62. Bölüm

10.1K 258 48
                                    

Cem'den
Şirkette yine her zamanki gibi doluydu. İnsanlar koşturuyor ve hava stres kokuyordu. Ben ise elimdeki dosyaları Ceo'muz olan Selim Bey'e getiriyordum. Selim bey bana her zaman sıcak davranan iyi biriydi. Başkalarına karşı hiç bu kadar iyi değildi ama nedensizce bana özel davranıyordu.

Selim beyin odasına girdiğimde, Selim bey oturduğu deri sandalyesinden beri beni süzdü. Bu sefer morali bozuk olmalıydı ki bana bir şey demedi. "Dediğiniz dosyalar." Diyip dosyaları masaya bırakacakken gözüme kağıtlara zımbalanmış fotoğraf denk geldi.

Birden gerildim. Yüzümün renginin solduğunu anladım. Resme çok uzun bakmış olmalıyım ki Selim Beyde resme baktı ve ani bir hareketle resmi ters çevirdi. O resimde annem vardı. Annemin gençlik fotoğrafı neden oradaydı. Selim beye bunu sormalıydım. Yoksa merakım beni kemirecekti. Ters çevirdiği kağıdı havaya kaldırdım ve resmi göstererek "Bu resim neden sizde?" Dedim. Bir kez daha annemin gençlik fotoğrafına baktım. Onu nerden mi tanımıştım? Yüzündeki hiç değişmeyen simasından ve boynundaki beninden.

Çok eskilere ait bir fotoğraf olmasına rağmen annem hafif dekolteli pileli uçuş uçuş bir elbisesi ile kırda poz verirken çekilmişti. Bu arada bayağıdırda annemin yanına gitmemiştim. Onu da çok özlemiştim ama asıl sorun bunlar değil bu fotoğrafın burada ne aradığıydı?

Selim bey önce kızardı. Onu ilk defa böyle görüyordum. Normalde kendinden çok emin ağır bir insandır. Ancak bu sorum onu sanki kıstırmıştı. Bana bir açıklama yapması lazımdı. Resimdeki kadın benim annemdi ve neden onun resmi buradaydı? "O şey benim eee benim... Evet benim hayatımı kurtardı. O kadın beni kurtardı trafik kazasından ve bende onu unutmamak için fotoğraf...." birden yüzü asıldı ve kendine gelir gibi "Neyse ne size hesap vermeyeceğim. Odamdan çıkarabilirsiniz." Dedi ve kapıyı gösterdi.

Bu adamın kesinlikle psikolojik sorunları vardı. Verdiği cevapta beni hiç tatmin etmemişti. Yalan söylediği belliydi. Ama şimdi hiç söylemeyeceğindende emindim. Belki annem biliyordu bu konuyu. Selim Bey'in dediği şeyi yaptım ve odadan çıktım ama bu olayı öğrenmeden huzura kavuşmayacaktım.

...

Merakım beni dürtüklerken mesai saati gelince şirketten çıktım. Ortada oyun olduğunu hissediyordum. Annem zaten benden hep bir şeyler saklardı. Bu güne kadar hiç sırlarını merak edip deşmemiştim ama Ceo muza kadar giden bu büyük mesele neydi? Belki de benle alakalıydı. Beni araştırayım derken annemide araştırmış olabilirdi? Ancak içimden gelen güçlü bir ses yıllar boyunca annemin sırları ile bağdaştığını bana fısıldıyordu.

Ben doğdum doğalı annem büyük ama karanlık bir evde hapsolmuşçasına yaşardı. Evden çok acil bir şey olmadıkça çıkmazdı. Hatta berdeyse hiç çıkmazdı. Annem ve babam evlenmeden Dünya'ya gelmişim. Neden evlenmediklerini hala daha bilmiyorum. Babam bizimle yaşamıyordu gerçi bende hep annemle kalmıyordum. Bazen babamda kalıyordum. Annemle kaldığım zamanlar babam sık sık olmasa da arada ziyaret ederdi. Sonra ise gitti... ben 10 yaşında iken arkadına belki de bakmadan gitti.

Otobüse binmiştim. Annemin evine yakın bir durakta durdum ve indim. Heyecanlıydım. Bu gün belki de bu büyük sır çözülecekti.

Büyük ve karanlık evin önüne geldiğimde zile bastım. Annem kapıyı yaşlı elleri ile açtı. Yaşlanmıştı ama güzelliği ve zarifliğinden bir şey kaybetmemişti. Her zaman asil gözükür ve yerinde konuşurdu. Ancak artık yaşlanmış ve hastalıkları oluşmaya başlamıştı. İlaçlarını içsede kendine ait bir çalışanı kabul etmiyor ve bütün işleri yaparak yoruluyordu.

Neyse asıl konumuz bu değildi. Tebessüm eden yüzü ile bana bakan annem "Hoşgeldin oğlum." Dedi. Normalde onun yanında kalmadığımdan iş çıkışı önce eve gider sonra anneme arada geçerdim. Erken gelmeme şaşırmış olmalıydı.

Zorla SahibimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin