"Her yangına ateş taşıdım da,seni uğurlarken yoluna su döktüm."
__________
Karanlık odanın lambasını yakarak etrafı aydınlattı yeni evli çift.Mirza önde Rabia arkada yürüyorlardı.Birleşen elleri asla ayrılmıyordu.
Bırakmıyordu Mirza.
Sanki parmakları çekilse ellerinden bitecekti.Bitip yok olacaktı.
Sanki teni değmese tenine buz olacaktı,eriyip bitecekti.
Uzun koridoru geçip odalarına girdiklerinde dualarla adım attılar,ömür geçirecekleri yere.
Ömür..
Üç seneyi aşkındır bu cümlenin gerçekleşmesini istiyordu Mirza.Rabia'nın gözlerinde gördüklerini ömrü yapmak istiyordu.
Tuttuğu elin soğuduğunu hissedince ona döndü Mirza.Genç kızın gözleri yerde,boş kalan eli ise gelinliğinin işlemesindeydi.
Mirza diğer elini de aldı Rabia'nın.Hâlâ yerdeydi bakışları.
'Artık evlendik bak gözlerime.'demek istiyordu Mirza.'Gözlerin benden ayrılmasın' demek istiyordu.
Ama bu kızı kırmaktan ölesiyle korkuyordu ki,tek sözüyle kalbini titretse ömrü billah nefes alamazdı.O kahverengi gözleri bir kere nemlendirse kör olurdu.
Olmuştu da.İlk gördüğü günden beri kör olmuştu bu kıza.
Ay'ı kıskandıran beyaz tenine kör olmuştu,yay gibi uzanan kaşlarına,kıvrılan kirpiklerine,hayat kokan gözlerine kör olmuştu..
Yüzünde gezdirdiği gözlerini tuttuğu ellerine kaydırdı.İyice soğuyan ellerini sarmaladı.
"Korkuyor musun?"
Rabia bu soruyla baktı kocasına.Gözleri hafif yaşlı,dudakları gülümsemeliydi.Kafasını iki yana salladı.Bu adamın elleri şifaydı,gözleri hayattı.Neyden korkacaktı?
"Üşümüşsün ama."dedi Mirza ellerini daha sıkı sararken.
"Isıtırsın."dedi genç kız ihtiyatla.
Mirza içini eriten bu sesle tek elini genç kızın beline yerleştirdi ve kendine çekti.Alnını alnına yaslayan bu adam,içine çektiği bahar kokusuyla yumdu gözlerini.
"Isıtırım tabi."dedi mırıldanarak.
Rüyada olmadığına ikna ediyordu kendini.Gözlerini kapatıp bambaşka bir güne uyanmaktan korkuyordu.
Rabia sağ eliyle yanağını okşadı Mirza'nın.
Bu ten..
Elleriyle bütünleşmişti sanki.
Bir olmuştu,tamamlanmıştı.
"Kendimi bildiğimden beri şefkâte açım..Bir dokunuşa,iki çift güzel söze.."
Rabia'nın gözleri nemlendi bu dediğiyle.Yuvasını dağ belleyen bu adam ne bir eli tutmuş ne de bir çift göze bakmıştı.
Yabaniydi.
Gözleri ölümden başka bir şey görmemişti.Kandan başka bir koku duymamıştı.Aş tüten bir ev görmemişti nicedir.
Çocukluğuna gömdüğü duygular diriliyordu bugün.
Bu kızın dokunuşuyla,sesiyle..
"Eğer seni bunlar yüzünden incitirsem en çok benim canım yanar."diye de ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Espiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...