İzmir'e gelmiştim. Abim beni karşılamaya şöför göndermişti. Arabaya binip kalacağım eve geldik. Küçük bir sahil kasabasında ki Ev çok güzel bir villaydı. Hep aynı evlerden oluşan bir site gibi yerdi burası . Evimin önünde durduğumuzda çok fazla koruma olduğunu farkettim. Bunun nedeni abimin beni korumak istemesi falandır diye düşünmüştüm ama bir kaç tane güvenlik yeterliydi neden bu kadar abartmıştı ki. Beni bu kadar korumak istemesinin altında ne vardı?
Bu site de pek dolu ev yoktu. Herhalde insanlar bu evleri yazlık olarak kullanıyorlardı. Veya pek talep gelmemişti çünkü evler sahipsiz gibiydi.
İçeriye girdiğimde ise mutfak ile salonun birleşik olduğunu gördüm hoşuma gitmişti. Modern bir tarz hakimdi.
Ben yukarı çıktığımda ise odama geldim. Odamda mor renk hakimdi ve güzel normal bir odaydı öyle çok bir şatafatlı değildi. Bu hoşuma gitmişti.
Ben odaları Dolaşırken yanıma bir abla geldi.Ona şaşkın bakışlarımine bakınca kendini tanıtma ihtiyacı duydu ve bana
"Abiniz bana evi toplama ve yemek yapma görevi verdi yani bu evin çalışanıyım" dedi. Ben bu evde çalışan olmasını istemiyordum. Sonuçta kendi yemeğimi kendim yapabiliyordum. Telefonumu elime aldım ve abimi aradım.
-alo abi
-selam prenses
-abi evime çalışan almışsın
- ihtiyacın olur diye düşünmüştüm. ne oldu? Bir şey mi oldu?
- abi ben evimde bir çalışanın olmasını istemiyorum?
-kendi işlerini yapabilir misin?
- en azından yapmaya çalışırım hem eğer çok zorlanırsam yine biri tutarsın olmaz mı? Bana şans ver.
-tamam o zaman bu seferlik böyle olsun.
-yaşasın abi saol
-sana güveniyorum ona göre.
-Abi bu arada sana bir şey soracağım neden evin önünde bu kadar çok koruma var?
-Güvenliğin için.
-Biraz abartılı sanki?
-Sen abinin sözünü dinle ve bu arada okula kaydını yaptırdım yarın başlayabilirsin? Müdüre sadece adını söyle anlar o.
-Tamam abicim sözünü dinleyeceğim. Hadi görüşürüz.Dedim ve kapattım yine uzatmadım çünkü elbet bir gün nedeni ortaya çıkar ve uçakta dediğim gibi abimin sözünden çıkmayacağım:)
Canımın sıkılması ile evden dışarı çıktım. Dışarıda bu gün yeni taşınan komşular vardı. Taşınmayı izleyen bahçede ki yaşıtım gibi duran çocuğu gördüm ve ona yaklaşma ihtiyacı duydum. Yalnız olmayı seven bir insan değilimdir. Yanına gidip "merhaba yeni taşınıyorsunuz galiba ben de bu gün geldim" dedim. Çocukta bana bakarak tebessüm etti ve "evet bildin" dedi. Ardından "adım Can" demesine karşın kendimi tanıtmadan lafa dalmama şaşırarak "ah pardon kendimi tanıtmadım bende doğa." Demek ile yetindim.
"Eeee numaranı versene?" Diyince ilk şaşırsamda ve "şşşt yabancı yavaş." Diyip güldüm. Ardından numaramı söyledim. Bende onunkini istemeden bana mesaj attı.
Mesajda;
"Yarın okula girmeden önce ileride ki kafe de kahvaltı yapmaya ne dersin?" Yazıyordu
"Hımm aslında hayır demem" diyerek geri mesaj yolladım ve yüzüme bakıp tebessüm etti. İyi birine benziyordu.Çok geçmeden hava karardı ve muhabbetimiz bu günlük bundan ibaret oldu. Eve gelince mesaj attığı numarayı kaydettim. Bence ilk dostumu çoktan bulmuştum.
.
.
.Gece olunca abim aradı ne var ya uyuyordum. Bu saatte de aranmazki. Yarı uykulu bir şekilde telefonu açtım;
-Doğa beni iyi dinle çok önemli şeyler söyleyiceğim beni dikkatle dinle Dedi.
-tamam abi söyle
- Bak güzelim yanında sağında solunda dikkat çeken birisi varmı seni takip eden sana laf atan hatta seni tehdit eden birisi var mı? Bak hayatın için çok önemli bana doğru söyle
- yok abi kimse işte okula gidip gelicem her gün.
-Bak güzelim öyle biri var ve söylemiyorsan bozuşuruz bak bana doğru söyle
- yok abi kim olacak
- tamam senide akşam akşam rahatsız ettim erken yat uyu tamam mı öyle bir şey olursa ara beni
- abi ne oldu ki
- önemli değil keyfini bozma prenses iyi geceler.
- iyi geceler abicim
Telefonu kapattım, ve ne olduğunu düşünmeye başladım acaba can olabilir miydi? Yok canım daha neler o dikkat çekmedi ki ben gittim onun yanına... ben böyle düşünürken çoktan gün aymıştı...
Sabah olunca evin zili çaldı. Nerdeyse gece boyunca uyumayan bedenim ile Kapıyı açtım. Karşımda Can vardı. Tabi benim dağınık saçımı ve morarmış gözlerimi görünce bir gülme tuttu. Ona sinirkensem de haklıydı.
"Hala gülüyor gülmesene" diyerek sitem etsemde gülmekten cevap bile veremedi.
Bende odama çıkıp 20 dk gibi kısa bir sürede şort ve tişört giyerek hazırlanıp salonda bekleyen Can'ın yanına gittim. Can bana yine tam gülmek üzere gibi bakmaya devam ediyordu. Bense ona hala sinirli bakmaya...Kafeye doğru giderken "senin adın artık cadı" dedi. Ne oldu ki? Ne demek istemişti? "Ha" dedim bana yine kahkaha atacakmış gibi bakıp "sabah ki halinden sonra artık seni cadı diye çağıracağım" dedi. Ona dil çıkardım ve "bu cadı kara büyü yapmasın dikkat et!" dedim.
Kafeye gelmiştik. Oturduk ve 2 kahvaltı söyledik. Bana ailemin durumunu, annemi ve babamı, ne iş yaptıklarını, kardeşlerimi falan sordu ona ailemi kısaca özetledikten sonra üzüldü, bunu yüz ifadesi açıkça belli ediyordu. Bana dönüp "bende senin 2. Abinim o zaman tamam mı cadı?" Dedi. Ona tebessüm ederek kafamı salladım.
Okula sonunda gelmiştik. Müdürün odasını zar zor bulduk ilk içeri ben girdim. Müdürümüz zayıf ama keldi. Ona adımı söyledikten sonra "tamam Doğa hanım nasılsınız?" dedi. "İyiyim" dedim ve ardından "sınıfım ne?"dedim. "11-c" dedi. Tam kapıdan çıkıyordum ki "abinize selamımı iletin." Dedi. Ah şu para avcıları. Arkama bile bakmadan odadan çıktım.
Odadan çıkınca ardımdan içeri Can girdi. Oda çok geçmeden çıktı. Ona dönüp "sınıfın Ne?" Dedim. "11-C senin?" Deyince sevindim ve bende "sanırım sınıf arkadaşıyız." Dedim. Ve böylelikle sınıfa gittik ve ilk dersimizdeydik. Teneffüs zili çaldığında ise beraber bahçeye çıktık.
Bahçe de dolaşıyorduk ki bir kalabalık oldu ve acayip pahalı bir siyah araba geldi. Bütün kızlar dikkatle inceliyorlardı. İçinden ise uzun boylu yakışıklı birisi çıktı. Ama ben onu tanıyordum. O kim miydi? ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Sahibim
Chick-LitMerhaba ben Doğa ve babam ölünce abim beni İzmir e düşman şirket yüzünden sürgün etti. Ama belkide beni korumak yerine onların kucağına attı belki de aşkın... Bana zorla sahip olmuştu. Bana emrediyordu. En çok korktuğum şey ise onunla zorla evlenece...