde ilk defa bu kadar uzun birbirimize bakıyorduk.Değişmiştim;Eskiye dönsek beş saniyeden fazla bakamadığım adama dakikalarımı veriyordum.Değişmiştim;Ağabeyimi kaybettiğimden dolayı hırçınlaşan tarafım-isyana doğru giden tarafım yerini kadere bırakmıştı,bu adam sayesinde.Değişmiştim;Sadece kendini düşünen tarafım bir başkası üzülmesin diye her şeye katlanır olmuştu.Bir adamın mutluluğunu görsün diye bütün fiziksel acıya göğüs germişti.

Onu sakinleştirmekken amacım,kendimi de uysallaştırmıştım.Her ne kadar yirmi üç yaşında olsam da,yaşadığım hayat ağır olsa da küçüktüm.Kocam söylemişti bunu bana.Sabaha karşı kulağıma fısıldadığı umut verici hayallerin arasında söylemişti.Bakma yaşımıza,biz daha küçüğüz birbirimize anne baba olacağız ki büyüyelim demişti..

"Özel bir gücüm olsaydı eğer şuan kafandan geçenleri dinlemek isterdim."

"Neden?"dedim gülümseyerek.Konuşmasına fırsat vermeyerek ekledim."Hani gözlerime bakınca anlıyordun her şeyi?"

"Gördüğümden çok daha fazlası olduğuna eminim."dedi derin bir sesle.Sağ elimi yanağına dokundurdum.Saniyesinde gözlerini kapattı.Baş parmağımla okşadım yüzünü.

"Ne gördüysen o,senden bir şey saklamam"dedim onun konuştuğu gibi.

Gözlerini açtı ve saçlarımın uzunluğunu göstermek istercesine önüme doğru taradı elleriyle.Kulağımın arkasına sıkıştırdığı saç bitimimden öptü.Ama geri çekilmedi.Birbirimize değmiyorduk ama oldukça yakındık.Ne gözlerimi kaçırıyordum ondan ne ruhumu.Söyleyeceği şeye odaklandı tüm uzvum.

"Şimdi seninim.Senin kocan,baban,ağabeyin,çocuğun.."Gözlerim nemlendi bu dediğine.Öyle içten öyle samimi söylemişti..

"İstediğin gibi sev beni.Nereden eksiksen ordan tamamlarım seni.Nereden yaralıysan ordan sararım."

Yarım Kalan SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin