16. Bölüm

26.9K 467 31
                                    

Birlikteliğin ardından. Ellerimi çözdü.
"Düşündüğümden daha güzel vücudun varmış" der demez yüzüne tokatı yapıştırdım. Bana nasıl bunu yapardı. Bana sinirli bir şekilde baktı ve
"Dua et elini kırmıyorum. Banyoya gir ve kısa bir duş al" dedi
"Bir de kırsaydın Aras bey, ben daha hiç bir sorumun cevabını almamışken cezasını çektim ne oluyor he ne oluyor?"
"Doğa kaç defa açıklıyorum sen benim müstakbel eşimsin"
"Peki neden daha tanıştık bile sayılmaz neden böyle yaptın Aras?"
"Ehh yeter be hep neden hep neden? Git banyoya gir beni daha fazla delirtme kaçmayada çalışma kapının önünde bekleyeceğim."

Fazla üzerine gitmeden banyoya girdim. Bana sadece duş iyi gelebilirdi. Sıcak suyun altında öylece beklecektim ki aras kapıyı çalıp
"Kısa bir duş dedim eğer 10 dk çıkmazsan içeri girer seni ben çıkarırım" diye bağırdı.
Burda bile rahat yok ya. Ama o görürdü abim bir yakalasında nasıl onu süründürecekti.

Havluyu vucuduma sardım. Banyoda kıyafet olmadığına göre kıyafetler dışarıdaydı. Arasa seslendim
-kıyafetlerimi ver nerdeler?
- yanımdalar gel de giyin.
- ne olmaz asla kapıdan beri uzatsan
-Doğa çıkmazsan çıkarmasını çok iyi bilirim.
- tamam tamam.
Diyip çıktım. Yatağa oturmuş beni bekliyordu. Kıyafetlerde yanındaydı. İç çamaşırları yine kırmızıydı.
- bu iç çamaşırlar neden hep kırmızı.
- çünkü ben seçtim. Seni en seksi halin ile göreyim diye.
- çok iğrençsin. Bir daha alırsan lütfen kırmızı alma nefret ederim de. Dedim. Güldü ve beni üzerimde havlu varken süzdü.
- odadan çık da giyiniyim. Dedim.
- zaten göreceğimi gördüm giyinsene güzelim.
- Aras ciddiyim çık odadan
- beni deli etme doğa hemen havluyu bana ver ve giyinmeye başla.
Gözünün önünde giyindim. Bana zevk ike bakıyordu. Ondan o kadar iğrendim ki. 
.
.
.
Ben giyindikten sonra mutfağa doğru aşağıya indik. Bu ev 2 katlıydı sanırım. Ona çok sinirliydim. Ama aşağıya inelim diyince etrafı incelemek ve kaçmak için gözlüyordum. Bütün camlarda demir vardı. Dış kapıda çelikti. Ah doğa ah başına ne dertler aldın.

Merdivenden inerken tam karşıda olan çelik kapıya doğru koştum şansımı denemek istemiştim ama tam da tahmin ettiğim gibi kilitliydi. Aras bana dönüp,
- kilitlemeyecek kadar aptal değiliz herhalde be kızım. Dedi.
Ona gözlerimi kısıp sinirle baktım.

Mutfağa girdiğimizde her şey hazır masanın üzerinde bekliyordum ki. Bütün hayallerim suya düştü.
- eee hani yemekler
- hazırla da olsun
- madem beni kaçırdın bir tane de aşçı kaçırsaydım ya
- ha ha çok komiksiniz doğa hanım
Karnım zil çaldığı için yemek yapacaktım yoksa...
aras mutfaktaki sandalyeye oturdu ve beni izlemeye başladı.
- ne yemek istersiniz Aras Bey
- patates ve köfte isterim
Ağzına kadar dolu olan buz dolabı açtım ve içinden hazır köfte ve hazır donmuş patates çıkardım.
- tavalar nerde?
- bana kadeh arattığın gün geldi aklıma sıra sende sen bul tavayı.
- şu anda şaka sırası değil. Tava nerde
- bul
Demesi ile sinirden yağ yerine ben kızardım ve tavayı uzun arayışlar sonucu buldum. İçine yağ döküp patates ve köfteleri kızarttım.
Ben onları kızartırken Aras tabak ve bardakları çıkardı. Ayrıca dolaptan da kola çıkardı.

Yemekleri koyduktan sonra afiyetle yedik. Ona kinayeli bakarak
- ellerime sağlık bulaşıklar sana kaldı üzgünüm
dedim ve kendimi salon zannettiğim yere giderek koltuğa attım. Salonda ki masa da telefon vardı. Onu elime geçirir geçirmez açtım ancak şifre istiyordu. Şifreyi bilemediğime göre acil aramalar kısmına girdim polisin numarasını çevirip aradım. Hemen cevap geldi.
-yardımınıza ihtiyacım va...
Der demez elimden alınan telefon ile neye uğradığıma şaşırdım. Karşımda şinirden kırmızı bir adet Aras vardı. Ve onun karşısındada ne yapacağını bilmeyen bir adet Doğa...

Zorla SahibimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin