Multi de Doğa
Yüzüğü yere atmam ile beraber saçımı tuttu.sinirden alnındaki damar belirginleşmişti. Korkmaya başlamıştım. Ama belli etmemek için elinden geleni yapıyordum. "Benim sabrımı mı deniyon lan sen! O yüzük parmağından çıkmayacak demedim mi?! Sen büyük bir cezayı hak ediyorsun!" Dedi ve beni çığlıklarım eşliğinde sırtına alıp yukarıya çıkardı. Odanın kapısından girer girmez beni yatağa attı. Atması ile beraber karnımın acısıyla gözümden yaş çıktı. "Sen hakettin! Bi kaç gün bu odadan çıkma da akıllan!" Diyip kapıyı seslice örttü.
Normalde bu kadar az ceza vermezdi. Ancak yine bana karşı olabildiğince sinirli bile olsa kendini tutmaya çalıştığını anlamıştım. Ben bu olaylar olmadan önce bir kere bile ağlamayan Doğa artık küçük bir olayda bile ağlıyordum. Ama artık kendimi tembihlemiştim ağlayamayacaktım. Kendimi başkası için üzmeyecek sadece o an kurtulmak yada ne olacağını düşünmek için kendimi yorucaktım.
Yatakta hafif doğruldum. Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Nasıl kurtulacaktım? Yada kurtulamayacaksam Aras'a şans verecek miydim? Aslında hep şans vermek için kendimi tembihlesem de illaki bir olay yaşıyor ve yine üzülen ben oluyordum. Eğer ona şans vereceksem daha çok ona katlanmalı ve alttan almalıydım. Bunu yapabilecek miydim?bilmiyordum ama burdan kaçmayada pek ümidim kalmadığından ona şans vermekten başka çarem yoktu.
Onu sever miydim? Onu da bilmiyorum. Tek bildiğim Ona alışmam gerekiyordu. En azından benden vazgeçene kadar kendimden onu soğutmalıydım. Onla inatlaştıkça beni daha çok elde etmek istiyorda olabilirdi. O yüzden en iyisi ona iyi davranmak olacaktı. Siz bunu şans vermek mi? yoksa yalakalık mı? dersiniz bilmem ama daha fazla bu olaylara katlanma beni yıpratmıştı.
Ben tam bu konuya odaklanmış ne yapacağımı düşünürken camdan bir ses geldi. Çığlığım ile beraber etrafı inceledim. Her şey anlık olmuştu. Cama baktığımda kırılmıştı ve yerde bir taş vardı. Büyük ihtimalle biri içeri taş atmaya çalışmıştı. Ama aşağıda korumalar varken kim bunu yapardı ki? Hızla camdan aşağıya bakmam ile beraber kimseyi göremedim. Ben olayı anlayana kadar, şoktan kurtulana kadar onun burdan kaçması çok normal diye düşündüm. Yerdeki taşa baktığımda bir kağıt bağlı olduğunu anladım.
Ben tam kağıdı alıp okuyacakken Aras, çığlıklarımı ve gürültüyü duymuş olacak ki "Doğa!" Diye bağırdı. Kağıdı, Aras'ın görmemesi en iyisi diye düşünerek sütyenimin içine koydum. Ardından Aras hızla kapıyı açıp etrafı inceledi. "Ne oldu lan burda kim bunu yapmaya cesaret eder!" Diyerek taşı eline aldı. "Bu korumalar ne işe yarıyo lan!" Diyip taşı cama sinirle tekrar attı. Kapıdan hızla çıktı. Sanırım korumaları dövecekti. Arkasından gitmeyecektim. Gitmeme gerek yoktu sonuçta korumaların işleri iyi yapmadıkları barizdi. Ama tabi dayak yemeleri doğru olmasada pek de umrumda olan bir konu olmayacaktı. Ben o kadar masum ve o kadar vicdanlı bir insan değilim. Ben iyi de değilim. Sadece eski Doğa biraz ara vermişti. Ben değişmemiştim.
Aras'ın odadan çıkması ile yatağa oturup sütyenimdeki kağıt parçasını çıkardım ve dikkatlice okumaya başladım.
Prensesim korkma canım ben abin seni hep aradım. Umarım bu kağıt eline geçer. Burdan kurtulman için sadece benim yazdıklarımı dinlemen yeterli. 2 gün sonra Aras ile düğünün olacak. Sen oradan ne yapıp edip aşağıda plakası yazan, salonun hemen önünde bekleyecek olan, kırmızı arabaya binmelisin. Eğer dediğimi yaparsan en yakın zamanda tekrar eski hayatına döneceksin prensesim.
Seni çok seven abinYazanları bir kere daha okudum ve sevinçle ayağa kalkıp saçma saçma dans hareketleri yaptım. Kağıdı tekrar sütyenime koydum. Aras bu kağıdı bulmamalıydı. Ne yani kurtulacak mıydım ondan? Rüyalarım gerçek olacaktı. Abim beni bulmuştu. Sadece her zaman yaptığım işi yapıp tekrar kaçacaktım. Peki 2 gün sonra düğün olduğunu Aras neden bana dememişti ki? En iyisi ona bilmiyor numarası yapmak olacaktı. Yoksa soruları ile gerçeği öğrenebilecek zekaya sahip birisiydi.
Ben tam mutlulukla kendimi yatağa atmıştım ki kapıdan Aras gelip yanıma yattı. Beni kendine çekip kollarını doladı. "Sana bir şey olmadı değil mi güzelim? Seni çok seviyorum." Dedi. Öyle içten söylemişti ki ona sarılıp kaçmayasım bile gelmişti. Ama ben eski hayatımı ne olursa olsun elde edecektim. Eski Doğa olacak ve yine hayatı takmadan yaşamdan dibine kadar zevk alacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Sahibim
ChickLitMerhaba ben Doğa ve babam ölünce abim beni İzmir e düşman şirket yüzünden sürgün etti. Ama belkide beni korumak yerine onların kucağına attı belki de aşkın... Bana zorla sahip olmuştu. Bana emrediyordu. En çok korktuğum şey ise onunla zorla evlenece...