Bölüm fon müziği; Balmorhea - Remembrance
"İçimde, doyuramadığım halde beni terketmeyen kuşlar.."
Karanlık ve sisli bir sokağın ortasında,yıkık dökük evlerin arasında duruyordum.Soğuk, tenimi yakarken etrafa bakınmaya başladım.Kimse yoktu..
Korkuyla kollarımı bedenime sardım.Üzerimde ince beyaz bir elbise vardı.Ve elbisemin eteklerinden kan akıyordu.Dehşetle geri geri adımlarken geçtiğim yerlerde kan izi bıraktığımı gördüm.Korku tüm bedenimi esir almıştı.Tir tir titriyordum.Ellerimi yüzüme götürdüm yürürken..Yüzümde hissettiğim sıvıyla ellerimi geri çektim ve gördüğüm şeyle bağırmaya başladım.
Ellerim kana bulanmıştı!
Bulunduğum yerden koşmaya başladım.Buradan kurtulmak istedim.İçine girdiğim bu dünyadan çıkmak istedim..Karanlık sokaklardan geçerken her yerde kan izi görmeye başladım.
Kimisi el iziyle lekelenmişti,kimisi ayak iziyle..
Biraz daha koştum ki nefes nefese durdum bir anda.Önümde duran silüet gerilememe sebep oldu.Eteklerimdeki kan tüm elbiseme yayılmıştı.Ama bedenimde bir his yoktu.Sadece gördüklerim vardı.
Silüet yavaş yavaş bana doğru adımlayınca yüzü ortaya çıktı.Barış'tı bu..
Ağlamaya başladım gördüğüm yüzle.Ellerimdeki kana bakıyordu.Sanki tenim kesilmiş gibi parmaklarımdan damla damla akan kana anlam veremiyordum.
Barış biraz daha adımladı ve önümde durdu.Mıhlanmış gibi hareket edemiyordum.Korkuyordum,çok korkuyordum.
Gözlerimin içine baktığında onu son kez gördüğüm gibiydi.Bakışları,ellerimle kapattığım gözkapaklarının ardındaki gibiydi.
Arkada olan ellerini öne doğru çıkardı.Bana doğru uzattığı kolları boştu.'Bunu sen yaptın.'dedi sakince.Ne olduğunu anlamaya çalıştığım sırada kollarında bir bebek belirdi.Aynı benim gibi eli yüzü kan içinde olan bebeği görmemle çığlık attım.
"Deniz!Deniz uyan."
Göğsümü baskılayan nefesi tüm gücümle dışarı çıkarırken duyduğum sesle gözlerimi araladım.Ter içinde hızla dikeldim.Ömer telaşla beni uyandırmaya çalışıyordu.
"İyi misin?"dedi korku dolu bir sesle.Nefes nefese ilacımı istedim.Boğazımda biriken nefes dışarıya bir türlü çıkmıyordu.Dudaklarıma değen plastik spreyle içime havayı çektim.Ciğerlerimin rahatlamasıyla rahat bir nefes aldım.
Aklıma hücum eden kâbusla birlikte ellerime baktım hızla.Üzerimdeki çarşafı ittirerek kıyafetime baktım.Kalbim hızla çarpıyordu.Yüzüme yapışan saçlarımı elimin tersiyle iterek ellerime bakmaya devam ettim.
"Gülüm kendine gel."dedi Ömer değişmeyen ses tonuyla.Ellerimi tutmaya çalışıyordu.Çünkü delirmiş gibiydim.Çünkü kendimde değildim.
"Ömer.."
Ömer şefkâtli bakışlarıyla kanatlarının altına aldı beni.Güvenli kollarıyla sarıp sarmaladı.Huzur verici kokusuyla yatıştırdı korkumu.
"Geçecek ırmak gözlüm,geçecek."
Yanaklarımdan akan yaş,çenemde hızını yavaşlatırken iyice ona sığındım.Ömer ise sırtını yatak başlığına dayayıp ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı,günlerdir uykusuzdum.Ama uyumaktan korkuyordum.
Kâbuslarım bitmiyordu..
Hastaneden çıkalı neredeyse bir hafta olmuştu.Her gece başımı yastığa koyar koymaz kâbuslarım başlıyordu.Kimi zaman Barış'ı görüyordum kimi zaman da ölen bebeğimi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Spiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...