Cem beni kolumdan sarsarak araba da uyandırdı. "Hadi Doğa geldik." Dedi. Uykulu gözlerle etrafa baktım.
Bayağı büyük ve güzel bir evinde durmuştuk. Bahçesi de ev kadar güzel olsa da bahçe duvarları ceza evini andırıyordu. Gerçi evde aynı mapushane gibi gri renklerindeydi. Bahçe ise bu anlattıklarımın tam zıttı bir sürü çiçeklerle donatılmış güzel bir alandı.
Kalbim hızlanmış ve heycanım son raddeye gelmişti. Cem denilen ve daha 2 saat önce tanıştığım bu adama inanmıştım. Gerçi başka şansım olduğu da pek söykenemezdi. Derin bir nefes aldım.
Eve doğru çekingen adımlar atarken cem zile bastı. Kapı açılmak üzereydi.
Kapı açıldığında zarif ve ince bir kadın kapıyı açtı. Cem kapının önünde olduğundan önce ona "hoşgeldin Cem" dedi.
Sonra beni farkettiğinde kadın donakaldı. Yoksa yaksa bu benim annem miydi? yoksa beni tanımış mıydı?
Kadın yüzümü inceledi ve gözünden bir damla yaş düştü. "Doğa" dedi çok kısık bir sesle. Bende ona bakıyordum ve cidden duygularım kabarmıştı. Hislerim "o senin annen." Derken hemen hissime kapılmadım ve olacakları izlemeye karar verdim.
Kadın bana doğru geldi. Gözlerime biraz daha baktı ve sarıldı. Artık gözünden sadece bir damla yaş akmıyordu. Hüngür hüngür ağlıyordu. Ona bizi bıraktığı için kızgındım ama o benim annemdi. Bunu hissediyordum.
Bende ona sarıldım. Ama daha anne demiyecektim. Bizi neden bıraktığını öğrendiğim ve onu haklı bulduğum zaman ona anne diyecektim.
Göz yaşları enseme akarken "Doğa kızııım." Diye sayıklıyordu. Kalbim dayanamıyordu.
Kadın yani annem kendine biraz olsun geldiğinde benden ayrıldı ve göz yaşlarını bir eli ile silip "hadi içeri gelin çocuklar." Dedi.
Ne çocuklar derken Cem'i çocuğu gibi gördüğünden mi öyle demişti yoksa... hayır bence ona yardım eden komşu çocuğu falandı ve ona evladı gözüyle baktığından öyle demişti.
İçeri girerken kapıda Cem'e baktığımda mutlu gözüküyordu. Sanki vicdanını rahatlatmış gibi.
İçeri girdiğimde evin vintage dizildiğini gördüm. Bu hoşuma gitmişti. Salonda 3 kişilik koltuğa oturdum. Cem ise tekli berjere. Ardından elinde limonatalarla annem geldi.
Bize ikram ettikten sonra o da yanıma oturdu. Cem'e bakarak "nasıl buldun? Nasıl ikna ettin nasıl inandırdın Doğa mı? Dedi.
Aslında ona soracağım ve onunda bana soracağı o kadar çok şey vardı ki.
Cem cevabını vermeden ben lafa girdim. "Bakın ben buraya aslında bir şey için geldim. Sadece bir şey sormak için. Lütfen önce onu cevaplayın." Dedim.
Resmi konuşuyordum çünkü ne bileyim belki de öylesine bizi bırakmıştı yada annem değildi.
Annem bana soran gözlerle "Sor Doğa'm. Sor güzel kızım." Dedi.
"Neden bizi bıraktın?" Dedim. Sorum netti.
Annem gözlerime bakıp yutkundu ve "tamam sana her şeyi anlatacağım sonucu ne olursa olsun anlatacağım." Dedi ve salondan çıktı.
Ne olacağını merak ediyordum. Cem'e baktığımda ise o da biraz endişeli gözüküyordu. Sanırım ikisi de tepkimden korkuyordu.
Annem elinde küçük bir sandıkla geldi. Eski olduğu belliydi. Sandığı ortamıza koydu ve içinde ki resimlerden çıkarmaya başladı.
İlk resimde bir kadın ve abimin küçüklüğü vardı sanırım. Bu kadın annemin gençliğiydi. Bana bunun gibi bir sürü resim çıkardı. Babam abim ve annemin olduğu resimler de önümdeydi. Ancak benim de olduğum sadece 3 resim vardı. Bunun medenini ikimizde biliyorduk. Ben 1 aylıkken gittiği içindi.
Artık annem olduğuna inanmıştım ama neden gitmişti onu hala açıklamamıştı.
Resimlere yine baktı ve gözünden akan yaşla konuşmaya başkadı. "Biliyorum beni affetmeyeceksin ve biliyorum sana annesiz geçen o yıllarını geri veremiyeceğim."
Bana her şeyi anlattı.
Ve sonra gözlerime baktı. "Anneni affedebilecek misin?"
Ona bir soru daha sordum. "Eğer babam seni buraya sürmeseydi sen yine o aşkınla gider miydin?"
"Hayır gitmezdim. O yüzden zaten eve dönmüştüm size bir şey olmasın diye zaten bu evden çıkmamıştım."
Aslında annem sadece gönlünü dinlemişti. Ancak babamı aldatarak hata yapmıştı ve en ağır şekilde cezasını hem çekmiş hem de bize çektirmişti.
Ancak anlattıkları ile abim ve babamdan tiksinmiştim. Annemi bu eve tehdit ile kapatmıştı. Ve sırf babam inadı adına ne anneme aşkını boşanarak yaşamasına izin vermiş ne de onunla evli gibi yaşamıştı.
Aslında kafam cidden çok bulanıktı. Annemi affetme konusunda bile emin değildim. Tamam kalbini dinlemişti ve aldatmıştı ama çocukları adına bunu yapmaması gerekirdi.
Annem gözlerime bakıp hislerimi anlamaya çalışıyordu.
"Biliyorum babanı aldatmamalıydım. Ancak ondan çok özür diledim. Evden sürülürken ona yalvardım. Sana beni öldü diye tanıtmaması için ağladım. Ama sana yemin ederim baban beni dinlemedi bile."
Sanırım sadece uykuya ihtiyacım vardı. Beynim dolmuştu ve affetmek cidden o kadar kolay değildi.
Cem beni anlamış gibi "Anne Doğa'nın yatağını hazırla istersen." Dedi.
Evet artık biliyordum Cem'le aynı annenin çocuklarıydık. O benim kardeşimdi yada üvey kardeşimdi ama sonuç olarak yakınımdı.
Abimin asla benim buraya geldiğimi bilmesini istemezdim. Cem'e zarar vermesini istemiyordum. Abim tam bir salaktı ve güçlü olup herkesi tehdit edebileceğini sanıyordu.
Annem merdivenlerden indi ve "Kızım yatağın hazır." Dedi. Kızım diyince ne yalan söyleyeyim şaşırdım. Anneler kızlarına kızım derdi aynı babalar gibi.
Aslında benim de onlara başımdaki Aras belasını anlatmam gerekirdi ancak zamanı bugün değildi. O yüzden yatmak en iyisi olacaktı.
Yukarıda bana gösterilen odaya annemin peşinden gittim. Annem odaya girerken elimden tutup gözlerime baktı ve "nolur sarılabilir miyim bu özlemim hala gitmedi hala inanamıyorum." Dediğinde
Nedensizce tebessüm ettim ve ona sarıldım. Annem ise yanağımdan öptü ve "iyi geceler kızım." Dedi.
Odaya girdiğimde. Kapıya dayandım ve ağlamaya başladım. Annemi bulmuştum ama ona hala anne diyememek ne büyük bir acıydı.
Özlemi kalbimdeyken onla yabancı gibi konuşmak beni yoruyordu. Biz nasıl bu hale gelmiştik. Sonumuz ne olacaktı bilmiyordum.
Ayrıca Aras beni bir daha bulacak mıydı ondan da emin değildim. Ve bir de abim duyarsa ne olacaktı.
Her şey aklımı tırmalarken düşünmek zordu. Ben de yatağa yattım ve gün doğana kadar bu olayı düşündüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Sahibim
ChickLitMerhaba ben Doğa ve babam ölünce abim beni İzmir e düşman şirket yüzünden sürgün etti. Ama belkide beni korumak yerine onların kucağına attı belki de aşkın... Bana zorla sahip olmuştu. Bana emrediyordu. En çok korktuğum şey ise onunla zorla evlenece...