"Geçmiş aslında geçmezmiş efendim,hep bir köşede yerinden çıkmak için geceyi beklermiş."
Dilimden,benim bile zor duyduğum bir fısıltı çıktı..
"Ömer.."
Kendimi toparladığım anda hızlıca yanlarından geçerek asılıktan çantamı ve pardesümü alıp çıktım evden. Kokusu..hâla değişmemişti.Yanından geçerken saliselik aldığım koku beni eskilere götürdü. O'ydu. Burdaydı. O kadar zamandan sonra tekrar görmüştüm. Ve tevaffuk nasıl birşeydi ki hayatımı kurtaran,beni evine alan ablanın kardeşiydi.
Sokakta,eteğimin izin verdiğince koşuyordum. Rüzgarın şiddetli baskısı yüzümdeki gözyaşıyla buluşunca sızlıyordu. İçim gibi.. Anlatamayacağım duygular öyle bir çıkmıştı ki günyüzüne. Bir anda.. bir anda ne diyeceğimi bilemez duruma gelmiştim.
Telefonum çantamda çalıyordu ama arayanın Ayşe abla olduğunu biliyordum.Açamayacaktım.
》》》》》
"Kızım Deniz neden öyle alel acele gitti. Birşeymi oldu?"
"Bilmiyorum ki anne. Arıyorum da açmıyor.Merak ettim ya."
Genç kadın kardeşinin gelmesine ne kadar sevindiyse,Deniz'in gitmesine de bir o kadar üzülmüştü.
"Akıllı kızdır o. Döner mutlaka." Yaşlı kadının tecrübeli sesi Deniz'in Ömer yüzünden gitmesinden yanaydı. Gitmesinin başka bir açıklaması yoktu.
"Şimdi sana dönelim eşşek sıpasıı! Neden hem eve gelip hemde arıyorsun.Çocuğum senin aklına zorun mu var?"
"Evet ana. Aklımla zorum var."
Genç adamın eve girdiğinde vâr olan neşesi buhar olup uçmuştu.Ne düşüneceğini bilemez oldu. Kapıdan girdiğinde onu görmesiyle şok geçirmiş, o olduğuna inanamamıştı. Ne işi vardı burda. Annesini ablasını nerden tanıyordu?
Ve tek gerçek vardı ki..Özlemişti.. Öyle bir özlemişti ki gördüğü anda içinde oluşan sızıya engel olamamıştı.Her zaman ki kendine has duruşuyla, baktığı anda içinde kaybolduğu ırmak yeşili gözleriyle karşısındaydı.Dudakları hafif aralanmış,kavisli kaşları şaşkınlığın ifadesiyle havaya kalkmıştı. Biraz değişmişti. Tam bir kız olmuştu.
Genç adam "yorgunum duşa gireceğim" bahanesiyle odasına çıktı. Odasının balkonuna koşar adımlarla çıktı. Ama yoktu.Peşinden gitse annesi ablası yanlış anlarmıydı? Belki geri dönerdi. Ama ne işi vardı burda?
》》》》》
Ordaydı işte.Gerçekti..vardı.Uzun boyuyla,geniş omuzlarıyla ben burdayım diye bağırıyordu. Değişmemişti. O yeşil-gri karışımı gözleri yine aynı bakıyordu.Siyah uzun kirpikleri gölgeliyordu tenini.Siyahların arasına düşmüş hafif kır saçları yine aynıydı.
Yağmur, sanki içimdeki fırtınayı görüyormuş gibi bir anda bastırmıştı. Sahilde olduğum için rüzgar öyle bir esiyordu ki bir elim başörtümde diğer elim de çantamdaydı.Bedenim soğuktu ama içim yanıyordu. Tekrar görmek kötü mü iyi mi hissetirmişti hiç bilmiyordum.Gülsem mi ağlasam mı şaşırmıştım.İkisini de yaptım.Ağlarken güldüm. Beni sevmeyişine ağladım,tekrar gördüğüme güldüm. Buydum işte ben.Beni sevmeyen bir adam da yaşıyordum hayatı. Ne gelebiliyordum, ne de gidebiliyordum.
Telefonum tekrar çaldığında açtım bu sefer.
"Nihayet! Kuzum nerdesin sen? Hava çok kötü dışarıda mısın?"
"Evet abla. Sahildeyim."
"Nee! Bu yağmurda sahilde ne işin var Deniz. Hastalanmak mı istiyorsun? Bekle orda geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Spiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...