53. Bölüm

7.8K 389 33
                                    

Multide Doğa

Hava alanından içeri girdiğimizde daha uçağa 30 dk vardı. Aras ile ben bekleme alanında beklerken ilerde ki kahve dükkanının yoğun ve cezbedici kahve kokusu burnuma gelmişti. Gerçi Aras'la en son kahve dükkanına geldiğimizde pek iyi şeyler yaşamamıştık ama yine de şansımı deneyecektim.

Evden çıkmadan önce çantama bir miktar nakit koymuştum. Aras'a döndüm ve önce onu inceledim. Telefonunda meşgul olduğu belliydi. Kaşlarını çatmış ve ciddi bir şekilde telefonuna bakıyordu. Ona bakıp söyleyecekken, konuştu. "Yine ne oldu?" Bu adam nasıl bir varlıktı. İçimi falan mı okuyordu acaba? Ona şaşkın bir yüz ifadesi ile baka kalırken kendimi toparladım ve "Kahve alıcam sen de ister misin?" Dedim.

Telefonunda yüzünü hala daha kaldırmayıp "İstediğimi sormadan önce sanki izin alman gerekiyor sevgili karıcım." Dedi. Ah beni sinir etmeye çalışıyordu. "Ne izni ya zaten şurası hem senin kölen falan değilim artık sen de anlasan iyi edersin." Dedim. Beni herhalde çalışanı olarak görüyordu.

Gözlerini, telefonundan sinirle kaldırdı. Bakışları bile ondan korkmamı sağlıyordu. Ama tabi ki de ben cesur duruşumdan ödün vermeyerek ona bakıyordum. "Bu konuyu akşam eve gidince konuşucağız ama şimdilik kapatıyorum." Dedi. Gözlerimde sanki bir zafer edası ile yanından kalkarken bileğimi tuttu ve "Kahveyi neyle almayı düşünüyordun öpücükle falan mı?" Diyip elime kredi kartını sokuşturdu. Ardından "Bundan sonra bu senin." Dedi. Nedensizce bi gurur yapmıştım içimde ama dışa göstermemeliydin. Hem Aras'ın çantamda ki parayı bilmemesi iyi olurdu belki bi gün işime yaradı.

"Tamam." Diyip avucuma sokuşturulan kredi kartını aldım. "Şifre doğum yılın ve ben buradayım gelmeme gerek varsa söyle" Diye de ekledi. Başımı hayır anlamında salladım. Aslında eski Doğa olsa asla bu kredi kartını almaz bir de üzerine bi ton laf söylerdi. Ancak şimdi durumlar değişmişti ve gittikçe benliğimden uzaklaşıyordum.

Hafif uzun olan kuyrukta sıranın en sonuna geçtim. Arkamda birisi daha kuyruğa girmişti. Pek incelemesemde benden bir kaç yaş büyük bir adam olduğunu anlamıştım. Arada beni süzmesi onun hakkında kötü düşünmemi sağlarken hafiftende sinir olmuştum.

Sıra bana geldiğinde kasiyere istediğim kahveyi ve Aras'ın içtiği o sert kahveyi söyledim. Aras kahve istememişti ama ona almak kötü olmazdı. İçimden gelmişti. Ben tam kasiyere kredi kartını uzatacakken arkamda ki adam "İznizle kahvenizi ısmarlayabilir miyim?" Diye sordu. Ona şaşkın bir yüz ile bakıp "Hayır teşe..." diyebildim.

Çünkü cümlemi yarım bırakan şey şaşkınlığımın daha çok artması olmuştu. Aras adama bir yumruk atmıştı ve adam 2 adım sarsılmış olan biteni anlamaya çalışıyordu. "Ne oluyor lan nasıl karıma sarkarsın!" Diyen Aras ile kendime gelebilmiştim. "Aras lütfen dur bi şey yapmadı. Dur lütfen." Bağırışlarımı dinlemeyen Aras adamın üzerine yürüdü ve yakasından tuttu. Zor durumda kalan adam ise "Hiç bi şey yapmadım sadece kahvesini ısmarlamaya çalıştım." Gibi şeyler söylüyordu. Ancak Aras ne beni ne onu dinliyordu. Adamı hırpalıyordu. En sonunda adamı yere attı. Tam üzerine çıkacakken etrafımızda toplanan insanlara karşın korumalar sonunda gelebilmişti.

Aras'ı zapt etmeye çalışan korumalar onu tutmaya çabalarken Aras "tamam sakinim." Diyip korumaların onu bırakmasını sağladı ve onu bırakan korumlardan sonra yerde yatan adama bir tekme daha attı. Ağzımdan çığlıklar kaçıyordu. Aras fazla kıskançtı ve bunun sonuçları hiç iyi olmuyordu. Arkadan gelen polisler Aras'a doğru geldiler. Aras son kez sinirle yerde yatan adama baktı ve cool bir biçimde elinde kelepçe olan polise ilerleyip kollarını birleştirerek takmasını bekledi.

Gözlerim açılmış olanları izliyordum. Polisler gelmişti ve Aras gözlerimin önünde belki de benim yüzümden tutuklanıyordu. Polislerin ve Aras'ın yanına doğru ilerledim. Sanırım iş sandığımdan daha kötüydü. Aras'ın kollarına polisler girip onu götürürlerken sadece izledim.

Zorla SahibimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin