31."Yaralı damat."

695 38 8
                                    

Bölüm şarkısı ; Sema Moritz - Hasret
(Baran ve Aze çifti için)

"Göz görmeyince gönül katlanır elbet.Ama göz gördükçe gönlün katlanmaması nedir?"

____

Büyük bir mutluluğun eşiğinde oturuyordum.İçeriye giren mutluluk,beni öylesine hayata bağlamıştı ki nutkum tutulmuştu.İstemiştim.Allah şahit çok istemiştim.

Kendi anneliğimden önce Ömer'in baba olmasını çok istemiştim.Bencilliğin farklı bir boyutuydu bu da.Bir kadın ki kendi anneliğinden önce eşini düşünüyordu.

Eş.

Bedenimin ve ruhumun eşi.

Eskiden eş kelimesinin anlamını o kadar önemsemezdim.İki kişi evlenir,birbirlerinin eşi olurlardı derdim.

Ta ki eş kelimesini anlamlandırıncaya kadar.Bütün hücrelerime eş olarak katıncaya kadar.

"Bir kız..bir kız çocuğu istiyorum."dedi Ömer alnını alnıma yaslamışken.

Ellerim pürüzsüz yüzünde geziniyordu.Mutluluğunu belli ettiği gamzesi geliyordu elime.Dudaklarının çokça üstünde duruyordu cennet çukuru.Uzun zamandır çıkmamıştı böyle günyüzüne.Bitmeyen özlemlerim çoğalıyordu böyle olunca..

"Rabbim ne verirse."dedim sözüne karşılık.O'ndan gelecek olan başım üstüneydi.

"Öyle tabi..Ama bu hayatta en çok istediğim şey,kız babası olmak.Bunu sana söyleyemedim üzülürsün diye.Ama o kadar çok istiyorum ki Deniz..küçük bir kız çocuğu,düşünsene."

Sürekli değişen ses tonu ben de ağlama hissi uyandırıyordu.Daha da artmıştı duygularım,en üst dozuna ulaşmış bir şekildeydi.Yükseklerde yaşıyordum sevincimi.

Hızla sarıldım Ömer'e.Hayallerinden öptüm sonra.Ellerimin hasret kaldığı ellerini tuttum.Bu varlığa inanana kadar sarıldım ona.

İnanamıyordum çünkü.İçimde bir can olduğunu biliyordum,hissediyordum evet.Ama bu mucizeye tanıklık edişimiz tuhaftı.

Zordu çünkü.Geçtiğim yollar meşakatliydi.Olmaz demişlerdi.Umut yok demişlerdi.Ama bir Yaradan vardı.Bizi bizden iyi bilen bir Rab vardı.Olmazı oldurandı O..

Kafalarımızı gökyüzüne kaldırdık aynı anda.Gözlerimizden akan yaşlar birleştirdiğimiz elimizde bitiyordu..Şükrettik bize bu canı verene,kırıldığımız yerden çiçeklendirene.Bizi tekrar birleştiren bu vesileye şükrettik...

Birkaç dakika sonra Mirza gelmişti arabayla.Uzunca geçtiğimiz yolları yürüyemeyeceğime kanaat getirince aramıştı Ömer Mirza'yı.Eskisinden daha çabuk yoruluyordum artık.Yeni yeni kavradığım bu durumlar tuhaf hissettiriyordu.

"Kardeşim iyi misiniz siz bu kadar yolu yürüyorsunuz?"diye hayıflandı Mirza arabayı hareket ettirirken.Arka koltukta otururken taktım emniyet kemerini.Birbirine sardığım kollarımla ısıtmaya çalıştım kendimi.

Henüz alışamadığım bu şehrin soğukluğu üşütmüştü.

Ama buna karşılık kalbimi ısındıran insanlar vardı yanımda.

"Konuşmamız gereken konular vardı,yürüdük biraz."dedi Ömer.Mirza ise onca yolu yürümemizden şikayetçiydi hâlâ.

"Bu kadar yürüyecek ne konuştunuz Allah aşkına?"dedi Mirza.Ne konuştuğumuzu merak etmiyordu aslında.Konunun bu kadar uzayıp,buraya kadar gelmemizden bahsediyordu.

"Küçük bir mesele.Hatta o kadar küçük ki,ufacık.."

Bunu söylerken hafifçe arkasına dönmüştü.Söylediği iması gülümsetmişti.

Yarım Kalan SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin