34. Bölüm

12.1K 352 62
                                    

Multi de Doğa
Abim! Abime kaç haftadır hiç bu kadar yakın olmamıştım. Onla aramızda belki de metreler vardı ama ona ulaşamıyordum. Araçlar, arka arkayaydı. Aras'a durması için bağırıyor hatta direksiyonu tutarken, elini ittirip direksiyonu kırmayı bile düşünmüştü. Ama o ağzını açmadan bana sinirle bakıyor ve bir şekilde engelliyordu. Abimler hala arkamızdan gelirken kalbim hızlanıyordu. Beni bulacaklarına emindim. Beni abim bulacak ve Aras'ın elinden alıcaktı.

Hayatım ne kadar saçma bir hale dönmüştü. Biri zorluyor ve ben birinden kurtulmak için diğerini ümitleniyordum. Mesela Batuhan kaçırdığında Aras'dan medet ummuştum. Şimdi ise Aras'dan kurtulmak için abime umut sarıyordum.

Abimlerin olduğu aracın camları siyah olsa da yan camdan çıkan silah ile havaya ateş ettiklerinde araçta sadece abimin olmadığını anlamıştım. Canım yanıyordu. Karnımı hareket ettirmekte zorlanıyordum. Ama abime ulaşmak için çırpınıyor ve Aras'a kaza yapmaya uygun ortamlar hazırlıyordum. Aras ise bu kovalamaca başladığından beri ağzını açmamıştı. Keskin yüz hatları ile sinirli bir şekilde yola bakıyordu. Arada ona istemediği hareketler yaptığımda öfke ile yüzüme bakıyor ve direksiyonu sıkıyordu.

Kovalamaca tüm hızı ile devam ederken Aras gaza daha çok yüklenmiş ve araya mesafe koymuştu. Ben ise çığlık çığlığa bağırıp ağlıyor, "Abi!" Diye sayıklıyordum. Aras ise beni öldürecek gibi baksa da konuşmuyordu. Neden böyle yaptığını anlamamıştım. Normalde olsa bana bağırır, tehdit ederdi. Ama şimdi sadece o siyaha yakın gözler ile yapmamamı bildiriyordu. O siyah gözlere kanıp onu dinleyemezdim. Hele özgürlüğüme bu kadar yakınken olamazdı.

Abimleri yolda bile göremeyeceğimiz bir fark attıktan sonra bir ara sokağa girmiştik. İşte şimdi bu çok kötü olmuştu. Abimler büyük ihtimalle düz gidicek ve bizi bulamayacaklardı. Artık ağlamak ve cırlamaktan sesim kısılmıştı. Sadece akan göz yaşlarım ile olanları izliyordum. Bir şeye bu kadar yakınken ellerinden kayıp gitmesi çok kötü bir durum. Aras sokakta biraz daha ilerledi ve sokağın sonunda arabayı durdurdu.

Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Aras dudaklarıma yaklaştı "Sana kapa çeneni demiştim değil mi? Ama sen ne yaptın yine beni dinlemedin. Ama sana bağırmayacağım. Çünkü seni anladım sen beni sevmekten korktuğun için nefret etmeye çalışıyorsun. Bu yüzdende bana karşı gelip sana kötü davranmamı istiyorsun." Dedi.

Alakası yoktu. Benim tek istediğim ne abim ne de evimdi. Ben özgürlüğüme kavuşmak istiyordum. Ondan aşık olmaya da korkmuyordum. Daha onu tanımıyordum bile. Tam kendimi açıklamak için bir şeyler diyecektim ki anlamadan dudaklarıma yapıştı. Hasta halimle bir şeyler mırıldanıyordum ancak sesim inleme sesinden öteye gitmiyordu. Sanki hıncını almak ister gibi beni öpüyordu. Sert ve tutkulu. Elimle onu itmeye çalıştım ama o elleriyle ellerimi tutup arkama tek eli ile sabitledi.

Nefesim azalıyor ve bu öpücük beni yoruyordu. Tam beni öpmesi bittikten sonra "Beni deli etme küçüğüm. Sadece beni sevmeye çalış çünkü ben seni sevmeye başladım bile!"

Ağzım açık onu dinliyordum. O ne diyordu böyle. Tüm şaşkınlığım ile ona bakarken söze devam etti "Sen vurulunca içim gitti Doğa! İçim! Senin yerine ben acı çekmek için ne kadar dua ettim bir bilsen. Ben ilk defa böyle oldum. Belki senin için duymak zor bunları ama ben seni seviyorum küçüğüm." Dedi ve alnıma bir öpücük kondordu. Hisleri eğer gerçekse ne diyeceğimi bilmiyordum. Ben ona hiç sevmek gözüyle bakmamıştım. O benim için hep düşmanımdı. Ama şimdi işler değişmişti. Ben bunu kaldırabilir miyim bilmiyordum.

Gözlerimin içine baktı ve "Biliyorum şu anda sırası değil ama." Dedi ve cebinden yüzük kutusu çıkardı. Hayır olamazdı ben buna hazır değildim. Bana tutku ile baktı ve yüzüğü kutudan çıkartıp elimi aldı ve işaret parmağıma soktu. Parmağıma tam oturmuştu yüzük. "Bunu sakın çıkarma!" Dedi. Eee hani soru? Tamam soru sorması işime gelmezdi ama bir insan da bu kadar odun olamazdı. Hala sessizce akmaya devam eden göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve "Bunu takmak istemiyorum. Aras daha seni doğru düzgün bile tanımazken nasıl sevmemi beklersin?" Dedim.

Bir ara gözlerim parmağıma kaydığımda hayatımda görmediğim kadar zarif bir tektaştı. Bana hafif sinirle baktı ve "Doğa eğer bu yüzüğü çıkarırsan onla beraber parmaklarını da çıkartırım. Hem kimse sana bakmaya ve yanaşmaya cüret edemez." Dedi. İşte ben size demedim mi 'odun' diye. Ona kinaye ile baktım ve "İstersen alnıma kocaman 'Aras' yazdırıyım. O zaman hiç bakmazlar." Dedim. Beni deli ediyordu bu adam. Hafif bir sırıtış ile "Eğer gerekirse onu da yaparım." Dedi. Bu adam şaka falan mıydı?

Çok geçmeden yüzük olan elimi tuttu ve öptü. "Hadi karıcım bu gün seni çok yordum. Evimize gidelim." Dedi. Bu adam bana devamlı karıcım falan diyor. Acaba ben bilmeden evlendimde haberim mi yok? "Ee evlilik işi suya düştü herhalde?" Dedim amacım ağzını yoklamaktı. Bana yüzünü çevirdi ve hafif mutlu ifade ile "Sadece erteledik güzelim. Ne oldu yoksa üzüldün mü ertelenemesine." Dedi. Onu takmamak üzere kafamı cama yasladım ve dışarıyı seyretmeye başkadım. Evlilikten de kurtulamamış, abimi de bulamamıştım.

Ben abimle eve gitmek isterken, Aras'la beraberdim. Ayrıca Aras'ın beni sevmesi ondan ayrılmam için olayları daha da zorlaştırmıştı. Evin önüne geldiğimizde yine kalkamayacak haldeydim. Karnım çok acıyordu. Aras bana sinirle bakıp "Doğa sakın benden habersiz bir daha hareket etmeye çalışma görmüyor musun halini? Bu iki oldu farketmedim sanma!" Diye hafif tembihlemeler ile bağırmıştı. Nasıl bu kadar her şeyi biliyordu ona da şaşırmıştım. Hastane de ben doğrulmaya, kalkmaya çalışırken o uyuyordu.

Yavaşça beni kucağına aldı. Ben düşmemek için kollarım ile boynunu tutuyordum. Çalışanların kapıyı açması ile beraber merdivenlerden yukarıya çıktı. Beni yatağa düzgünce koyduktan sonra üzerime baktığımda tişört ve eşofman vardı. Bu sıcakta bana eşofmanı hangi gerizekalı giydirmişti acaba? Aras'a döndüğümde "Aras altımdaki eşofmanı kim giydirdi?" Dedim. Sıcaktan ölecektim. "Ben giydirdim ne var? Şort giydirseydim de millet bacaklarına mı baksaydı?" Dedi. Bu da neydi böyle. O mu üzerimi değiştirmişti. Bu arada tam bir öküz ve gerizekalıydı.

Aras biraz sessizlikten sonra "Evde şort giymek istersen giyebilirsin ama korumaların yanına çıkmak yok anladın mı beni?" Kafamı hafifçe anladım anlamında salladıktan sonra zaten istesemde çıkamayacağım aklıma geldi.  canım yanıyor bir de korumaların yanına şortla çıkarım ya kesin. Dolabı açtı ve bir şort çıkartıp yanıma yaklaştı. Hayır o giydirmeyecekti dimi? "Aras sen giydirme ben giyerim." Dedim. Neremle giyiceksem daha düz oturamıyorum bile hafif bi sırıtma attıktan sonra "Doğa sen benim eşim sayılırsın anladın mı? Senin her noktanı ezbere aklımda biliyorum zaten benden utanmana gerek yok dedi ve altımdaki eşofmanı inadına yapar gibi her noktama dokunarak yavaşça çıkardı. İşte böyle yapacağını biliyordum. "Aras ya adam akıllı üzerimi değiştirirsin ya da..." eee devamı yoktu ben onu ne ile tehdit edebilirdim ki daha ayağa bile kalkamıyordum. Aras bana bilmişlik ve hafif sırıtma ile bakıp "yada ne?" Dedi. Kafamı yana yatırdım ve bozulmuş bir şekilde "Giydir şunu!" Dedim. Aras ise gülmelerinin arasında şortu giydirmişti.

Bi dakika benim hala anlayamadığım şeyler vardı benim karnım bir kaç çizikten daha çok acıyordu. Bunu anca kavramam ne kadar ironi alsa da karnım sargılarla kapatıldığından bana be olduğunu anlamamıştım. "Aras sadece karnımda çizikler yok dimi?" Dedim. Aras ise "Doğa sen karnından vurulduğunu anca mı öğreniyorsun?" Dedi. Demek karnımdan vurulmuştum. Karnıma girmişti o kurşun. Aras ise çok geçmeden elinde bir çanta ile geldi. "İyi ki hatırlattın doktor sık sık sargılarını değiştirin demişti." Dedi.

Yanıma geldiğimde yavaşça sardımı açmaya başladı canım bazen acıdığında ses çıkarsam da genelde onun nazik dokunuşlarını izliyordum. Hafif kanlı eski sargıları çıkardı ve çantadan yeni bir sargı çıkartıp sarmaya başladı. Arada göz göze geliyorduk. Biliyordum o beni seviyordu yoksa bu kadar ilgilenmez böyle bakmazdı bana. Tişörtümü indirdi ve yanıma yattı.

Tam her şey yolunda ilerlerken kapı çaldı...

Ballarım bölüm sonu lütfen oy vermeyi unutmayın. Bu arada bölümle ilgili iyi kötü tüm yorumlarınızı merak ediyorum. Ayrıca dün kısa attığım için bu bölümü uzun attım.                                      Sizleri seven yazarınız 🍯

Zorla SahibimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin