Medyada ki türküyle okumanızı tavsiye ederim. :)
"Gönül tandırında bir aş pişiyor,yanan ciğer midir yürek mi bilinmez.."
Sen varken tutunacağım çok şey vardı; Ellerin,gözlerin,sözlerin..Şimdi tutunacağım kırık dalım bile yok.Kuşlarım,onlarda uçmuyor artık gökyüzünde..Kuşların olmadığı bir göğü ben neyleyim?Onlar da keyfinden uçmuyor zaten..Simsiyah bulutlarla dolu gökyüzüm.Güneşim doğmuyor artık.Bana hep gece bana hep hüzün..Öyle yorgunum ki..İçimi görsen için acır.Kalbim bir matem havasında atıyor sessizce.Ağlamak,çaremi yalnızlığıma?Gecenin bir vaktinde başımı ellerimin arasına alıp haykırarak ağlasam geçer mi içimde ki acı?Geçmez,geçmiyor..Gözyaşlarım bile o kadar yorgun ki yavaş yavaş süzülüyorlar yanağımdan.Kirpiklerimden çok gözyaşı döküldü ama sen asılı kaldın orada.Bu yüzdendir hüzünlü bakışlarım,yorgun bir sevdanın izlerinin kanıtıdır onlar.Unutamayışımın,bırakamayışımın..Bu gözyaşları gidişine değil artık.Anladım ki, sen hiç gelmemişsin zaten.Seni yokken var saymışım meğer.Bunlar yalnızlığın gözyaşları.Ağlamak için gözyaşlarına da gerek yoktur bazen.Ben ne çok ağladım bir damla gözyaşı dökmeden.Gözyaşı işte,bazen yanağından süzülür,bazen de içine akar gizlice..
Elimde ki,yüzükleri birleştiren kurdelayı kesmek için ayarlanan makasa baktım.Uzun demire bir damla daha yaş süzüldü..Elbisenin açıkta kalan bacağımdan süzülen kana ilişti gözlerim.Kıyafete defalarca inen kesik darbesinden pay almıştı bedenim.Herşeyden aldığı gibi...Yıkık dökük viraneyi andıran kalbim artık sadece bedensel görevini yapıyor, kan pompalıyordu..Aşk lafzını sanki bir kanser hücresi gibi olabildiğince uzaklaştırıyordu.Oysa aşk güzeldi..Her kalp bir gün aşka düşerdi delice.Aşk dediğim kapkaranlık bir kuyuydu zaten.Bu karanlığı aşka düşünce anladım ben de.Aşka düşmek o kuyunun sonudur aslında..O sona gelinceye kadar herşey çok güzeldir.Etrafında açan çiçeklerden,gökyüzünde ki kuşlardan,gözlerinde ki ışıktan o karanlığı göremezdin.Ta ki dibe vuruncaya kadar.Dibe vurunca bütün çiçeklerin solar,gökyüzünde ki kuşların artık uçmazdı..Gözlerin de ışık saçmazdı artık..Çünkü akıttığın her gözyaşı,senden bir parça ışığı da alırdı düşerken.Gidenin eksildiğini hissetmezdin,eksildiğini hissettiğin kadar..İşte aşkı o zaman anlarsın.Aşk aslında yarım kalmaktır,yârsız kalmaktır..Aşk; simsiyah bir hüzündür..Şimdi sen gittin ya,bende kalmadım zaten.Ellerim ellerinde,gözlerin gözlerinde de kalmadı..En son gördüğüm gülüşün takılı kaldı zihnimde..
Karnıma giren sancıyla elimdeki makas düştü.Tüm bedenimi ürperten ağrıyı geçirmek için kollarımı karnıma doladım.Yüzüm acıdan buruşurken doktorun söylediklerini hatırladım.'Âdet döneminde fazla ağrıların olabilir..'
Çok ağrıyacağının farkındaydım,fakat bu kadar ileri gideceğini tahmin edememiştim.Yırtık elbisemle yavaşça ayağa kalktım.Üç gündür kendimi odaya kapatmış,namazlarım dışında hareket etmemiştim.
Defalarca bıçak saplanıyormuş hissi veren karnımı yok sayarak kapıya kadar ilerledim.Salondan Ayşe abla'nın sesi geliyordu.Her gün bıkmadan geliyordu.Yaren'de aynı şekilde.Birkaç dakika kapıda öğüt verdikten sonra okula gidiyordu.
İki büklüm kapıyı açarken "Anne"diye bağırdım.Ayak sesleri koridorda yankılanırken"Yardım et.."diye fısıldadım.Ayşe abla'nın"Deniz!"diye bağırması ve annemin telaşlı bir şekilde yanıma çöküp ellerini yüzümde gezdirmesi sonucu daha da şiddetlendi ağlayışım."Canım yanıyor anne.."dedim hıçkırıklarımın arasından.Duvar dibine çökmüş,ellerimi kapı pervazına dayamıştım.Deli gibi günlerdir üzerimden çıkarmadığım elbisemin kesilmiş yerlerinden gözüken kanlı çizgide gezdirdi annem ellerini.Bacaklarımın çoğu açıkta kalmıştı.Sağ dirseğimin biraz üzerinde ki düz çizgiyi bozan kan damlaları bileğime doğru yol almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Espiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...